BAKIŞ Haber –
Yeni ‘Adli Yıl’ ilçemizde de düzenlenen bir törenle başladı. 2 Eylül Pazartesi günü saat 9:30’da Atatürk anıtına çelenk sunulmasıyla başlayan törene Cumhuriyet Başsavcısı Adem Efe, Cumhuriyet Savcıları Müstakim Türkyılmaz ve Zafer Çoban, 2. Asliye Ceza Hakimi Garip Aykanat, Sulh Ceza Hakimi Özgür Yalçın, Kadastro Hakimi Ayhan Boyraz ile Muğla Barosu Milas İlçe Temsilcisi Av. Ozan Güngör ve Milas Belediye Başkanı Av. Muhammed Tokat’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda avukat katıldı.
Önce Cumhuriyet Başsavcısı Adem Efe, ardından Baro Temsilcisi Av. Ozan Güngör tarafından Atatürk anıtına çelenkler sunuldu, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal marşımız okundu ve ardından Ozan Güngör tarafından -özetle- şu konuşma yapıldı:
“Dün 1 Eylül Dünya Barış Günü’ydü. Kadın cinayetlerinin, kutuplaşmaların arttığı, terör illetinin yakamızdan düşmediği bu dönemde her ne kadar barıştan söz etmek zor olsa da, yine de umudumuzu yitirmeyecek, barış için mücadeleye devam edeceğiz. Unutulmamalıdır ki barışın tek şartı önce insan olabilmektir. Aklıyla, duruşuyla, vicdanıyla insan olabilmek. İnsan topluluklarının devlet halinde oluşmaya başladığı ilk zamanlardan beri hakkın yerine getirilmesi, adalet dağıtma işi devletin en önemli görevi sayılmıştır. ‘Adalet mülkün temelidir’ ilkesi yüzyıllar önce ortaya atılmış ve bugüne kadar gerçekliğinden hiçbir şey yitirmemiştir.
Etkin ve bağımsız savunmanın olmadığı rejimlerde, hakimler ve savcılar, idarenin memurlarından ibarettir.
Toplumun tüm haksızlıklarına karşı en büyük güvenceleri kuşkusuz bağımsız mahkemelerdir. O halde mahkemelerin yansız, güvenilir, her türlü kuşku ve etkilerden uzak ve saygın olması, toplumun güven ve huzuru için şarttır. Ömer Hayyam’a göre, ‘Adalet kainat’ın ruhudur’. Bu ruhun, hukuk devleti, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin amacına uygun şekilde hayat bulabilmesi için erdemli hukukçulara ihtiyacımız vardır.
Adaletin tesisi hedefleniyorsa, adli mekanizma iyi çalışsın isteniliyorsa, yargının kendi unsurları arasında da adaletin ve eşitliğin sağlanması gerekliliği açıktır. Avukatlar, savcılar ve hakimler yargının üç vazgeçilmez unsurudur. Ayrı ayrı kamaralarda bulunsak dahi sonuçta hepimiz hukuk gemisinin içerisinde bulunmaktayız.
Gün, hukukun üstünlüğü için avukat, hâkim ve savcıların kenetlenmesi günüdür.
Gün, Cumhuriyet devriminin ışıklı yolunda demokrasi ve özgürlükler için omuz omuza mücadele etme günüdür. Bu mücadele elbette kazanılacaktır.
Geçmişte olduğu gibi bugün de mücadelemizi birlikte sürdürme azim ve kararlılığımızla zor günlerin aşılacağına, Cumhuriyet ve değerlerine, Atatürk ilke ve devrimlerine uygun, hukukun üstün kılındığı, sosyal hukuk devleti ilkelerinin hayata geçirileceği günlere olan inancımızı tekrarla, yeni adli yılın adil yargılama hakkının tüm yönleriyle uygulandığı yıl olmasını diler, saygılar sunarım.”
Baro Temsilcisinin konuşmasının ardından, avukatlar ellerindeki karanfilleri Atatürk anıtının önüne bıraktılar.
Menteşe’ye ‘Yeni Adliye Hizmet Binası’
Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun da, il merkezimiz Menteşe’de düzenlenen Adli Yıl açılış töreninde -özetle- şu konuşmayı yaptı:
Zor ve çok çalışmamızı gerekli kılan bir Adli Yıl’a başlıyoruz. Toplumda adalete olan güven ne yazık ki % 20 – 30 aralığında bir noktaya inmiş bulunmakta. Elbette neden bu güven kaybının oluştuğunu irdelemek zorundayız. Ama buna takılıp kalmadan, toplumun adalet duygularının güçlenmesine, güven inancının artmasına katkı sunacak her türlü çalışmayı fedakarca yapmak da zorundayız.
Eğer gerçekten Adaletin Mülkün Temeli olduğuna inanıyorsak, temeli sağlamlaştırmak için her birimiz elinden gelenin en iyisini, en güzelini, fedakarca ve karşılık beklemeksizin yapmak zorunda. Bu ülke bizim ve biz, bizim ülkemizi adil ve adaletli kılmak zorundayız.
Geçtiğimiz aylarda “Yargı Reformu Strateji Belgesi” adıyla ve kısaca “Yargı reformu Paketi” olarak isimlendirilen bir metin açıklandı. Ülkemiz yargısı açısından son derece önemli tespit ve çözümler içeren bu çalışmanın bir an önce yargı pratiğimize geçirilmesini bekliyoruz.
Bu metin ile ülkemiz yargısının sorunlu olduğu ve sorunlar giderilmeden evrensel hukuk değerlerine ve hukukun üstünlüğü koşullarına erişmenin, bu yüzden de adalete güvenin arttırılmasının mümkün olmadığı siyasi iktidar tarafından kabul ve ikrar edilmiş oldu. Açıklanan Yargı reformu Paketinin en önemli yönü, sorunların bilindiği ve bunun giderileceğine dair topluma söz verildiği olgusudur.
Reform paketinde yapılması gerektiği tespit edilenlerin yapılmaması, tarafımızdan, sorunlar ve çözümleri bilindiği halde yapılmak ve toplumda mutluluk yaratılmak istenmiyor diye değerlendirilecek ve bu durum toplumla ayrıca paylaşılacaktır.
Yargı bağımsız ve tarafsız ayrı bir erktir. Yargının bu tarafsız ve bağımsızlığı toplumun adalet ihtiyacına cevap vermek ve adalete olan güven duygusunun yükselmesine hizmet etmek için konulmuş, demokratik bir hukuk devleti için olmazsa olmaz bir ön koşuldur.
Yargı çalışmalarını sürdürürken, bu olmazsa olmazından, bağımsız ve tarafsızlığından asla ödün vermeden çalışmalı, bu özelliğini her fırsatta topluma hissettirmeli ve hatta göstermeli, özellikle de iş ve işlemlerini hukuken denetlemek zorunda olduğu yürütmenin güdümünde olmamalı ve hatta böyle bir görüntüden de mutlaka kaçınmalıdır. Unutulmamalıdır ki, insanların ilk kanaatlerini gördükleriyle edindikleri bir toplumda, tarafsızlık ve bağımsızlık, öncelikle tarafsız ve bağımsız görünmekle başlayacaktır.
Bu bağlamda, anayasamızda yer alan, Hakimler ve Savcılar Kurulu ile Anayasa Mahkemesi üyesi yüksek yargıçları doğrudan ya da dolaylı olarak sadece yürütmenin başı tarafından atanması düzenlenmesinden bir an önce dönülmeli, ehil olana işin verilmesi anlamını taşıyan liyakat esasına bağlı ve objektif kriterlere dayanan bir atama sistemine geçilmelidir.
Hukuk ve adalet uygulayıcılarının tam anlamıyla bağımsız olması toplumun refah ve mutluluğuna hizmet etmek için olduğundan, ülkemizi ve toplumumuzu mutluluk içinde yaşatmak için göreve seçilen siyasilerinde yararına olacaktır. Toplumun mutlak yararına olan bu durum için çok şey yapılmasına da ihtiyaç yoktur. Bunun için hukuku, hukukçulara bırakın yetecektir.
Tüm bu genel ihtiyaçların yanında; ilimizde iyi ve kaliteli adalet üretebilmek için yetişmiş ve her biri birbirinden değerli hukukçu kadromuz var olduğu halde, ne yazık ki bu değerli hukukçuların hızlı ve etkin adalet dağıtabilmelerine olanak verecek Adliye hizmet binamız bulunmamaktadır. Var olan adliye binamız çoktan yetersiz hale gelmiş, bu maksatla yürütülen çalışmalar sonuç vermemiş ve gelinen noktada bir odada birkaç hakim ya da savcının görev yaptığı, iki odada 200 – 250 avukatın dönüşümlü yer bulabildiği, mahkeme kalemlerinin ise üst üste çalışılan yerler haline geldiği bir sıkışıklık içinde adalet yaratılmaya çalışılmaktadır.
Muğla’ya yakışan kapasite ve donanımda bir adliye binasına, Muğla’nın ivedi olarak ihtiyacı bulunmaktadır. Kendisini Muğla’ya karşı ödevli ve sorumlu hisseden herkesi, ama herkesi sorunun çözümüne katkı sunmaya çağırıyoruz.
Evet sorunlarımız var. Hatta derin sorunlarımız var. Ama bizim bu sorunların üstesinden gelme azmimiz ve başarmaya, başarıncaya kadar çalışmaya inancımız da var.
Yeni yargı yılının, sorunlarımızın giderildiği, adaletin her ihtiyaç sahibine tam ve eksiksiz dağıtıldığı, devletin temeli olan adaletin ve adalete güven duygularının güçlendirildiği bir yıl olması dileklerimle yeni adli yılımızı kutluyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.”