Olcay AKDENİZ –
Eski Milaslılar O’nu “Kaftanlıların Ahmet Şevki’nin ortanca oğlu” diye bilirler. Okumaya meraklı idi. Menteşe İlkokulu’nda başlayan öğrenim yaşamı Milas Ortaokulu’nda ve sonrasında İzmir Atatürk Lisesi’nde sürdü. 1950 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Diş Hekimliği Yüksekokulu’na girdi. 1954 yılında “diş hekimi” olarak mezun oldu.
Hemen askere gitti. Askerliğini Babaeski’de yedek subay olarak yaptı. Askerliği boyunca aklındaki tek düşünce Milas’ta bir diş muayenehanesi açmaktı. Ancak bunun için yeterli değil, hiç para yoktu. Bir yandan 180 lira olan yedek subay maaşını biriktiriyor, bir yandan da yeterli parayı bulabilmek için çareler arıyordu. Bu arada bir diş muayenehanesi açabilmek için hangi alet edevat gerekiyor, onları araştırıyor, bunların maliyetini öğrenmeye çalışıyordu. İş, alet edevatın fiyatını öğrenmekle bitmiyordu ki! Bir de bunları satın alabilmek için gereken parayı nasıl bulabileceğini düşünüyordu. Aklına bankalardan kredi almak da gelmişti fakat bankalar böyle bir iş için kredi vermiyorlardı. Ağabeyi Mehmet Tahir, o sıralar Ziraat Bankası’nda müfettiş muavini olmuştu fakat ondan da bir umut yoktu.
Askerliği Babaeski’de sürerken zaman zaman İstanbul’a gidiyordu. Diş muayenehanesi açmak için gereken gereçlerin satıldığı işyerlerini arıyordu. Bir rastlantı ile ikinci el bir dişçi koltuğu buldu. Yedek subaylık maaşından biriktirdiği 1500 TL ile satın aldı. O yıllarda İstanbul’dan Milas’a kamyonla mal taşımakta olan Kurusıkıların Ahmet’in kamyonuyla dişçi koltuğunu Milas’a gönderdi.
Bir gün İstanbul’da dolaşırken Büyük Milas Hanını gördü. Meğer bir de Küçük Milas Hanı varmış. Merak etti, sordu. Sahipleri Milaslı imiş. Hanın sahiplerinin, babasının da Milas’ta yakından tanıdığı Kel Hüseyinlerden olduğunu öğrendi. İçinde bir umut belirdi; acaba onlar yardım ederler mi idi? Ağabeyi Mehmet Tahir ile birlikte sözleştiler ve bir gün hanın Milaslı sahipleri olan Şakir ve Durmuş kardeşleri ziyarete gittiler. Kendilerini tanıttılar. Milas’tan tanış da çıktılar. Derdini anlattı; okuldan yeni çıktığını, Milas’ta bir diş muayenehanesi açmak istediğini ancak bunun için yeterli parası olmadığını söyledi ve 2 bin 500 TL kadar bir borç istedi. Ancak hemşerisi, Büyük ve Küçük Milas Hanlarının sahipleri kardeşlerin cevabı “veremem” oldu.
Üzüldü ama kızmadı. Kızmaya hakkım yok, diye düşündü. Fakat o anda kararını verdi; günün birinde eline fırsat geçerse yoksul öğrencilere, gençlere yardımcı olacaktı. Kendi kendine söz verdi.
Bir gün, Süs Yolunda (Bugünün Atatürk Bulvarı) yürürken Müsüroğlu kahvehanesinin hemen sağ yanındaki Tarzan Mehmet’in tek katlı lokantasının küçücük ön bahçesinde gençlerin toplaştığını gördü. Gençlere selam verdi. Gençler O’nu görünce hemen aralarına aldılar. Bir futbol kulübü karacaklarmış. Başkan olmasını önerdiler. Kendisinin futboldan pek anlamadığını söylese de gençler ısrar ettiler. Eh, sonuçta kendisinin gençlere yardım sözü vardı. Kabul etti. Fakat daha kurulacak kulübün adı bile belli değildi. Ortalıkta birkaç öneri dolaşıyordu. Kulağında Ankaragücü’nün adı yer etmiş olmalı ki, “Milas Gücü Spor” olsun dedi. Gençler tamam, dediler. Kabul ettiler. Kulübün renklerini ise o yıllarda Ankara’da ses sanatçısı olan Nazmi Yükselen önerdi. O da her halde Ankara’da Hacettepe Spor’un mor-beyaz renklerinden etkilenmiş olacak ki, Milas Gücü Spor’un renklerinin mor-beyaz olmasını önerdi. Öneri çok beğenildi ve kabul edildi; böylece Milas Gücü Spor’un renkleri mor-beyaz oldu. Sonuçta Milas Gücü Spor 10 Nisan 1958 tarihinde resmen kurulmuş oldu. Kurucu başkanı Rüştü Birlik olan Milas Gücü Spor, 31 Temmuz 1958 tarihinde tescillenerek resmiyet kazandı.
Sonuçta Milas Gücü Spor 10 Nisan 1958 tarihinde resmen kurulmuş oldu. Kurucu başkanı Rüştü Birlik olan Milas Gücü Spor, 31 Temmuz 1958 tarihinde tescillenerek resmiyet kazandı. (Nazmi Yükselen, Milas Gücü Sporun renklerinin mor- beyaz olmasını kendisinin önerdiğini bana anlatmıştı – Olcay Akdeniz)
Fakat çiçeği burnunda bir diş doktoru olan Rüştü Birlik’in aklında fikrinde futboldan çok bir diş hekimi muayenehanesi açmak vardı. Fakat yeterli paranın olmayışı en büyük dertti. Yine de biriktirdiği parayla, bulabildiği kadar alet edevat satın aldı. Sonra Milas’ta Aplangeç meydanında, Çatalçeşmenin yanındaki baba evinin bir köşesini muayenehane olarak düzenleyip açtı. Cumhuriyet Caddesinde, şimdi Turan Otelin olduğu yerde o zaman bir Yahudi diş doktoru vardı. Diş Doktoru Nesim Mitrani’nin yanında Milaslıların “Dişçi Ali” olarak bildikleri Diş Teknisyeni Ali Cebecioğlu adında bir de yardımcısı vardı ki, Milaslılar Yahudi doktorun adını bilmezler Dişçi Ali’yi tanırlardı. Onlarla birlikte Milas’ın ikinci mektepli diş doktoru olmuştu.
Milas’ta kısa sürede tanındı. Para kazanmaya da başlayınca hiç aklından çıkmayan sözünü hatırladı: darda olan öğrencilere, gençlere yardımcı olacaktı. Olmaya da başladı.
Bir gün, babasının bazı eski Türkçe kitapları yakmakta olduğunu görünce engel olmaya çalıştı. Babası, artık bu dini kitapları okuyabilen kimse kalmadığını, içinde Allah’ın adı yazan kitapların ayak altında kalmasındansa yakılmasının daha iyi olduğunu söyleyince hak da verdi. O anda aklında kitapların korunması, toplumun kitaplardan yararlanmasının sağlanması fikri oluştu. Fakat Milas’ta bir kütüphane yoktu!
Milas’ta bir halk kütüphanesi kurulması fikri kafasında giderek yer etti. Bunun için girişimde bulunmaya karar verdi. Bulabildiği eski kitapları toplayıp biriktirmeye başladı. Hem kütüphane kurulursa kitap bulamayan pek çok öğrenci, pek çok genç kolayca kitaplara ulaşabilir, okuyabilirdi. Sonuçta bu da bir toplum hizmeti idi.
Milas’a bir kütüphane kurma düşüncesini önce çevresindeki yakın arkadaşlarına açtı. Kabul gördü. Bunun için önce bir dernek kurulması gerekiyordu. 26 Nisan 1961 tarihinde “Kütüphane Kurma Cemiyeti” adıyla bir dernek kurdular.
Derneğin ilk üyeleri Nazmi Akdeniz, Baykut Aktan, Nazmi Artun, Osman Arslangiray, Fazıl Aybar, Hikmet Bilgin, Erdoğan Bostancı, Sabahattin Cerrahoğlu, Hasan Cumbul, Selahattin Erdal, Hasan Erdoğan, Hasan Fehmi İlter, Mehmet Karaman, İbrahim Oktay, Selahattin Oğuz, Macit Özer, Özcan Özden, İrfan Posacı, Mustafa Santurkaya ve Cavit Soykan oldular. Hepsi de Milas’ın bilinen, tanınmış kişileri idi. Dernek kurulunca bir yandan aidatlar toplanırken bir yandan bağışlar alınmaya başlandı. Çünkü kütüphane kurmak için paraya ihtiyaç vardı, hem de çok paraya…
Diş Doktoru Rüştü Birlik, bu girişimi başlatan ilk kişi olarak derneğin de ilk başkanı seçilmişti. Dernek başkanı olarak ilk dilekçesini 21 Haziran 1961’de Milas Belediye Başkanlığına yazdı. Belediyenin sosyal yardımlar faslından derneğe yardımda bulunulmasını istedi. Fakat belediyenin böyle bir ödeneği yoktu. İş başa düşmüştü. Dükkan dükkan dolaşıp bağış toplamaya başladılar. Bağış toplamak için köylere gittiler, kütüphane kuracaklarını, o kütüphaneden Milas’ta okuyan köy çocuklarının da yararlanacağını anlattılar. Toplanan bağış çok büyük rakamlara ulaşmıyordu fakat olsun, akmasa da damlıyordu!
Sonra bir gün gazetede bir haber okudu; Kütüphaneler Umum Müdürlüğü, kapatılan Halk Evlerinin kitaplarının, dergilerinin İzmir Atatürk Kütüphanesine 685 TL karşılığında devredilmesi için İzmir Defterdarlığına bir yazı yazmış, ancak aradan dört yıl geçmesine rağmen ödeme yapılmadığından bu kitapların ve dergilerin devri yapılamamıştı. Haberi okuyunca hemen 26 Kasım 1962 tarihli bir yazı ile Milli Eğitim Bakanlığına başvuruda bulundular. İzmir’de bir depoda tozun, toprağın içinde çürümekte olan kitapların ve dergilerin derneklerine devredilmesini istediler. Ancak olumlu ya da olumsuz bir cevap alamadılar.
Bu girişimler sürerken asıl sorun olarak kütüphanenin nereye yapılacağı sorunu ortaya çıkmıştı. Ortak görüş Sakarya İlkokulunun bahçesine yapılması idi. 18 Ekim 1963 tarihli bir dilekçe ile Muğla Valiliğine başvuruda bulunuldu ve Sakarya İlkokulunun bahçesinden arsa tahsisi yapılması istendi.
Bu arada yasal süresi içinde derneğin genel kurulları yapılıyor, derneğin yönetim kurulu üyeleri arasında değişmeler olsa da Rüştü Birlik her genel kurulda yeniden dernek başkanı seçiliyordu.
Kütüphane yaptırabilmek için maddi kaynak arayışı ise hiç durmuyordu. Dernek yönetimi, ilçedeki bankaların müdürlüklerine, Milaslı varlıklı ailelere, aralarında Zeki Müren’in de olduğu bazı tanınmış kişilere mektuplar yazıyor, maddi destek istiyordu. Hatta İstanbul doğumlu bir Ermeni olan İngiliz vatandaşı ve o yıllarda dünyanın en tanınmış işadamlarından ve sayılı zenginlerinden birisi olan Nubar Gülbenkian’a da 26 Aralık 1966 tarihinde bir mektup yazılmıştı. Aynı zamanda Türkiye’nin Londra’daki fahri konsolosu olan Nubar Gülbenkian, bu isteği geri çevirmemiş Türkiye’nin Londra Büyükelçiliğine 105 sterlin bağışta bulunmuştu. Sonra da bir mektup yazarak paranın alınıp alınmadığının kendisine bildirilmesini istemişti. Petrol Kralı Gülbenkian’ın mektubu Milas’a ulaşmış ancak para gelmemişti. Bunun üzerine Dernek Başkanı Rüştü Birlik hemen Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Haluk Bayülken’e bir mektup yazarak durumu anlatmış. Sonuçta Gülbenkian’ın 105 sterlin bağışı Milas’a ulaşmıştı.
Bu arada Derneğin, kütüphanenin Sakarya İlkokulunun bahçesine yapılması önerisi kabul görmemişti. Yeni bir yer bulmak gerekiyordu. O yıllarda “çocuk bahçesi” olarak kullanılmakta olan Aplangeç meydanının bir bölümünün kütüphane binası yapımı için tahsis edilmesi görüşü ortaya çıktı. Bunun üzerine Dernek Başkanı Rüştü Birlik 4 Kasım 1966 tarihli bir dilekçe ile Milas Belediye Başkanlığına başvuruda bulundu. Aplangeç’teki Köprüler Meydanının kütüphane yapılmak üzere sembolik bir ücret karşılığı derneğe devrini istedi.
Derneğin istemi, Belediye Başkanı Gazi Menteşe başkanlığında 5 Aralık 1966 tarihinde toplanan belediye meclisinde görüşüldü. Şehir imar planında “şehir oteli” olarak görülen eski çocuk bahçesindeki 976 metrekarelik arsanın niteliğinin kütüphane olarak değiştirilmesi ve sembolik bir fiyatla derneğe devredilmesi istemi oybirliği ile kabul edildi. Artık Milas Kütüphane Kurma Cemiyetinin kütüphane kurabileceği bir arsası olmuştu.
Derneğin açtığı yardım kampanyasında toplanan para ise 25 bin lirayı bulmuştu. Hemen Milli Eğitim Bakanlığına bir yazı yazılarak kütüphane için büyük tip bir proje ve projenin gerçekleştirilebilmesi için 50 bin liralık yardım talebinde bulunuldu.
Bakanlık, kütüphane için tip projeyi gönderdi ve ayrıca bir yazı ile 50 bin liralık yardım vaadinde bulundu. Dernek Başkanı Rüştü Birlik 26 Kasım 1966 tarihli bir dilekçe ile Kaymakamlık makamına başvuruda bulundu. Derneğin yardım kampanyasıyla 25 bin TL topladığını, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kütüphane için tip proje gönderdiğini, ayrıca 50 bin TL yardım vaadinde de bulunduğunu belirterek Özel İdare bütçesinden de kütüphane için 50 bin TL yardımda bulunulmasını istedi.
Kütüphane yapımı için girişimlerini sürdüren Dernek Başkanı Rüştü Birlik 19 Aralık 1966 tarihli bir dilekçe ile bu kez Milli Eğitim Bakanlığı Kütüphaneler Umum Müdürlüğüne başvuruda bulundu. Derneğin kütüphane yapımı için arsa temin ettiğini, bankalarda toplam 30 bin lirasının bulunduğunu, ayrıca 200 cilt kitaba ve kitapları koymak için iki çelik dolaba sahip olduklarını dile getirerek “her türlü” yardım talebinde bulundu.
O günlerde, aslen Milaslı olan ve Almanya’da yaşamakta olan bir mimarın, düzenlenen bir mimari proje yarışmasında balkonlarında ağaçlar olan projesiyle ödül kazandığı, hatta mimarlık üzerine konferanslar vermek üzere Japonya’ya bile gittiği Milas’ta duyuldu. Avrupa’da ün kazanan mimar, Milaslı Mehmet Tavaslıoğlu idi.
Dernek Başkanı Rüştü Birlik, hemen akrabalarından Mehmet Tavaslıoğlu’nun adresini alarak bir mektup yazdı. Milas’ta, Ulu Caminin karşısında, Balavca Deresi kıyısında bir kütüphane binası yapmak istediklerini, Milli Eğitim Bakanlığının bir büyük tip kütüphane planı gönderdiğini anlattı ve şöyle yazdı:
“Ama biz Milas’ı sembolize edecek bir plan üzerinde duruyoruz. Milaslısınız, kütüphaneler beldesi Almanya’da senelerden beri bulunuyorsunuz, üstelik mesleğiniz de mimar. 80 bin nüfuslu kazamızın okuma ve kütüphane hizmetlerini karşılayacak estetik, Milas’ı sembolize edecek bir plan çizerek en kısa zamanda gönderirseniz cemiyet ve memleket adına müteşekkir kalacağız.” Sonra da not olarak ekledi: “İşiniz hesaplar yapmaya fırsat vermeyecekse siz sadece planı çiziniz, hesapları burada bir diğer mühendis arkadaşa yaptırırız.”
Rüştü Birlik, kütüphane kurulacak arsanın krokisini, Bakanlıktan gelen tip projeyi ve Gümüşkesen anıtmezarının bir fotoğrafını da zarfa koyarak 16 Ocak 1967 tarihinde Almanya’ya gönderdi.
Sonra 23 Şubat 1967 tarihinde Yüksek Mimar Mehmet Tavaslıoğlu’na ikinci bir mektup yazdı. İkinci mektupta, kütüphane yapılacak arsanın dolma olduğunu, yanından Balavca Deresini geçtiğini, yapılacak binanın doğu kenarından Balavca Deresine bir su kanalının bağlı olduğunu bu nedenle binaya bodrum katı yapılıp yapılmaması kararının kendisine bırakıldığını belirtti. Ayrıca binanın iki katlı olarak düşünüldüğünü, alt katının çocuk kütüphanesi, üst katının ise yetişkinler için olacağını bildirdi.
Almanya’dan, Milaslı Yüksek Mimar Mehmet Tavaslıoğlu’ndan cevap beklenirken 13 Şubat 1967 tarihinde Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Bakanlığı) Kütüphaneler Genel Müdürlüğünden bir yazı geldi.Yazıda derneğin ve kütüphane yapımının durumu soruluyordu. Dernek Başkanı Rüştü Birlik 23 Şubat 1967 tarihinde Bakanlığın yazına cevap yazdı. Yazıda şehir imar planında otel yeri olarak gösterilen 976 metrekarelik arsanın imar planında tadilat yapılarak satın alındığı, Bakanlığın gönderdiği büyük tip bir kütüphane planın olduğu, inşaat için 20 ton kireç, yüz metreküp kum ve yüz metreküp taş temin edildiği ve ayrıca derneğin bankalarda 4 bin lirasının olduğu belirtilerek kütüphane yapımı için tahmini olarak 300 bin liraya ihtiyaç olacağı bildirildi.
Bu arada Sökeli işadamı Cemal Özbaş’tan 1.500 TL bağış gelince dernek yöneticilerinin yüzü güldü. Dernek Başkanı Rüştü Birlik hemen yardımsever Cemal Özbaş’a bir teşekkür mektubu yazdı.
Ve asıl beklenen haber ise 1967 yılının Mart ayında Almanya’dan geldi. Yüksek Mimar Mehmet Tavaslı 14 Mart 1967 tarihli mektubunun ekinde kütüphane planın ilk taslağını da bulunuyordu. Yüksek Mimar Tavaslıoğlu mektubunda “kütüphane binasının bodrum katı olmayacağını, yerkatta bir çocuk kütüphanesi ile bir ilmi eserler bölümü olacağını ve bir de müdür odası veya bir çalışma odası bulunacağını belirtiliyordu. Üst katın girişinde bir gazete, dergi okuma odası olacaktı. Mektupta ayrıca kütüphanenin Balavca Deresi kıyısındaki devlet yolundaki trafik gürültüsünden etkilenmemesi için binanın pencerelerinin dar tutulduğu ve gürültü önleyici diğer önlemler ve diğer birçok ayrıntı anlatılıyordu. Mehmet Tavaslıoğlu, Bakanlığın tip projesini ise beğenmediğini belirterek geri göndermişti. Kesin projeyi ise, yakında Almanya’dan Türkiye’ye gelirken beraberinde getireceğini bildirmişti.
Artık iş kesinleşmiş sayılırdı. Binayı yapmak için ivedilikle inşaat malzemesi almak, toplamak gerekiyordu. Bunun için her yol araştırılıyor, deneniyordu. Dernek Başkanı Rüştü Birlik bu amaçla 31 Mart 1967 tarihinde Türkiye Çimento Sanayi A.Ş.’nin Genel Müdürlüğüne bir mektup yazdı ve bu mektup Milas Kaymakamlığı kanalıyla gönderildi. İlçede “bir kütüphane ve müze tesisi için verimli adımlar atıldığı” belirtiliyor ve bu amaçla derneğin 976 metrekare bir arsası ile 16 ton demir ve 40 bin TL parası olduğu ve ayrıca bir miktar kereste temin edildiği anlatılıyor, kütüphanelerin toplum yaşamındaki önemi vurgulanıyor ve bu amaçla Söke Çimento Fabrikasının artık çimentolarının verilmesi veya sosyal yardım fonundan çimento yardımında bulunulması talep ediliyordu. Ne var ki umulan yardım gelmedi.
Bir yardım istemi mektubu da 19 Nisan 1967’de Milli Eğitim Bakanlığına gönderilmişti. Mektupta derneğin şehrin merkezi yerinde 976 metrekarelik bir arsası olduğu, bankalarda 50 bin TL’sının bulunduğu, 500 cilt kitabının ve 2 çelik dolabının olduğu belirtiliyor Bunun üzerine Bakanlık 5 bin TL yardım gönderdi. Fakat gönderilen paranın miktarı dernek yöneticilerinde büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Oysa, 8 Ekim 1951 ile 6 Mayıs 1952 tarihleri arasında Milas Kaymakamlığı da yapmış olan Milli Eğitim Bakanı İlhami Ertem’in Milas’la olan bu bağı nedeniyle yüklüce bir miktar yardım umuluyordu. Dernek Başkanı Rüştü Birlik, Milli Eğitim Bakanı İlhami Ertem’e hemen bir sitem telgrafı çekti. 8 Nisan 1967 tarihinde çekilen ELT telgrafta Bakanlığın yardımlarının çalışana veriliyorsa kendilerinin bu konuda çok çalıştığı, başvuru sırasına göre veriliyorsa pek çok kez başvuruda bulunulduğu anlatılıyor ve bunlara karşın “Heyhat 5 bin gönderiliyor. Bu daha kolumuzu kanadımızı kırdı. Gayenin ulviliğinin, çalışmanın, zamanında müracaatın mükafatı bu mu olmalı?” diye sitem ediliyordu. Telgrafta yeni ilave yardımlarının beklendiği de ifade ediliyordu.
Bu arada bir karışıklık da yaşanmıştı. Muğla Valiliği tarafından kütüphane inşaatında kullanılmak üzere 15 ton demir tahsisi yapılmıştı. Ancak Milas Belediyesi başkan yardımcısı, demirin belediyesinin kullanımına verildiğini söylemişti. Bunun üzerine Dernek Başkanı Rüştü Birlik hemen telefonla Muğla Valisine ulaştı. O gün Bodrum’da olan Vali Hasan Basa, demirin kütüphane yapımı için gönderildiğini ve Muğla’ya döner dönmez gerekli valilik emrinin verileceğini bildirince sıkıntı aşılmış oldu.
Ancak sorunlar bitmez. Bir sorun da Kaymakkavağı caddesinden gelen yağmur sularını Balavca Deresine taşıyan kanal kütüphane binasının altında kaldığı için acilen yeni bir kanal açılması gerekmektedir. Dernek Başkanı Rüştü Birlik 26 Mayıs 1966’da yazdığı bir dilekçe ile Belediye Başkanlığına başvuruda bulundu. Ancak yeni kanal bir türlü yapılmıyordu. Bunun üzerine 23 Ağustos 1967 tarihinde Belediye Başkanlığına yeniden başvuruda bulunarak kanalın acilen açılmasını istedi.
Bu arada Yüksek Mimar Mehmet Tavaslıoğlu kütüphane binasının projesini tamamlayıp Milas’a geldiğinde dernek yöneticilerine teslim etti. Proje çok beğenildi. Hemen projenin mühendislik işini ücretsiz olarak kim yapacaktı? Milas’ta o yıllarda inşaat mühendisi birkaç tane idi. Akıllarına ilk gelen Hayıtlı mahallesinden komşuları Süleyman Cengiz’in oğlu İnşaat Mühendisi Mehmet Cengiz oldu. Gidip konuştular; bunun bir hayır işi olduğunu anlattılar. Mehmet Cengiz, projenin mühendislik çalışmalarını ücretsiz olarak yapmayı kabul etti ve kısa süre içinde yaptı.
Milas kütüphane binasının artık arsası da vardı, arsasına yapılacak mimari ve mühendislik projeleri de hazırdı, olabildiğince inşaat malzemesi de hazırlanmıştı. İş kalmıştı temeli atıp binayı yapmaya. Temeller kazılmaya başlandı. Temellerin perde beton kalıpları çakıldı. Tam o sıra bir haber geldi. Başbakan Süleyman Demirel Milas’a gelecekti. Dernek yöneticileri sevindi; tamam dediler, temeli Demirel’e attırırız! Hazırlıklar başladı.
1967 yılının Eylül ayının ilk günlerinden birinde Başbakan Süleyman Demirel Milas’a geldi. Miting Atatürk bulvarında yapılacaktı. Meydan dolmuştu. Ancak Demirel’e muhalif Milaslı bazı kişilerin açtıkları pankartlar Demirel’i kızdırdı. Pankartları indirtti. Konuşmasını bitirip hemen Milas’tan ayrıldı. Temel atma işi, dönemin İmar ve İskan Bakanı Haldun Menteşeoğlu’na kaldı. Menteşeoğlu mütevazı bir törenle binanın temelini attı. Dernek yöneticileri, başta Dernek Başkanı Rüştü Birlik olmak üzere çok heyecanlıydılar. Sonunda yıllardır emek verdikleri, yapımı için uğraştıkları kütüphanenin temeli atılmış, yapımına başlanmıştı. Rüştü Birlik o heyecanla ve hevesle hemen bir marangoza 5 tane kitap dolabı yaptırdı. Dolapların parasını da kendisi ödedi.
Kütüphanenin yapımı sürerken akıllarına müze ve Halk Eğitimi Merkezi yapımı takıldı. Dernek Başkanı Rüştü Birlik 2 Aralık 1967 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Müzeler Umum Müdürlüğüne bir dilekçe yazarak Milas’ın tarihi zenginliklerini anlattı ve çevrede pek çok kaçak kazı yapılmakta olduğunu, dernek olarak yaptırmakta oldukları binayı kütüphane, müze ve Halk Eğitimi Merkezi olacak şekilde bir külliye olarak düşündüklerini belirterek Milas’a bir müze yapılmasını istedi.
Yine 2 Aralık 1967’de bu kez Köy İşleri Bakanlığı Halk Eğitimi Genel Müdürlüğüne bir dilekçe yazarak Milas’ta bir kültür sitesi temelinin İmar ve İskan Bakanı Haldun Menteşeoğlu tarafından atılmış olduğunu ve inşaatın devam etmekte olduğunu anlattı ve bu binanın içine bir de Halk Eğitim Merkezi açılmasını dile getirdi.
Muğla Valisi Hasan Basa’ya yazılan dilekçede ise kütüphane inşaatıyla ilgili ayrıntılı bilgiler verildikten sonra inşaatın bir an önce tamamlanması için yardım talebinde bulunuldu. Milas’taki kütüphane yapımı gayretleri ile yakından ilgilenmekte olan Muğla Valisi Hasan Basa, derneğin istemlerini 17 Aralık 1967 tarihli resmi bir yazıyla Milli Eğitim Bakanlığına sundu.
Valilik yazısında Milas’ın “ilçelerimiz arasında ekonomik, sosyal ve kültürel yönlerden en çok gelişmiş olanıdır. Merkez nüfusunun 15.000’e yaklaşması ve köyleriyle birlikte 80.000 nüfusu olunmasına rağmen, İlçe Merkezi çocuk ve genel kitaplıktan, müze ve Halk Eğitimi Merkezi gibi kültür kurumlarından yoksundur” deniliyordu. Yazının devamında belirtilen bu ihtiyaçların karşılanması için bir dernek kurulmuş olduğu ve bu dernek yoluyla bu ihtiyaca cevap verebilecek bir binanın temelinin atıldığı anlatılıyordu. Yazı sonra şöyle devam ediyordu: “Bakanlığın 14 Haziran 1967 tarihli onayı ile uygulamaya başlayan proje, çocuk ve genel kitaplık ile müze ve Halk Eğitimi hizmetlerinin rahat bir şekilde yürütülmesine imkan sağlayacak durumdadır. Derneğin bu konudaki çalışmaları ise memnuniyet vericidir. Temin ettiği arsa 400 bin liranın çok üstündedir. İlk planda temin ettiği malzeme ve para ise 100 bin liranın çok üstündedir. Eğer Bakanlığımız Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü 100 bin liralık yardımda bulunduğu takdirde, inşaatın ikmali kısa zamanda tamamlanacak ve böylece yıllardan beri dağınık durumda çeşitli yerlerde bulunan çok kıymetli tarihi eserleri bir çatı altında toplayarak hem halka gösterilmeleri mümkün olacak ve hem de muhafaza ve korunmaları imkan dahiline girecektir. Zira Milas, tarihi eserler bakımından çok zengindir. Bu sebeple adı geçen ödeneğin mümkün olursa 1967 mali yılında, olmadığı takdirde 1968 mali yılında tahsis edilmesi…”
8 Aralık 1967 tarihinde ise Milas Kütüphane Kurma Cemiyeti Başkanı Rüştü Birlik Milli Eğitim Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğüne bir dilekçe yazdı. Dilekçede “kültür sitesi”nin bodrum katı inşaatının tamamlandığı ve inşaatın sürmekte oluğu belirtilerek inşaatın devamı için yardım isteminde bulunuluyordu. Dilekçenin altındaki notta ise her ne kadar projede müze için şimdilik bir salon ayrılmamış olsa da ileride ihtiyaca göre üç katlı olan binanın bir katının müze için ayrılmasının mümkün olduğu ifade ediliyordu.
Tüm bu girişimler sürerken bir gün Rüştü Birlik’in muayenehanesine birisi girdi. “Diş doktoru Rüştü Birlik burada mı? Dişimi söktüreceğim” dedi. Rüştü Birlik dönüp sesin sahibine baktığında çok şaşırdı. Gelen İzmir Atatürk Lisesi’nden sınıf arkadaşı Fikri Yavuz idi. Hemen birbirlerine sarıldılar, kucaklaştılar. Fikri Yavuz, Milas’a kaymakam olarak atandığını ve gelir gelmez de kendisini sorduğunu ve ilk fırsatta da ziyaretine geldiğini anlattı. Sonra eski sınıf arkadaşına sordu; “E, sen neler yapıyorsun bakalım?”
Rüştü Birlik, yıllar sonra sevdiği bir sınıf arkadaşıyla karşılaşmanın coşkusuyla bir solukta kütüphane kurmak için yaptıkları çalışmaları ve geldikleri aşamayı anlattı. Yeni Milas Kaymakamı Fikri Yavuz, kütüphane yapmak için sürdürülmekte olan girişimlerden etkilenmişti.
Milas’ta 29 Kasım 1968 ile 11 Mayıs 1970 tarihleri arasında görev yapan Kaymakam M. Fikri Yavuz’un düşüncesi, kütüphane binası yapılıp bitirilip de açılana kadar beklemektense ilk aşamada hemen bir çocuk kütüphanesi açılmalıydı. Dönemin belediye başkanı Gazi Menteşe ile görüşerek bir çocuk kütüphanesi açılabilecek bir yer bulunmasını istedi. Belediye, o yılarda Milas Şehir Parkının içindeki düğün salonunun güneyindeki genişçe bir odayı tahsis etti. Böylece kütüphane kurma yolunda ilk adım olarak Milas’ta bir Çocuk Kütüphanesi açılmış oldu. Çocuk Kütüphanesi, Sakarya İlkokulu Öğretmenlerinden Selahattin Kartal’a teslim edildi. Derneğin elinde birikmiş olan kitaplar da Çocuk Kütüphanesine verildi.
Kütüphane binası yapma yolunda işin en zor yanı aşılmıştı. Arsa bulunmuş, derneğin mülkiyetine geçmesi sağlanmış, uluslararası düzeyde tanınmış Milaslı bir Yüksek Mimar olan Mehmet Tavaslıoğlu’na planı çizdirilmiş, mühendislik çizimleri de ücretsiz olarak Milaslı İnşaat Mühendisi Mehmet Cengiz tarafından yapılmış, az çok toplanan yardımlarla da binanın temeli atılmış, inşaat yükselmeye başlamıştı. Artık bundan sonrasını ilgili bakanlıklar yapmalıydı.
Milas Kütüphane Kurma Cemiyeti Yönetimi 1968 yılının Ekim ayının başında çok önemli bir karar aldı: Kütüphane arsası ve sürmekte olan bina inşaatı “müze ve kütüphane inşaatının 1969 programına alınması ve Müze ve Kütüphane sergi salonunu yapma kayıt ve şartıyla” Milli Eğitim Bakanlığına devrediliyordu. Devirin tapu işlemleri de 7 Ekim 1968’de tamamlandı. Tapu senedine 976 metrekarelik arsanın “Tamamı Milas Kütüphane Kurma Cemiyeti adına kayıtlı olup Kütüphane Kurma Cemiyeti Başkanı M. Rüştü Birlik’in kayıtsız şartsız ve bedelsiz olarak maliye hazinesine hibesi ve Maliye hazinesine izafeten Mal Müdürü Hüseyin Ayas’ın akdi kabulünde tescili yapıldı” diye yazıldı.
Artık Milas Kütüphanesi binasını yapmak, kütüphaneyi ve müzeyi açmak görevi Milli Eğitim Bakanlığına aitti.
Fakat, Milas’a bir kütüphane açılması için 1961 yılının Nisan ayında yola çıkan, arkadaşlarını ikna ederek bir dernek kuran ve kütüphane yapımı için çalmadık kapı bırakmayan Milas İlçesi Kütüphane Kurma Cemiyeti Başkanı Rüştü Birlik’in ilgisi ve desteği bundan sonra da devam edecekti.
Bu arada kütüphane binasının inşaatı sürerken Milli Eğitim Bakanlığı da 1969 yılının Aralık ayında kütüphane inşaatında kullanılmak üzere Derneğin hesabına 10 bin TL göndermişti.
Kütüphane binası inşaatına gelince; 1969 yılında iki kat olarak kaba inşaatı tamamlanan bina ne yazık ki yıllarca o haliyle kaldı. Yapılan girişimler bir türlü sonuç vermiyordu. Bu arada Kültür Bakanlığı kurulunca bina da 1973 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Kültür Bakanlığı’na devredilmişti.
Sonunda yeterli ödenek çıkınca bina 1982 yılında tamamlanabildi ve üst katı Milas İlçesi Halk Kütüphanesi, yerkatı Milas Kültür Merkezi Müdürlüğü olarak 14 Haziran 1982 tarihinde törenle hizmete açıldı. Törene dönemin Muğla Valisi Kemal Nehrozoğlu, Milas Kaymakamı İsmet Karadöl, Kütüphaneler Genel Müdür Yardımcısı Nail Bayraktaroğlu katılmışlar ve açılış kurdelesini birlikte kesmişlerdi. Milas İlçesi Halk Kütüphanesi’nin açılmasıyla birlikte Çocuk Kütüphanesi de işlevini tamamlamış oluyordu ve Halk Kütüphanesine katıldı.
Müzenin açılması için ise daha beklenecekti.
Öte yandan Milas İlçesi Kütüphane Kurma Cemiyeti’nin başlattığı ancak sonuçlandırılamayan Halk Eğitimi Merkezi açılışını ise Milli Eğitim Bakanlığı kendisi yaptı. 10 Mayıs 1969 tarihinde Milas İlçesi Halk Eğitimi Merkezi açılmıştı. Önce Kaymakamlık makamının bitişiğindeki bir odada, sonrasında Şehir Parkındaki Milas Belediyesi Evlendirme binasının bir bölümünde çalışmalarını sürdürmüştü. Milas’taki Yahudi cemaatinin bağışladığı Havra (Sinagog) ve yanındaki cemaat okulu binaları ve arsası Milli Eğitim Bakanlığına bağışlanmıştı. Havranın ve cemaat okulunun yıkılmasıyla kazanılan alana 1974 yılında Halk Eğitimi Merkezi yapılmak üzere inşaatın temeli atılmıştı. Yapımı tamamlandıktan sonra 1 Ağustos 1980 tarihinde de bina Halk Eğitimi Merkezi olarak hizmete açılmıştı.




