Melih KAŞKAR –
Bölgemizde 31 Temmuzda başlayan ve Beyciler, Mazı, Gökbel, Çökertme, Bozalan, Ören/Siteler Bölgesi, Türkevleri, Akçakaya, Gürceğiz ve Fesleğen mahallerini etkisi altına alan, hepimizi üzen ve kahreden yangın sonrası, eski Orman Şeflerinden Av. Ruhi Erten ile yangınlar ve ormancılık hakkında görüştük.
Yangın sonrası görüşlerine başvurduğumuz Erten, yangının başlangıcı, yapılmayanlar ve sonrası için yapılması gerekenler hakkında bilgiler aktardı.
1969 yılında Milas Merkez Orman İşletme Şefi olan Av. Ruhi Erten sırasıyla, Yılanlı Orman İşletme Şefliği; Yörükoğlu, Çakmak ve Muratlar Şefliği, sonrasında ise, Karacahisar ve Pinar Orman Şefliği yaptı. Görev yaptığı süre boyunca karşılaştığı yangınları en fazla 2 günde söndürdüklerini belirten Erten, “Beyciler ve Bayır mahallesi arasında geçtiğimiz yıllarda iki adet yangın çıkmıştır. Yanan alanlarda orman yolları yapılırken, ilgili yerlerde yangın emniyet şeritleri açılmamıştır. Eğer yangın emniyet şeritleri açılmış olsaydı, bu yangın kesinlikle Mazı mahallesine ulaşmazdı. Ayrıca yöremizde en gür ve eski ormanın olduğu Fesleğen mahallesine de ulaşmazdı” dedi.
“Yangın Beycilerde söndürülmeliydi…”
Erten, hava desteğinin Beycilerde olması gerektiğini belirterek, “Bu yangında gerekli hava desteği verilmiş olsaydı, yangın Beyciler Mahallesinde durdurulurdu.
Daha önceki yıllarda, Akçakaya Mahallesi’nde çıkan yangın, Türkevleri ve Siteler Bölgesi arasında tamamen yanarak denize ulaşarak söndürülmüştü. O zamanlardan sonra, eğer burada Kemerköy Termik Santrali tarafından gerekli tedbir alınmış olsaydı, Termik Santralin etrafına yangının ulaşması mümkün olmazdı. Bu kadar da emek harcanmamış ve masraf edilmeyip ciğerlerimiz yanmamış olurdu. Bahsettiğimiz alan içerisinde, yangın emniyet şeritleri açılmış olsaydı, bu bölgedeki otlar ve maki bitkileri küçük olduğundan yangının söndürülmesi çok basit olurdu. Günlerce de yangın devam etmezdi” dedi.
“Teknoloji yoktu…”
Geçmiş yılların teknolojisinin çok düşük olduğunu vurgulayan Av. Ruhi Erten, “1970’li yıllarda yangın ile mücadelelerimizde, bu kadar teknoloji ve yangın söndürme ekipmanları yoktu. Üstelik hava desteği de yoktu. Haberleşmemiz bile sırt telsizleri ile olurdu. Kısacası şartlarımız çok zordu. Buna rağmen hiçbir yangın bu kadar uzun sürmezdi. Köylüye, köyde kendi yapacağı ev, ahır ve samanlık gibi ihtiyaçlar için, orman idaresi tarafından maliyeti karşılığında (zati ihtiyaç) kereste verilirdi. Köylüler bu sebeple de ormana sahip çıkar, bizlerden önce ormanda çıkan yangına müdahale ederlerdi. Yangın işçileri o yörenin köylülerinden işe alınırdı. Yani bölgeyi bilen kişiler olurdu” dedi.
“Köyler boşaltılmamalı…”
Birçok köyün, köylülerin köylerini terk etmemesi sayesinde kurtulduğunu belirten Erten, “Hayati bir durum söz konusu olmadığı sürece, en büyük yanlış köylerin tahliye edilmesi. Köylerde, köylülerin yüzde 85’inin traktörü ve tankeri mevcuttur. Bu tankerler hayvanlarının su ihtiyaçlarını gidermek ve olası yangın tehlikesi anında kullanılmak üzere hazır olarak bekletilirdi. Bizlerle beraber yangına köylüler de müdahale ederlerdi” dedi.
Sorular ve cevaplar …
Orman yangınlarının söndürülmesi, yangınlardan önce alınması gereken tedbirler, yangın sonrası yapılması gerekenler, yani kısacası ormanlarımız ile ilgili görüşmemizde Av. Ruhi Erten’e sorularımız ve aldığımız cevaplar şöyle:
BAKIŞ: Orman İşletme Müdürlüklerinde kuruluş ve yetkiler nelerdir?
ERTEN: Değişik yörelerde Orman İşletme Şeflikleri kurulmuştur. Bu bölgelerin yapılacak işlerinin tamamı orman işletme şefleri tarafından yapılmaktadır. Bu işlerin yapılması ise Orman İşletme Müdürlüğü tarafından kontrol edilir. Orman mevzuatına göre Orman İşletme Şefleri, boş zamanlarında bölgesini tanımak için en ücra köşeye kadar gitmek zorundadır. Dolayısıyla bölgesini çok iyi tanımak zorundadır. Bölgesini tanırken, mevsimsel hakim rüzgarların hangi yönden nerelere estiğini de bilmek durumundadır.
– Yangın söndürme nasıl yapılır?
– Yangın ilk çıktığı anda Orman İşletme Şefinin hakim rüzgarın hızını ve yönünü öngörerek, buna göre müdahale etme kararı vermesi gerekir. Günümüzde yangınlara müdahale karadan ve havadan yapılmaktadır. Yangın söndürürken yangının ön cephesinden değil, yanlarından daraltılmak sureti ile hareket edilir. Kesinlikle yangının önüne ne su, ne de yangın işçisi gönderilmez. Havadan müdahalelerde de aynı sistem uygulanır. Hava müdahalesinde yangının ön kısmına atılan su, benzin gibi yangını güçlendirir. Tepe ile dere arasına kesinlikle su atılmaması lazım. Yamaç baca görevi gördüğü için tepeden önce yangını tutmak imkansızdır. Tüm söndürme hazırlıkları tepe bölgesinde yapılmalıdır.
Rüzgarın hızı fazla ise, nerelere yetişebileceği hesaplanır, ağaçlar ona göre devrilir ve yakılır. Dolayısıyla geniş bir şerit meydana gelir ve iki ateş birleştiği zaman yangın söner. Buna ise ‘karşı ateş verme’ denir. Karşı ateş verme yetkisi Orman Genel Müdürlüğü’ne aittir. Orman Genel Müdürlüğü’nün, hesap yaparak Orman İşletme Şefine talimat vermesi gerekir. Karşı ateşte, belli bir orman bölgesi feda edilerek yangının büyümesi engellenir ve büyük bir orman alanı kurtarılır. Bugüne kadar yapılan uygulamalarda, Orman Şefinin dışında yangına müdahale edildiğinde, yangınların sönme süresi çok uzamıştır. Bu yüzden de Orman İşletme Müdürü, yetkililer, Belediyeler ve STK’ların tamamı bölgeyi çok iyi bilen kişinin yetkisine verilmelidir. Bu konuda da yetkili tek kişi orman işletme şefi ve ona yakın bölgedeki şef olmalıdır. Bölgeyi tanıyan şefler haricinde yangına üst düzey yetkililer kesinlikle müdahale etmemelidir. Üst düzey yetkililerin görevi ise, ihtiyaç olan malzeme ve ekipmanları sağlamak, gönüllüleri yönlendirmek ve gerekli bilgileri aktarmaktadır.
Her bölgeye yakın ve bölgenin tamamını görebilen yangın kuleleri mevcuttur. Bu yangın kulelerinde her türlü teknik donanım mevcuttur. Şefler tarafından, yangının seyrinin bu kulelerden takip edilmesi gerekir.
– Yangın emniyet şeritleri ne işe yarar?
– Yıllar önce ağaçlandırma ve doğal yetişme esnasında, ormanları korumak için, ‘Yangın Emniyet Şeritleri’ açılmıştır. Bu emniyet şeritleri diğer ormanların sigortasıdır. Yangın söndürme esnasında çok büyük faydası olur. Bu şeritlerin günümüz ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için en az 100 metre genişliğinde olması gereklidir. Yangın emniyet şeritleri ağaçların büyümesi sebebiyle daralmaya eğilimlidir. Her yıl bunları otlardan temizlemek için çalışma yapılması gerekli. Günümüzde baktığımız zaman, yangın emniyet şeritlerine hiç önem verilmemektedir. Yangın emniyet şeritlerinin genişletilmesi sırasında kesimi yapılan ağaçlardan elde edilecek olan hasıla, yol yapımı sırasındaki tüm masrafları karşılayabilir düzeyde olur.
– Su kaynağına yakın olan yerlerde neler yapılabilir?
– Şehir merkezlerinde olan yangın söndürme borularının, denize ve su kaynaklarına yakın olan bu bölgelere de döşenmesi (bunların da jeneratörlerin hazır halde bulunması şartıyla) yangın çıkan bölgeye, bol miktarda su atacak sistemlerin kurulması gerekli. Bu sistemlerin, helikopterden daha etkili olması mümkündür.
– Turizm tesislerine üşen sorumluluklar nelerdir?
– Turizm tesislerinin bulunduğu yerler, denize yakın yerlerdir. Orman alanlarına hakim olan yerlere gerekli miktarda suyu depolama ve dağıtma yaparlarsa, hem kendileri hem de ormanlık alanlarımız riske atılmamış olur. Ormanlık alanlardaki mevcut turizm tesisleri genellikle Orman Genel Müdürlüğü tarafından 49 yıllığına kiraya verilmektedir. Kiraya verme mukavelesi yapılırken ormanın ve tesislerin korunması için gerekli hükümler sözleşmede vardır. Tesislerin tedbir alıp almadıkları her yıl yetkililerce denetlenmelidir.
– Orman vasfı nasıl yitirilir?
– Mevcut orman, vasfını kesinlikle yitirmez. Orman olarak devam eder. Ancak insan müdahalesi ile bozulur. Üst üste bilinçli olarak çıkarılan yangınlar ve betonarme yapılaşmalarla orman vasfını yitirir. Mevcut bir orman kesinlikle kendiliğinden orman niteliğini yitirmez. Yanan alan kayalık ve çorak bir arazi ise orman vasfını yitirir. Buna rağmen özel bir dikim çalışması programı yapılır ise tekrardan ormanlık alan oluşturulabilir. İnsanoğlu istemedikten sonra hiçbir ormanlık alan vasfını yitirmez.
– Yangın sonrası yapılması gerekenler nelerdir?
– Ağaçlandırma ve diğer faaliyetlere başlanmadan önce, kesinlikle orman yangın emniyet şeritlerini yeterli genişlikte ve hakim rüzgar etkileri göz önüne alınarak açılmalıdır. Yanan alan, bir kışı geçirdikten sonra ağaçlandırma çalışmaları yapılmalıdır.
– Orman içi yerleşim yerlerinin korunması nasıl olur?
– Kızıl çam ağacı bölgemizde hakim bir bitki örtüsü. Orman içi köylerinin etrafı geniş bir şekilde yörenin bitkisi olan harnup (keçi boynuzu) bitkisi ile ağaçlandırılmalıdır. Bunun faydası da, orman içi köylerinin gelir kaynağı olan arıcılık faaliyetleri için önemlidir. Harnup balı özellikle aranan ballardan biridir. Ayrıca ihracatı da söz konusu olduğunda, ülkemize döviz girdisi yüksek olur. Harnup bitkisi yangına daha dayanıklı bir bitkidir. Yangınların köylere ulaşmasını engeller. Yangın sırasında tutuşması çam ağaçlarına oranla daha zordur. Bu sebeplerle dikimlerde tercih sebebi olmalıdır.
Görüşlerini aldığımız Av. Ruhi Erten, bu yangınların olmadığı daha temiz ve yeşil bir doğaya kavuşmayı dilediğini belirterek, yangına müdahale eden ve sönmesi için emek veren herkese teşekkür etti.
Biz de BAKIŞ Gazetesi olarak Sayın Erten’e teşekkür ediyoruz.