Yılmaz Kaya AYLANÇ –
Bu yazımızda mevcut iktidarın bağıra bağıra yandaş medyada halka söylediği ekonominin şahlanışına ve “ben ekonomistim” diyen iktidar başkanının ülkede yarattığı tabloya bakalım istiyorum.
Ve sonra düşünelim bütün bunlar bir hata olabilir mi?
CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu bir çalışma yapmış. Çalışma, iktidarın harcadığı parasal konuları aktarmakta. Bir de kendinden önceki iktidarlar ile karşılaştırmasını içermekte.
Özet olarak şunu söylüyor Sayın Erdoğdu:
Cumhuriyetin kurulduğu günden mevcut iktidarın kurulduğu güne kadar ülkeyi idare edenler 779 milyar liralık harcama yapmışlar. Kabaca baktığımızda neler yapılmış bu harcama ile:
Sümerbank adı altında birçok tekstil fabrikaları, SEKA adı altında birçok ilde kağıt fabrikaları, ETİ adı altında çeşitli madencilik yatırımları, TEK adı altında elektrik enerji yatırımları, TELEKOM ve Limanlar, GAP tarımsal projeleri. Fiskobirlik, Trakyabirlik, Marmarabirlik, Çay işletmeleri, Et ve Balık Kurumu gibi tarımsal üretim, işleme ve satış birlik ve kooperatifleri, Keban ve onlarca baraj, Kara ve demiryolları (ücretsiz gidilen), İstanbul boğaz köprüsü ve yüzlerce başka köprü, Karabük, İskenderun gibi dev demir çelik fabrikaları ile MKE (Makine Kimya Endüstrisi) gibi dev sanayi tesisleri, Ziraat, Halk ve Vakıf Bankaları gibi finansman yatırımları ve Yüzlerce ücretsiz okunan okul ile ücretsiz gidilebilecek yakınlıkta olan hastaneler.
İşte yukarıda kısa özet yaptığım, sayamadığım daha binlerce yatırım, girişte belirttiğim 779 milyar lira ile yapılanlar.
Herkesin kazandığı ile lüks değil ama karnını doyurmada sıkıntı çekmediği, bir kişinin çalıştığı ailelerde 5 kişinin yaşayabildiği ve çocuklarını okutabildiği ve çalışma hayatının sonunda aldığı emeklilik ikramiyesi ile bir ev alabildiği bir ekonomik yapı vardı.
Üstelik hiçbiri ekonomist değildi!
Peki bu iktidar ne kadar para harcadı bir de ona bakalım. Sayın Erdoğdu şöyle devam ediyor:
Bu iktidar son 18 yılda vatandaştan 2 trilyon 317 milyar dolar vergi topladı, 248 milyar dolar vergi dışı gelir, 678 milyar dolar faiz, Kâr adı altında elde edilen gelirler, 1 trilyon 33 milyar dolarlık sosyal fon geliri ile 64 milyar dolar da özelleştirmelerden elde ettiği gelir bulunmakta. Yani sonuçta 4 trilyon 340 milyar dolar gelir elde etti bu iktidar ve bu parayı harcadığı gibi 237 milyar dolar da açık verdi, yani topladığı paralar yetmedi borçlandı.
Peki ne yaptı bu paralar ile?
Koca bir hiç!
Yandaşlara ve müteahhitlere aktarılan halkın parası ile yapılan hiçbir şey yok. Evet yollar, köprüler, geçitler, hava alanları ve hastaneler yapıldı denebilir ama unutmayalım, maliyetlerinin 3-4 katı fiyatlara yapılan bu yatırımlar döviz cinsinden ve hepsi ya araç, ya hasta ya uçuş garantili olduğundan millete yani çocuklarımıza ve torunlarımıza yükü önümüzdeki 15-20 yıl ödenecek borçları oluşturmakta.
Yani astarı yüzünden pahalı, ekonomik olmayan yanlış ve abartılı yatırımlar ile bazı yandaş iş adamlarına para aktarma aracı olmaktan öte gidemeyen ve millete yük olan işleri ülke yararına yatırım olarak ne yazık ki göremiyorum.
Hatta bazıları mevcudun kullanımını engellemek için bilerek yapılanlar ise Atatürk Hava Limanı pistine yapılan prefabrik hastane gibi tüylerim diken diken oluyor.
Bir insan, ülkesine bunu nasıl yapar, hangi düşünceye kime hizmet eder bu iş, aklım almıyor. Birilerine “hadi bize kötülük edin” desek belki bu aklına gelir mi bilmiyorum.
Ya Zafer Havaalanı, üç şehrin ortasına yapılan kuş uçmaz kervan geçmez yerdeki hava alanı hiçbir yıl garanti yolcu gerçekleşmesi yüzde 10-15’i geçmedi. Bir iş yapılır da yüzde 85-90 hata yapılır mı?
Hangi akıl bunu yapar? Anlayan izah edebilen bu tarafa gelsin.
Bu ve benzeri işler yapılırken sözleşmeyi hazırlayan, şef, amir, müdür, bakan yardımcısı, bakan ve nihayet Cumhurbaşkanı hiç biri de bu yanlışlığı görüp itiraz etmez mi? Dur demez mi?
Milletin parasını, yetimin hakkını yemiş oluruz deyip bu hataya ses çıkarmaz mı?
Peki bundan nemalananlar, işleri yapanlar, faturaları kesenler “yok bu kadar da olmaz, biz bunu kabul edemeyiz” demezler mi? Allahtan korkmaz, kuldan utanmazlar mı?
Sonra yakınlarımın, çevremin, arkadaşlarımın, dostlarımın nasıl bakarım yüzlerine diye düşünmezler mi?
Aylarca evlerine et girmeyen, elektrik parasını ödeyemeyen, iş bulamayıp yurt dışına gitmeye çalışan, yaşamak için ne yapacaklarını düşünen çaresiz insanlar hiç akıllarına gelmez mi?
Yaşanan ekonomik sıkıntılar, hayat pahalılığı, düşen satın alma gücü insanlarımızı her gün biraz daha zorlarken, son zamanlarda yaşanan göçmen hareketleri ile ülke bir başka sorun yumağı ile baş etmek zorunda bırakılmakta.
Yukarıda değindiğim ekonomik konuların vurdumduymaz anlayış ile ülkeyi getirdiği açmazı, göçmen konusunda da yaşamak üzere olduğumuzu görüyorum.
Aynı anlaşılmaz ve kabul edilemez ekonomik kararların bu konuda da yaşandığı yine aynı noktaya getiriyor bizi.
Neden bu ülkenin yararına olmayacak bir konu bu kadar savunulur ve üstelenerek yapılmaya devam edilir.
Ülkemiz 5-7 milyon göçmen misafir etmektedir. Bunların yoğunlaştığı bölgelerde demografik yapının hızla değiştiğini görmekteyiz. Tarafsız veya taraflı pek çok aklı başında kişi bu politikanın hayırlara vesile olmayacağını açık açık görmekte ve anlatmakta.
Hatay’da yöneticiler bas bas bağırmakta, “doğumların yüzde ellisi Suriyeli mültecilerin” diye. Yirmi yıl sonrasını düşünün bir an. Okullarda kendi dillerinde eğitim yapılmakta. İşyerlerinde yine Arapça tabelalar ve hesap fişleri kullanıldığı ifade edilmekte.
Bu nereye kadar gidecek kimse bilmiyor. İktidarın ne yapmak istediği de açık değil. Suriyeli göçmenler, Irak ve son zamanda sadece erkek genç kişilerden oluşan Afganlılar ile bu iş nereye gidecek.
Ülkemiz için iki önemli konu olan ekonomik tercihler ile göçmen politikalarında iktidarın doğru yolda olmadığı çok açık.
Ülkeye verilen zarar ise inanılmaz büyük.
Vatandaşın şu soruya vereceği yanıt da gelecek iktidarı belirleyecektir diye düşünüyorum. Yirmi yıldır ülkeyi yöneten, böyle yöneten ve bu durumumuzu borçlu olduğumuz iktidar, “Beni seçerseniz ……. yapacağım” dediğinde halâ inanılır olabilir mi?
1 Yorum
Emeğine yüreğine kalemine sağlık sevgili kardeşim.Tanı ülkemiz yoğun bakımda.Biran önce sağlarım gerekir.Sevgiler…