BAKIŞ Haber / A. Kemal KAŞKAR –
Muğla Barosu Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, bir süredir ‘Avukatlık Kanunu’nda değişiklik yapılarak baroya üye olma zorunluluğunun kaldırılacağı, isteyen her grubun bir araya gelip aynı il içinde birden fazla baro kurabileceği ve yürütmenin baroları vesayetine alması anlamına gelebilecek değişikler yapılacağına ilişkin iddialar üzerine sürmekte olan tartışmalarla ilgili değerlendirmelerde bulunuldu.
İddialar yönünde yapılabilecek her türlü değişikliğe karşı olunduğuna ve “Güçlü Baro, Gerçek Adalet” anlayışından yana yürüyüşün sürdürüleceğine dikkat çekilen açıklama şöyle …
“Asla izin vermeyiz”
Bir süredir kamuoyunda Avukatlık Kanunu değişikliği, baroya üye olma zorunluluğunun kaldırılması, isteyen her grubun bir araya gelerek aynı il içinde birden fazla baro kurabilmesi ve yürütmenin baroları vesayetine alması anlamına gelebilecek değişikler yapılacağına ilişkin varlığı doğrulanmayan söylemler ve bunun üzerine değerlendirme ve tartışmaların sürdürüldüğü görülmektedir
İlk kez 2018 yılında gündeme geldiğinde şiddetle karşı çıktığımız ve asla kabul edilemez bulduğumuzu o günlerde tüm üyelerimizle ifade ettiğimiz, ülkemizdeki tüm barolarla birlikte Ankara’da tek yürek seslendirdiğimiz bu itirazlardan sonra gündemden kaldırılmış olan böyle anti demokratik bir taslağı yeniden gündeme taşımak, geçmişi görmezden gelmek anlamına gelir ve bunu hiçbirimiz kabul etmeyiz.
Avukatlar her halde ve her durumda hakka-hukuka-adalete ve demokrasiye aykırı ne varsa ona itiraz ederler ve bundan ne pahasına olursa olsun çekinmezler. Bu durum Avukatlık Kanunu için de istisnasız aynen geçerlidir.
‘Parçala-böl-yönet ve yok et’ anlamına gelen, bir ilde birden çok baro olması ve dileyenin dilediği baroya üye olması düzenlemesi avukatlık mesleğine, savunmaya ve dolaylı olarak adalete zarar verecektir.
Baroya üye olma zorunluluğunun kaldırılması, temeli güven esasına dayalı avukatlık mesleğinin denetimsiz kalmasına, kötü uygulamalar nedeniyle de halkın, hakkın ve adaletin zarar görmesine sebep olacaktır.
Barolar üyeleri ile birlikte toplumun haklarını savunan, hak ve özgürlük mücadelesi veren kurumlardır. Bu kurumların vesayet altına alınması; varlıklarına aykırılık, yürütmenin yasamaya müdahalesi ve bağımsız yargının son direğinin kırılması anlamına gelmektedir. Bağımsız ve tarafsız yargı için ömrünü vermiş avukatlık mesleği ve barolar olarak buna asla izin vermeyiz.
Barolar kendi organlarını tüm üyelerinin katılımı ile ve dileyenin dilediğine oy verdiği bir sistemle, ülkemizde seçimle organlarını belirleyen her kuruma örnek olacak tam demokratik bir sistemle belirlemektedir. Hak, özgürlük, adalet ve demokrasi mücadelesi veren bir kuruma yakışan seçim yöntemi de budur. Tam demokratik olma iddiasında olan her kuruma örnek olması gereken bu yöntemden vazgeçilmesi düşünülemez.
Ülkemizde demokratik yapısı nedeniyle özgürce hak-hukuk arayışında bulunabilen son kurumlardan biri olan baroların bu yapısını değiştirecek-ortadan kaldıracak hiçbir düzenlemenin yanında olmayacağımızı, ‘Güçlü Baro, Gerçek Adalet’ anlayışından yana kararlılıkla yürüyeceğimizi meslektaşlarımızın ve kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.”
