!Ergenlikle birlikte çocukların vücutlarına karşı adaptasyon süreci başlıyor. Bu sürecin hem aileleri hem de çocukları etkilediğini ifade eden İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Görevlisi Fizyoterapist İlknur Atkın, vücuttaki değişimlerin her çocukta psikolojik ve bedensel olarak farklı sorunlar ve değişimleri de beraberinde getirdiğini dile getirdi. “Ergenlik döneminde gelişimin maksimum noktaya ulaştığı evrede kemik, kas dokuları hızlı bir şekilde gelişerek uzama gerçekleşir” diyen Atkın, “Uzamanın bu sürecinde çocuğun psikolojisi, yaşam kalitesi, sosyal durumu bir etken olarak bu sürece dahil olur. Özellikle bu dönemde çocukların ailelere en büyük şikayeti büyüme ağrılarıdır” dedi.
Büyüme ağrısı şikayetlerinin özellikle gece artarak çocukları uyandırma derecesinde yaşandığına dikkat çeken Atkın, “Aileler çocuklarını doktora getirerek muayene ettirdikten sonra tanı konulur. En çok romatizmal hastalıklarla karıştırılan bu ağrılarda, hekimin yaptığı testler ile tam ve doğru teşhis yapılır. Günümüzde teknoloji çocukları çok fazla durgun yaşama ittiği için bu şikayetlerde artma meydana gelmiştir. Çocuklar sürekli bilgisayar ya da tablet başında olduklarından kas ve kemik gelişimleri olumsuz etkilenmektedir. Bu yüzden büyüme ağrısı çeken çocuklarımızda hekim tarafından yazılan ilaç tedavisi ve egzersiz programı önerilir” dedi.
Ağrılı geçen bu dönemde ağrı sürecini en aza indirmek için önerilerde bulunan Atkın, “Fizyoterapistler olarak büyüme ağrısı yaşayan bu çocuklarımızda kası gevşetmeye yönelik germe egzersizleri, hafif tempolu temiz havada yürüyüşler ile beraber düzenli bir egzersiz programı çizilerek takip yapılır. Fizyoterapistler bu dönemde çocuğu spora ve egzersize dahil ederken gereken değerlendirmeleri yapar ve çocuğun da yapmak istediği spor ve egzersiz sürece dahil edilir. Özellikle ailenin de bu aktiviteye dahil edilmesi çok daha kaliteli ve güzel sonuçlar almamızı sağlar” uyarısında bulundu.
Ergenlik döneminde büyüme plakları halâ kapanmadığı için gelişmenin devam ettiğine, bu sebeple çok ağır ve yanlış egzersiz programlarından kaçınılması gerektiğine vurgu yapan Atkın, “Doktor tarafından düzenlenen ilaç tedavisi ve fizyoterapist tarafından düzenlenen egzersiz programı ile çocukların gece uykularında daha rahat ettiği ortaya konulmuştur. Psikolojik olarak da çocuğu bu uykusuzluk ve ağrılar olumsuz etkilemektedir. Agresif ve yorgun olabilir. Çocuğu etkileyen bu durum aynı zamanda aile, okul, arkadaş gibi sosyal durumu üzerinde de olumsuz etkiler oluşturur. Bu ağrıların normal gelişim sürecine dahil olduğu hakkında aile ve çocuk bilinçlendirilmeli ve korkulacak bir durum olmadığı anlatılmalıdır. Çocuğun ağrıları sonucunda, çocuğun sosyal hayatında bir şey değiştirmek doğru değildir. Çocuk okula gitmeli, sosyal hayatına devam etmelidir. Bu yaşam tarzına egzersiz ve düzenli yürüyüşler de dahil edilerek durgun yaşamdan kurtulmalı ve sosyal hayata dahil olmalıdır” dedi ve açıklamasını şöyle tamamladı:
“Yetkin kişiler tarafından yapılan masajlar, gelişim süreçleri bilinerek ve anatomik olarak doğru yapıldığında olumlu sonuçlar elde edilir. Bütün bu ilaç, egzersiz, masaj gibi faktörler bir arada çocuğa uygulandığında bu dönemi çok daha rahat atlatmaktadırlar. Psikolojik olarak, aile ve çocuk birlikte hareket ettiğinde daha kaliteli bir yaşam devam ettirilebilir.” (DHA)