BAKTIKÇA / A. Kemal KAŞKAR
Bir yıl uçmuş geçmiş bile …
Başlanınca yürünüyor ve geriye dönüp bakıldığında da şaşırma, heyecan, mutluluk karışımı bir duygu-düşünce yoğunluğu yaşıyor insan … Dünya üzerinde varolabilmek kadar değerli bir yoğunluk ve bir o kadar da yorgunluk …
Gazetecilik böyle bir şey: ‘Yazıyorsanız eğer bir şeyler yapıyor hatta yaşıyorsunuz’dur … Günler, haftalar, aylar, yıllar geçer gider, yazdınız yazdınız yazamazsanız yoksunuz demektir …
Bu durumda gazetecinin sloganı: “Yazıyorum öyleyse varım”dır …
BAKIŞ’ın birinci yaşını doldurması vesilesiyle bugün siz sevgili okur-yazarlarıma, BAKIŞ ile birlikte birinci yılını dolduran BAKTIKÇA’da yayınlanan ana yazılarımın başlıklarını aktarmak istiyorum.
Nerelere bakmışız, nasıl yaşamışız bir bakalım …
Yazı başlıklarıyla
‘İçimde bir iş yapmanın saadeti’ (1 Haziran 2018)
‘Yazdıklarım onurum’dur! (8 Haziran 2018)
“Garanti Hasta = Müşteri!” (13 Haziran 2018)
‘Ubuntu yapmak!’ (22 Haziran 2018)
601 kişi seçtik! (29 Haziran 2019)
Milas İlçe İnsan Hakları Kurulu, Hak ihlalleri ve Gazeteciler … (6 Temmuz 2018)
“Gidemedik bir yere, kaldık orada …” ‘Bir Sanat Galerimiz bile yok burada!’ (13 Temmuz 2018)
“Tek Adam Modeli” ve ‘Kent Konseyleri’ … (20 Temmuz 2018)
24 Temmuz ‘Basının Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü’ydü … (27 Temmuz 2018)
Gani Turanlı ile bir Stretonikeia anısı ve iki yıldır gerçekleşen ‘rüya’ … (3 Ağustos 2018)
Kanserlerden ölüyor halâ dünyamız! (10 Ağustos 2018)
Mahmut Makal ve Ali Mil’e saygılarla … (17 Ağustos 2018)
Melih Cevdet, bana hep çok şey öğretmiştir ve öğretmeye de devam etmektedir … (31 Ağustos 2018)
Yıllardır bestelemek istediğim o şarkı mı? (7 Eylül 2018)
“Zam zam zam! Ucuzluk ne zaman?” (14 Eylül 2018)
‘Tuvalet Kağıdı’nın durdurulamayan “yükselişi” (21 Eylül 2018)
Gerçek, yanlızca gerçek! Yani haber, sadece haber! (28 Eylül 2018)
Islık çalmak! (5 Ekim 2018)
Ben olsaydım, hemen düzeltip özür dilerdim! … (12 Ekim 2018)
“Efendiler, yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz!” (19 Ekim 2018)
‘İtibar’ öyle olmaz, böyle olur! (26 Ekim 2018)
Yüzümde hoş kokulu bir gülümseme … (2 Kasım 2018)
Yaz yaz bitmez … (9 Kasım 2018)
“Ruhumuz bize yetişebilsin diye …” (16 Kasım 2018)
“Cumhuriyete Kanat Gerenler” (23 Kasım 2019)
Tarımsal üretimde ‘markalaşmak’ ve kazancın paylaşımında ortaklaşmak için Kooperatif ve Birliklerin önemi … (30 Kasım 2018)
Sonbaharın son gününde … (7 Aralık 2018)
70 yıllık ‘İnsan Hakları’ deneyimiyle … (14 Aralık 2018)
Ne üzücü ki: Bir ‘hızlı tren cinayeti’ daha … / Yeni bir yıla doğru … (21 Aralık 2018)
2018 bitmeden … (28 Aralık 2018)
Pırıl pırıl günlere özlemimiz ‘azami düzey’de … / ‘Samimiyet!’ (4 Ocak 2019)
Vazgeçmemeliyiz! (11 Ocak 2019)
Milas’a ilgi odaklarını çoğaltmak … (18 Ocak 2019)
Yokluğunun 26’ncı yılında … (25 Ocak 2019)
‘Çok Sevgili Büyüklerim’ için … (1 Şubat 2019)
Milas gelişti, güzelleşti! (8 Şubat 2019)
Dünyayı -biraz da- samimiyet kurtaracak, samimiyetle başlayacak her şey! (15 Şubat 2019)
‘Gazetecilik suç değildir!’ (22 Şubat 2019)
“Hepimiz aynı belediye otobüsündeyiz”! (8 Mart 2019)
‘Fuar Alanı’, “Milas’ın Fuarları” için olmazsa olmaz! (15 Mart 2019)
‘Yerel seçim’ doğru eksene oturtulmalı! (22 Mart 2019)
‘Yer değiştiren siyasetçiler’le ilgili bir öneri … (29 Mart 2019)
Siyasette başarı-başarısızlık ve demokrasi! (5 Nisan 2019)
AK Parti’nin “İstanbul’da Seçimi Sandıkta Kaybetme Dersi”nde başarılı olması dileklerimle … (12 Nisan 2019)
Hep “Mücadeleden hiç vazgeçmeyin çocuklar ve güzel günler göreceğimize inanın” demiştik … (19 Nisan 2019)
Tarihimizde ‘galeyan’ın yeri ve önemi! (26 Nisan 2019)
“Dalgaları karşılayan gemiler gibi …” (3 Mayıs 2019)
“Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek …” (10 Mayıs 2019)
“Gerekçeler” yazılırken … (17 Mayıs 2019)
Demokraside ‘bertaraf tehdidi’ olur mu? (24 Mayıs 2019)
Demokraside ‘kumpas’ olur mu? … (31 Mayıs 2019)
Yazı yazmayı bırakıp ‘yazı başlığı’ mı yazsam!
Yazılarımı oku-ya-mamış sevgili okur-yazarlarıma bir tür hizmet olarak da değerlendirilebilecek bu toplamın yararlı olacağını umuyorum …
Öyle ya, insanın soyadına ya da tipine bakarak hangi partiye oy vereceğinin şıp diye anlaşılabildiğinin iddia edilebildiği sevgili ülkemde yazılarımın adlarından hareketle ‘neler neler yazdığım’ın anlaşılması boş bir beklenti olmasa gerek …
Kimbilir belki de giderek yazı yazmayı bırakıp ‘yazı başlığı’ yazarım olur gider …
BAKTIKÇA’nın yaşgününü kutluyor, yeni yılında başarılarının devamını diliyor, başta sevgili Oğlum Melih olmak üzere BAKIŞ’ın oluşmasına emek ve omuz veren, katkıda bulunan herkeslere teşekkürlerimi sunuyorum … Yeni yeni başlıklarda buluşmak üzere …
‘Yazısız pankart’a yasak!
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun olan bir grup öğrencinin, mezuniyet törenine ‘yazısız pankart’ ile girmek istemeleri, ülkemizde ‘yasak ayarı’nın ne denli kaçtığını bir kez daha kabak gibi ortaya çıkardı.
İddiaya göre salon girişinde pankartları kontrol eden polis ve özel güvenlik görevlileri, “törende pankart açmanın yasak olduğunu” söyleyerek gruba izin vermeyip yazısız pankarta el koyunca tartışma yaşandı. O sırada bir fakülte görevlisinin, yazısız pankartı kastederek, “Photoshop’la istediğinizi yazarsınız” dediği de öğrenciler tarafından iddia edildi …
Ne büyük bir tehlike: Photoshop (!) …?
Vay uyanık öğrenciler vay … Az daha ‘boş senet’i imzalatıp daha sonra üstünü istedikleri gibi dolduracaklarmış! Ondan sonra öde ödeyebilirsen …
Demek ki sevgili ülkemde “güvenliksizlik hissi” bu kadar yükselmiş …