A. Kemal KAŞKAR –
Bir yandan, koronavirüs salgınıyla en etkili mücadele yöntemlerinin başında sayılan ‘Evde Kal’ınması çağrıları “Hayat eve sığar” gibi sloganlarla sürdürülmeye çalışılırken, öte yandan ‘hayat’ dışarlarda tanıdık-bildik haberlerle sürüyor. Bunların başında da, kendine özgü duyarlılıklar ekseninde ‘çevre sorunları’na gündemlerinin ön sıralarında yer veren yurttaşların ‘içlerinin içlerine sığmamasına yol açan’ haberler geliyor.
Bu haberlere bir yeni örnek, bütünü ‘Özel Çevre Koruma Bölgesi’ olan Datça Yarımadasının Alavara mevkisinin “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak kısmen ‘yapılaşmaya’ açılacağı haberiydi.
Bu duruma engel olabilmek için Muğla Çevre Platformu Datça Meclisi tarafından, Datça Alavara mevkisinin “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olmaktan çıkarılıp “Nitelikli Doğal Koruma Alanı ve Kesin Korunacak Hassas Alan” statüsüne kavuşturulması istemiyle imza kampanyası başlatıldı.
Muğla Çevre Platformu Datça Meclisi tarafından hazırlanan kampanya sunuş metninde, “Datça-Emecik-Alavara Mevkii’nde küçük ama oldukça kritik bir alanın sit statüsü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından, 34954 sayılı OLUR ile karara bağlanarak, 18.02.2020 tarihli Resmi Gazete’de ilan edilmiştir. İlan edilen sit kararında ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ olarak belirlenmiş olan alanın sınırlarının mevcut tapu parsel sınırlarına uygun biçimde belirlendiği görülmekte olup doğal yaşamın ve biyoçeşitliliğin, insan yapımı parsel sınırlarıyla belirlenemeyeceği son derece açıktır.
Koruma-kullanma ilke kararındaki ‘sürdürülebilir koruma’ alanlarında yapılabilecek yapı ve tesisler göz önüne alındığında, söz konusu kararın, belirtilen alanda doğal hayatı, bunun sürekliliğini tümüyle ortadan kaldıracak bir yapılaşmanın önünü açacağı kuşkusuzdur. Bu da göstermektedir ki, kararla belirlenen sürdürülebilir koruma alanı, kendi sınırlarından ibaret sonuçlara yol açmakla sınırlı kalmayacak, yarımadanın çok daha geniş bir bölümünü etkileyen olumsuz sonuçlar doğuracaktır.
Yerel yönetim birimi olarak Datça Belediyesi de, kararla ilgili aynı olguları dikkate alarak, ‘Sürdürülebilir Koruma Alanı’na yer verilmeyen bir düzenleme yapılmasının zorunlu olduğu görüşündedir.
Bu karar, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşma olan Barcelona Sözleşmesi ve ek protokolleri ile üstlendiği uluslararası taahhütlerin ve koruma yükümlülüklerinin ihlali anlamına da gelmektedir.
Alavara doğal sit alanına ilişkin bu kararın, bölgenin ekolojik yapısına ciddi boyutlarda zarar vererek, telafi edilmesi imkansız sonuçlar doğuracağı kuşkusuzdur.
Bu nedenle, kararın iptal edilerek, ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’ statüsüne yer verilmeyen, ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı ve Kesin Korunacak Hassas Alan’ statülerine göre düzenlenmiş yeni bir karar alınarak ilan edilmesini talep ediyoruz” denildi.