“Linyit madeni çıkarılmak üzere tarımsal üretim yaptıkları arazileri Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim A.Ş. tarafından satın alınmak istenen yurttaşlar “Satmayacağız!” diyor … Ekizköy ve Karacahisarlı hemşerilerimiz, konuyla ilgili olarak Milas Kaymakamı Eren Arslan tarafından düzenlenen toplantıda görüşlerini dile getirdiler …
A. Kemal KAŞKAR –
Milas Kaymakamı Eren Arslan, 30 Temmuz Salı günü Ekizköy ve Karacahisar köylüleri ile bir araya gelerek,
linyit madeni sahasının genişletilmesi için Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim A.Ş. tarafından arazileri satın alınmak istenen köylü yurttaşları dinledi.
Katılımcıların çoğu kadındı …
Ekizköy, Karacahisar ve Çamköy muhtarları ile birlikte yaklaşık 100 yurttaşın katıldığı toplantıda, katılımcıların çoğunluğunu kadınların oluşturması dikkat çekti.
Milas’ın Ekizköy, Karadam ve Karacahisar mahallesi sakinlerine Mayıs ayında şirket tarafından noter aracılığı ile gönderilen ihtarnamelerde arazilerinin satın alınmak istendiği, aksi halde kamulaştırılacağı belirtilmişti. Bunun üzerine köylü yurttaşlar çeşitli platformlarda, başta zeytinlik olmak üzere tarımsal üretim yaptıkları arazilerini satmak ve başka bir köye ya da Milas’a taşınmak istemediklerini dile getirmeye başladılar. Tarım, özellikle zeytincilik ve bir ölçüde de hayvancılıkla geçimlerini sağlayan yöre halkı arazilerini satmalarının aynı zamanda gelirlerini ve mesleklerini kaybetmek anlamına geleceğini vurguladılar.
Noter yazısının ardından Haziran ayında planlanan köy toplantısına, toplantı çağrıcısı şirketin hiçbir yetkilisi gelmediği için görüşmeler yapılmamıştı. Yine Haziran ayında, şirketin bir grup köylüyü termik santrale çağırarak görüşme yapmaya çalıştığı biliniyor.
Kaymakam Eren Arslan’ın yöre halkının konu ile ilgili görüşlerini dinlemek üzere düzenlediği toplantıda, özellikle halâ üretim yapıp sebze, meyve, süt ürünleri üreten ve bunları başta Milas pazarı olmak üzere yakın çevre pazarlarında satarak aile ekonomilerini ayakta tutabilen kadın yurttaşlarımızın, köylerinin linyit madeni yüzünden ortadan kaldırılmasına kesinlikle karşı oldukları görüldü.
Karadam ve Karacahisar’da yine linyit sahasının genişletilmesi için 2017 yılından itibaren kamulaştırılan Ekizköy’e bağlı Işıkderesi mevkisinden daha önce taşınmış olan yurttaşlarımız da yaşıyor.
İkinci kez evlerini, tarlalarını terk etmek zorunda kalmak istemeyen eski Işıkderesi sakinleri, şirketin kamulaştırma için ödediği paralarla yeni bir ev yapamadıklarını, bankadan kredi çekerek borçlandıklarını, evlerini de, şirket yetkililerinin “burada kömür yok” diye gösterdikleri yerlere yaptıklarını; ancak aradan 2 yıl bile geçmeden şimdi arazilerini ve evlerini yine kaybetme durumuyla karşı karşıya kaldıklarını gözyaşları içinde Kaymakam Arslan’a aktardılar.
“Köylü bitti mi şehirli de biter Kaymakam Bey”
Bir erkek katılımcının, arazilere dönüm başına ödenmesi teklif edilen fiyatın çok düşük olduğunu söylemesi üzerine, kadınlar hep bir ağızdan “(dönümüne) 100 bin de verseler satmayacağız! Burası bizi doyuran topraklar, atalarımızdan miras topraklar” diyerek karşı çıktılar.
Köyün kadınlarının bu itirazına diğer katılımcılar da alkışlarla destek verdi.
“Köylü bitti mi, şehirli de biter Kaymakam Bey. Biz yetiştirirsek siz öyle yersiniz şehirde. Bu millet zorla yetiştirdi o zeytinleri. O tencereye akşam zeytinyağını koyuyorsanız bizim sayemizde koyuyorsunuz” diyen Ekizköylü kadın çiftçi de ayakta alkışlandı.
Zeytincilikle uğraşan bir başka yurttaş, “25 yıldır çocuğum gibi büyüttüğüm zeytin ağaçlarım gidecek; o kadar emeğim gidecek. Ben sadece zeytinlerime bakıp üreterek çoluk çocuğumla yaşamak istiyorum” dedi.
90 yaşında olduğunu söyleyen Ekizköylü bir kadın ise bu topraklarda doğup büyüdüğünü, bu yaştan sonra başka hiçbir yerde yaşamak istemediğini söyledi.
Toplantıda, kömürün sadece arazilerini ele geçirmekle ve onları topraksız bırakmakla kalmayıp, santralden dolayı tüm yöre halkını da hasta ettiği, yörede kanser hastası olmayan ev kalmadığı, santralin tozunun zeytinlerin verimini de düşürdüğü dile getirildi.
“Neden bugüne kadar bir şey yapmadınız?”
“Bu sorunlar 35 yıldır var, neden bugüne kadar bir şey yapmadınız?” diye soran kaymakama, yurttaşlar; bu sorunların santralden ve kömürden kaynaklandığına dair işin başında kimsenin kendilerine bilgi vermediğini, 10’larca yıl içinde bu gerçeği kendilerinin yaşaya yaşaya fark ettiklerini söyleyerek yanıtladılar.
Bir katılımcı, linyit madeni sahalarının genişlemesinin aynı zamanda bölgenin su kaynaklarının tükenmesi ve kirlenmesi anlamına da geleceğinin altını çizdi.
Ekizköy’e komşu ve saha genişlemesinin bir sonraki adımı olacağı iddia olunan Çamköy’deki yeraltı su kaynakları Bodrum’un yıllık su tüketiminin üçte birini karşılıyor. Ayrıca Güllük ve havaalanına da yine buradaki yeraltı suyu kaynaklarından içme-kullanma suyu temin ediliyor.
Toplantıda ayrıca, araziler şirket tarafından satın alınsa bile Zeytin Kanunu’na göre tek bir zeytin ağacının bile kesilmesinin yasak olduğu; bu durumun görülmesi durumunda jandarma aracılığı ile kesimlerin durdurulmasının ve mülki idarenin şirkete yasal yaptırım uygulamasının gerekliliği vurgulandı.
Benzer sıkıntıların Yatağan’ın Turgut mahallesinde de yaşandığını anlatan bir katılımcı Kaymakam Arslan’a, Milas’ın zeytinlerini korumanın mülki idarenin görevleri arasında olduğunu söyledi.
Kaymakam Eren Arslan da zeytinciliğin bölge için önemli bir geçim kaynağı olduğunu, zeytinciliğin korunması ve geliştirilmesi için ellerinden geleni yaptıklarını belirtti.
“Bölge için henüz bir kamulaştırma kararı alınmadı …”
Yöre halkının linyit maden sahasının genişletilmesi yüzünden topraklarından, evlerinden ve geçim kaynaklarından olacaklarına dair endişelerini dinleyen Kaymakam Arslan, bölge için henüz bir kamulaştırma kararı alınmadığını, alınması durumunda bunun Anayasa ve kanunlarda belirlenen kriterlerle işletilecek bir süreç olacağını, ayrıca kamulaştırma kararı çıksa bile köylülerin bu karara dava açabileceklerine dikkat çekti.
ÇED de yapılmamış!
Bir katılımcının mevzuata göre maden sahası genişlemelerinde çevresel etki değerlendirilmesi (ÇED) yapılması gerektiğini hatırlatması üzerine bu saha için ÇED yapılmadığı da ortaya çıktı.
Toplantı, Ekizköy/Karadam ve Karacahisar köylülerinin “Köyümüzü/toprağımızı bırakmak istemiyoruz. Devletimiz bize sahip çıksın” talepleri ve alkışlarla sona erdi.