BAKTIKÇA – soru/yorum- A. Kemal KAŞKAR
“Cumhur İttifakı” iktidarının ‘Cumhur’un hakkını hukukunu hiçe sayan 7554 sayılı kanunla attırmak istediği adımları durdurmak için Milas ve Yatağan’dan 77 vatandaşın Danıştay’da ‘yürütmenin durdurulması’ talebiyle iptal davası açtığı, 17 Eylül’de 260 milletvekilinin imzasıyla Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusu yapıldığı koşullarda YK Enerji tarafından üzerlerinde pırıl pırıl zeytinler olan dalları kesilip/budanıp yerlerinden sökülen 151 zeytin ağacının başka bir yere dikilmesi sonrasında, bölgemizde yeni bir ‘Halkla İlişkiler Tiyatrosu’ oyunu sahnede … Bu oyunda belirlenmiş bazı roller ise bazı profesörlere, mühendislere, bazı muhtarlara ve bir grup köylü vatandaşa oynatılmaya çalışılıyor.
Şirket’in basın bürosunun, köylü vatandaşlara: “Zeytin ağaçları yok oldu deniyordu, biz geldik gördük; hepsi taşınmış, çok güzel olmuş, ne iyi yapmışsınız!”, “Siz ağaçlarımızı kesmiyor dikiyorsunuz, söküp atmıyor taşıyorsunuz, bunları insanlara anlatın görsünler”, “Buraya gelmeden önce biz de merak ediyorduk. Ağaçları söküp depoya kilitlediler diyenler oldu. Bugün yerinde gördük, zeytinler burada, toprakta. Hatta 1 ay önce taşınanların sürgün verdiğini gördük. Biz de ellerimizle su verdik, içimiz rahatladı” gibi sözler söyletilen bilgi notlarının aynen aktarılmasından ibaret haber metinleriyle sahnedeler.
Şirket bugüne dek hep yaptığı gibi yine ‘yapay bir vitrin’ oluşturma derdinde … Ve attıkları her adımda, yaptıklarına hiçbir şekilde tepki göstermeden olup biten her şeyi kabul etmeye mahkûmmuşuz gibi bir sonuç alma beklentisi içindeler. Milas’ta, Yatağan’da yıllardır neler neler yaptıklarını unuttuğumuzu mu sanıyorlar! Bir bölümünü eski sahiplerine, “Kışlık odun olarak kullanırsınız” diye sanki ‘büyük bir iyilik’ yapıyormuş edasıyla kestirip yok ettikleri binlerce zeytin ağacını unuttuk mu sanıyorlar! Kamulaştırılan alanlardaki zeytinlerini kesip odun olarak yakan o vatandaşlarımızın, sonradan “O zaman, zeytin kesmenin suç olduğunu bilmiyorduk! Bize suç işlettiler! Bunu da bize iyilik yaptıkları yalanını söyleyerek yaptılar!” derken sulanan gözleriyle yaşadıkları büyük acıyı, çok büyük pişmanlığı bilmiyoruz mu sanıyorlar … Ormanları yok ederlerken ağaçlara sarılan ‘Zehra Nenemiz’in vasiyeti niteliğindeki bu onurlu mücadeleyi, sahnelemeye çalıştıkları oyunlarla durdurabileceklerini mi sanıyorlar …
Bütün bu olup bitenler karşısında tek bir soru yeter aslında: ‘Neden’?
Neden hâlâ daha kömürle elektrik üretmek zorunda olalım ki!
Neden bir avuç kömür için topraklarımızı, zeytinlerimizi, ormanlarımızı, havamızı, suyumuzu yok etmek zorunda olalım ki! Neden?
Neden insanlarımız, aile büyüklerinden kalan yüzyıllık zeytinliklerini, yaşam alanlarını, hatıralarını, binlerce yıldır birikegelen kültür değerlerini terk etmek, kaybetmek zorunda kalsın ki?
Bu, fazlasıyla ‘kötü’ bir şey değil mi?
“1 ay önce taşınan zeytinler sürgün vermiş” …
Bunu neden ‘iyi haber’ olarak kabul etmemiz isteniyor? Neden?
Başkaca hiçbir seçeneğimiz kalmadı mı, yok mu?
O zeytin ağaçlarını bulundukları yerlerde ‘hoş tutmak’ dururken, o ağaçları allak bullak edecek bir sert budamanın ardından yerlerinden söküp götürüp başka bir yere dikmek mi marifet?
Bunun için size müteşekkir mi olmalı millet? Durup durup “Allah sizden razı olsun” mu demeli?
Yapılan her şeyi; sık sık ‘bilimsel yöntemlerle’ denilerek yapıldığında ‘mutlak doğru’ olarak mı kabul etmeliyiz? Bilimsel yöntem denile denile yapılıp edilenlerin dünyamızı nasıl büyük felaketlere sürüklediğini, insanlığa nasıl büyük acılar yaşattığını bilmiyor olamaz hiç kimse … ‘Tarih Dersleri’ herkese açıköğretim! Öğrenebilirsiniz.
Gerçi milletin içinde: “Koskoca enerji santralini kapattırmak için şunca ağacı (zeytin ağaçları kastediliyor!) bahane etmek ne demek” diye görüş bildirenler de var elbette!
Aslında zeytin ağaçlarının ‘koskoca’ olduğu ‘bilimsel’ olarak ve ‘kabak gibi’ orta yerde öylece duruyor ama ‘ne sihirdir ne keramet halkla ilişkiler marifet’ böyle bir şey işte!
…
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, benim “Tek bir soru yeter aslında” vurgusuyla dikkat çekmeye çalıştığım bu konuda çok iyi bir çalışma yapmış, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya 22 Eylül 2025 tarihli soru önergesiyle 16 soru sormuş. Sorular çoğaldıkça insanın daha neler neler sorası geliyor ama Sayın Şık’ın 16 sorusunu aktarmakla yetiniyorum.
1. Hukuki süreçler devam ederken gerçekleşen kesim ve söküm işlemlerinde nasıl bir kamusal yarar oluşmaktadır?
2. Bakanlığınız, zeytinliklerin tarımsal, ekolojik ve kültürel faydalarını gözeterek, kömür madeni genişlemesiyle elde edilecek geçici enerji faydasının, zeytinliklerin sağladığı kalıcı kamu yararına üstün tutulmasını hangi gerekçeyle meşru görmektedir?
3. 7554 sayılı kanuna ilişkin Danıştay’daki iptal davası sürerken yapılan söküm işlemleri hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmakta mıdır?
4. Bölge halkına ve yerel idarelere, kesim yapılacağı önceden bildirilmiş midir? Bildirilmediyse gerekçesi nedir?
5. Zeytin ağaçlarının taşıma işlemi için gerekli izinler verilmiş midir?
6. Taşınması mümkün olmayan zeytin ağaçları için Maden Kanunu’nun Geçici 45. Maddesi gereği nerede ve ne kadarlık yeni zeytin sahası tesis edilmiştir?
7. Ağaçların taşınacağı alanın mülkiyeti kime aittir?
8. Söküm yapılan alanın koordinatları ve mülkiyet durumu nedir?
9. Şu ana kadar kaç zeytin ağacı sökülmüştür?
10. Sökülen ağaçlar nereye taşınmıştır, nasıl bir işlem uygulanmaktadır?
11. Sökülen ağaçlara ilişkin bir işaretleme, kayıt ve dokümantasyon yapılmış mıdır?
12. Şirketin söküm için görevlendirdiği heyete ilişkin sözleşme detayları, çalışanların ücretleri ve söküm öncesi raporlar Bakanlığınıza ulaşmış mıdır?
13. Zeytin ağaçlarının kesilmesi/sökülmesi nedeniyle kaybedilen tarımsal üretim, karbon yutak kapasitesi ve kültürel değerler için Bakanlığınızca bir kamu zararı hesaplaması yapılmış mıdır?
14. 3573 Sayılı Zeytincilik Kanunu, Anayasa, ilgili mevzuatlar ile Türkiye’nin taraf olduğu Paris Anlaşması ve iklim politikaları dikkate alındığında, zeytinliklerin madencilik için yok edilmesi hukuka aykırılık teşkil etmekte midir?
15. Kömür madeni genişlemesi için zeytinlik dışında alternatif alanlar değerlendirilmiş midir? Değerlendirilmediyse gerekçesi nedir?
16. Türkiye’nin toplam kömür üretim ve elektrik arz güvenliği dikkate alındığında, Milas’taki zeytinliklerin sökülmesi ülke enerji ihtiyacına ne kadar katkı sağlayacaktır?
…
Ve 28 Eylül Pazar günü saat 16’da Menteşe Atatürk Bulvarı miting alanında, ‘Toprağımızı Vermiyoruz Kampanyası, MUÇEP, KESK, DİSK, TMMOB ve Tabip Odası’ tarafından düzenlenen ‘Toprağımızı Vermiyoruz’ mitingini anımsatıp, sonsözü George Orwell’e bırakıyorum:
“Gazetecilik, birilerinin yayınlanmasını istemediği haberleri yazmaktır, gerisi halkla ilişkilerdir.”




