Melih KAŞKAR –
Milas, yıllardır süregelen dilencilik sorunu ile baş başa. Geçmişte birçok kez gündeme getirilen ve ilçenin önemli sorunlarından biri haline gelen dilencilik, tüm engellemelere rağmen ne yazık ki hâlâ ilçede ciddi bir problem olarak devam ediyor.
Gazetemizin önceki yıllarda dile getirdiği bu sorun, o zamandan bugüne değişmeden varlığını sürdürmekte. Milas’ın çeşitli mahallelerinde, özellikle giriş-çıkış yollarında ve ana caddelerde, dilencilik yapan kişiler gözle görülür şekilde artmış, yalnızca yetişkinler değil, küçük çocuklar ve bebeklerle yapılan dilencilik de sıkça karşılaşılan bir görüntü haline gelmiş durumda.
Bir meslek haline gelmiş durumda
Dilencilik, özellikle küçük yaşta çocukların ve bebeklerin sağlığı hiçe sayılarak, duygusal sömürü için bir araç haline gelmiş durumda. Ailelerin çocuklarıyla birlikte sokaklarda dilencilik yapması, şüphe uyandıran bir insanlık dramı olarak karşımıza çıkıyor. Sözde “Allah rızası” için yapılan bu dilenmelerin, ilk anda bir çaresizlik durumundan kaynaklanmış olsa da giderek bir tür “meslek” durumuna getirildiği çok açık bir şekilde görülüyor.
Küçük çocuklar ve bebekler için tehlike arz ediyor
Günümüzde, değişken hava koşulları altında, küçük çocuklar ve bebeklerle yapılan dilenciliğin yarattığı sağlık sorunları giderek daha fazla dikkat çekiyor. Bebeklerin bu şartlar altında sokakta büyümesi, ciddi sağlık problemlerine yol açabilirken, anne ve babaların bu durumu bir geçim kaynağı haline getirmesi, toplumsal duyarlılığın zayıfladığına işaret ediyor.
Dilencilikle mücadele etmek için mevcut yasaların ne kadar yeterli olduğu ise tartışma konusu. Kabahatler Kanunu çerçevesinde uygulanan cezalar, ne yazık ki caydırıcı olmaktan uzak. İlçede dilencilik, neredeyse normal bir alışkanlık haline gelmişken, otoriteler de bu konuda daha etkili ve somut adımlar atmalıdır. Yerel yönetimlerin, bu sorunla mücadele etmek için daha kararlı ve etkin bir şekilde harekete geçmesi gerekiyor.
Bodrum örneği: Başarı hikayesi mi?
Milas’ın en yakın komşusu Bodrum ise dilencilik konusunda farklı bir tablo sergiliyor. Bodrum’un en yoğun caddelerinde bile dilencilere rastlamak mümkün değil. Bu durum, Bodrum’daki yerel yönetimlerin, güvenlik güçlerinin ve toplumun dilenciliğe karşı gösterdiği duyarlılıkla açıklanabilir. Milas için de benzer bir modelin uygulanabileceği düşünülüyor. Belki de çözüm, Bodrum’daki gibi yoğun denetimler, yerel iş gücü sağlama projeleri ve ailelere yönelik desteklerle gelebilir.
Yeni çözüm yolları: Eğitim ve sosyal yardımlar …
Dilencilik, aynı zamanda daha derin sosyo-ekonomik problemlerin bir yansımasıdır. Bu kişilerin sokaklarda dilencilik yapma zorunluluğu, büyük ölçüde ailelerinin ekonomik sıkıntıları ile bağlantılıdır. Yerel yönetimlerin, bu kişilere iş bulma, eğitim alma fırsatları sunması, sokaklarda dilenciliği engellemeye yardımcı olabilir. Ayrıca, sosyal yardım ve psikolojik destek programları ile ailelerin bu durumda kalmalarının önüne geçmek mümkün olabilir.
Herkesin sorumluluğu var …
Bu noktada, toplum olarak da dilencilikle mücadelede daha dikkatli ve duyarlı olmamız gerekiyor. İnsanlara maddi yardım yerine, onlara bu durumdan kurtulabilmeleri için destek olmalı ve iş gücü sağlayacak fırsatlar sunmalıyız. Böylece, hem bireyler hem de toplum olarak daha sağlıklı ve güvenli bir yaşam alanı oluşturabiliriz.
Milas’ta yıllardır süregelen dilencilik sorununun çözülmesi, ancak toplumsal işbirliği ve yerel yönetimlerin etkin müdahaleleriyle mümkün olacaktır. Tüm yetkilileri, bu “insanlık ayıbı” haline gelmiş duruma karşı daha hassas olmaya davet ediyoruz. Milas, sokaklarında çocukların güvende olduğu, insanlık onurunun korunduğu bir yer olmalı.




