BAKIŞ Haber –
TEMA Milas Temsilciliği’den yapılan açıklamada, TEMA Vakfı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Kanal İstanbul Projesi’ne verdiği ÇED olumlu kararına, kararın hukuka, kamu yararına ve bilimsel gerekçelere uygun olmadığı gerekçesiyle dava açtı. 17 Şubat 2020’de açılan davada Vakıf, ÇED olumlu kararının yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini talep ediyor. 14 bilim insanı ve uzman ile hazırlanan dava dilekçesi, ek uzman görüşleri ile beraber yaklaşık 140 sayfadan oluşuyor.
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, konuyla ilgili açıklamasında, projeyle İstanbul’un su varlıkları, orman, tarım ve mera alanlarının risk altına girdiği belirterek, “Güzergâhta bulunan Terkos Gölü ve civarı, Türkiye’nin en zengin floraya sahip bölgelerinden biridir. Kanal İstanbul Projesi, İstanbul’un Avrupa Yakası’nı Trakya’dan ayırarak nüfusu yaklaşık 8 milyonluk yoğun nüfusu olan bir ada yaratacaktır. Böyle bir izolasyona doğal yaşamın da nasıl yanıt vereceği öngörülebilir değildir. Kanal güzergâhı etki alanında bulunan Terkos Gölü, Sazlıdere Barajı ve Küçükçekmece gölü, kuşlar, iki yaşamlılar ve tatlı su canlıları açısından son derece önemli ekosistemlerdir. Bu alanlarda 249 kuş türü, 29 tatlı su türü ve 7 iki yaşamlı tür olduğu ÇED raporunda da yer almaktadır. Kumullar, taşlık kayalık, çalılık, fundalık, mera, tarım, orman alanı gibi habitatlarda ise 37 karasal memeli, 239 böcek türü, 24 sürüngen türünün bulunduğu açıklanmıştır. Türkiye’de görülen 487 kuş türünün yarısından fazlası (%51’i) proje alanında yaşamını sürdürmektedir. Bu projeyle Türkiye’nin önemli kuş alanı olan Küçükçekmece Gölü yok olacak ve tarihe karışacaktır” derken, Vakıf’tan yapılan açıklamada ayrıca şu görüşlere yer verildi:
“Kanal İstanbul projesi gibi büyük ölçekli projelerin; arazi kullanımındaki değişiklikler nedeniyle oluşturduğu etkiler, öncelikle yöredeki küçük ölçekli iklimi (mikroklima) sonrasında da bölgesel iklimi etkileyebilecek güçtedir. Böylesine büyük bir arazi kullanım değişikliği; projenin yapıldığı alanların ve yakın çevrelerinin çok kısa bir zamanda ısı ve nem akıları, sıcaklık, nemlilik, buharlaşma, bulutluluk, yağış ve rüzgâr rejimleri ile alansal dağılış desenlerini etkileyerek yüksek olasılıkla birer kentsel ısı adasına dönüşmesine neden olacaktır.
Karadeniz’i Marmara’ya bağlayan Türk Boğazlar sistemi kendine has özellikler taşıyan iki tabakalı bir su ve akım yapısına sahiptir. Dolayısıyla Karadeniz ve Marmara’yı herhangi iki deniz gibi birleştirmek Marmara Denizi’ndeki ve hatta İstanbul’daki yaşamı önemli bir riskle karşı karşıya bırakıyor. İstanbul Boğazı, Karadeniz’e nehirlerle gelen sular ile Akdeniz’den gelen sular arasında bir denge oluşturuyor. Karadeniz’in iklimsel dengesi tümüyle bu sisteme bağımlıdır ve bu sistemdeki herhangi bir değişim, uzun vadede Karadeniz’in iklimsel dinamiklerini olumsuz etkileyecektir. Diğer yandan, Kanal Projesi ile Marmara’ya girecek besin miktarının artması, Marmara’daki oksijen miktarının azalması ve Marmara’nın ölü bir deniz haline gelmesi anlamına gelmektedir.
TEMA Vakfı ÇED raporunun bilimsel verilere dayanmayan ve önlemleri içermekten uzak bir rapor olması gerekçesiyle ÇED olumlu kararının iptali için dava açarken; ÇED olumlu kararına rağmen ilgili karar vericilerin, kamuoyunun ve paydaşların sesini duyacağını ve projenin iptal edileceğine dair umudunu koruyor.”