BAKTIKÇA / A. Kemal KAŞKAR –
6 Aralık 2019 tarihli 77’nci BAKIŞ’ın birinci haberinin başlığına “Milas da gündemine almalı …” önerisini çıkarmıştım … 3-4 Aralık 2019 tarihlerinde, “Bodrum Özüne Dönüyor” vurgusuyla Bodrum Heredot Kültür Merkezi’nde yapılan ‘Bodrum 1. Tarımsal Kalkınma Çalıştayı’ haberinde “Milas da yapmalı!” ara başlığı altında şunları yazmışım:
“… Çalıştaya katıldığım ilk andan itibaren, böylesi bir etkinliğin Milas’ta da yapılması yönünde yoğun-ısrarlı önerilerle karşılaştığımı haberimin hemen başında belirtmeliyim. Son derece yerinde bulup hak verdiğim bu önerilere, Milas’ta da bir ‘Tarım Çalıştayı’ adımı atılmasının hemen sonrasında sürecin Milas ve Bodrum’u bu yolda da buluşturan çalışmalarla sürdürülebileceğine ilişkin düşüncemi de eklemek isterim … Bu buluşmaların, özel olarak ‘Tarım Örgütleri arası ilişkiler’, ‘Tarım ürünlerimizin birlikte Pazarlanması’, ‘Yerel yönetimler ve Tarım’ gibi başlıklar altında, hem de çok vakit yitirmeden gerçekleştirilmesi dilek ve umuduyla …”
Aynı BAKIŞ’taki BAKTIKÇA sayfamda ise, “Bodrum 1. Tarımsal Kalkınma Çalıştayı’ndan notlar … “Bağın içine girip budayasım gelipduru!” başlıklı yazımda da: “Çalıştay haberinde de altını çizdiğim gibi, görüştüğüm hemen hemen herkes, Milas’ın da aynı gündemi oluşturması yönünde önerilerini; “Milas’ta tarım çok daha gelişkin ve örgütlü, ilçe ölçeğinde Tire örneğindeki gibi bir Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile ‘Milas Markası’ öne çıkarılmalı ve bu arada Bodrum’la birlikte adımlar atılmalı” diye özetleyebileceğim biraz da şaşkınlık* içeren ifadelerle dile getirdi” diye yazdıydım … (* O yazımda vurgulama ihtiyacı duyduğum ‘şaşkınlığı: “Milas’ın halâ daha böyle bir gündemi nasıl olmaz!” şeklinde açmalıyım …)
O günden sonra neler mi oldu? Bu sorunun en kısa ve yeterli yanıtı: ‘Olanlar oldu’ diye verilebilir … Araya, gündemlerimizi allak bullak eden koronavirüs salgını girdi. Salgın, halâ daha ‘ucu görünmeyen bir tünel’ … Akıl ve beden sağlıklarımızı korumaya, virüse bulaşmamaya çalışıyoruz halâ … İlle de bu tünelden ‘çıkış umudu’yla yaşıyoruz ve ‘yaşam böyle böyle devam ederken’ umutlarımızı arttıran başka başka gelişmeler bize çok daha iyi geliyor …
Bu haftaki gazetemizde yer verdiğimiz iki haber, ilçemiz adına çok doğru iki adımın atıldığını müjdeliyor.
Bu adımlardan ilki, “Milas Belediyesi Eylül ayı Meclis toplantısı yapıldı” başlıklı haberde şöyle dile getirilmiş:
“Milas ile Bodrum Kardeş Kent oluyor …
Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat başkanlığında gerçekleştirilen meclis toplantısının en önemli maddesi ise Bodrum ile Kardeş Kent ilişkisi kurulması maddesiydi. Başkan Tokat, bu gündem üzerine yaptığı açıklamada; 5393 sayılı Yasanın 18/p maddesine istinaden, Milas Belediyesi ile Bodrum Belediyesi arasında ekonomik ve sosyal ilişkileri geliştirmek, ortak projeler oluşturmak amacıyla ‘kardeş kent’ ilişkisi kurulması talebinin görüşülmesi ve protokol için yetki verilmesi gerektiğini belirtti ve yapılan oylamada madde oy birliği ile kabul edildi.
İkinci adım ise, Milas’ta Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ kurulacak olması!
“Milas Belediyesi’nin önderliğinde çok doğru bir adım daha: ‘Milas Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ kurulacak!” başlıklı haberdeki açıklamasında, “Kooperatif merkezinin Çamköy Mahallesi olacağını belirten Başkan Tokat, “İlk etap olarak Milas Belediyesi, Çamköy, Ulaş, Karacahisar, Kayadere ve Aslanyaka muhtarlarımızın kurucu üyesi olduğu bir Tarımsal Kalkınma Kooperatifi kuracağız. Kooperatif kurulup işlevsel hale geldiği zaman diğer mahalle muhtarlarımızı da kooperatifimize üye yapacağız ve kooperatifimizi dayanışma ruhu ile güçlendireceğiz. Amacımız bu bölge insanının kendi topraklarında yetiştirdiği yerel ürünleri alıp çiftçimizi desteklemek, hak ettiği değerlerde pazarlamak. Böylece hem istihdam yaratılacak hem kırsal kalkınma adına olumlu bir çalışma olacak. Vatandaş da ucuz ve kaliteli ürüne ulaşacak” demiş ve köylere geri dönüş ve kırsal kalkınma sürecini de başlatacak projenin en kısa sürede hayata geçirileceğini sözlerine eklemiş …
Milas ile Bodrum’un, tarih içindeki yolculuklarını ‘Kardeş Kent’ olarak sürdürmelerinin çok büyük öneminin ve iki ilçe arasında böylesi bir buluşmanın çok yönlü yararlarından birinin de ‘tarımsal üretim-tarımsal kalkınma’ alanında olacağının altının çizilmesi gerekiyor …
Onca sıkıntıların arasında bu iki gündem tercihinden duyduğum mutluluğu tarihe not düşmek istedim.
Başta Başkan Tokat ve Başkan Aras olmak üzere ve ille de her iki ilçenin meslek odalarının, Milas ve Bodrum Kent Konseylerinin de aralarında bulunacağı gönüllü sivil toplum güçlerinin birlikte yürüyecekleri bu yolda ‘her şeyin çok güzel olacağı bir gelecek’ dileklerimle …
9 Eylül!
‘9 Eylül’ tarihinin, İzmirli-Milaslı bir yurttaşınız olarak benim için çok özel bir tarih olduğu çok açık.
15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan işgal askerlerine -bir bakıma ‘kurtuluşun işaret fişeği’ olarak- ‘ilk kurşun’un atıldığı kent olan İzmir, kurtuluş savaşımızda ‘son kurşun’un da sıkıldığı bir kent olmaklığıyla gurur verir hepimize … ‘İlk kurşun’un ‘Gazeteci Hasan Tahsin’ tarafından sıkılmış olması da ayrı bir gurur verir biz gazetecilere … 9 Eylül 1922 tarihinde işgalden kurtarılan İzmir, sevgili ülkemizin göz bebeğidir bu anlamda: İşgali gören-gösteren, işgale karşı gözünü kırpmadan direnen bir güzel kent! Doğup büyüdüğüm, sonra sonra kendimi bulduğum kentimin İzmir olması yaşamımın en güzel tesadüfüdür. İzmir’i İzmir yapan, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere herkeslere ve elbette beni İzmirli yapan sevgili Annem Özgen Kaşkar ile sevgili Babam Hayati Kaşkar’a saygılarımı, sevgilerimi sunuyor, İzmir’in kurtuluşunun 98’inci yıldönümünde tüm Türkiye’yi kutluyorum …
9 Eylül ‘Cumhuriyet Halk Fırkası’nın da doğum günüdür aynı zamanda … 9 Eylül 1923 doğumlu CHP’nin de 97’nci yaş gününü kutluyorum: İyi ki doğdun CHP!
Ve önceki gün, 9 Eylül 2020 tarihinde hapisteki gazeteci meslektaşlarımızdan bazıları tahliye oldular!
‘Tahliye’nin ayrıntılarını TELE 1’den aktarıyorum:
MİT mensuplarının cenazesiyle ilgili haber yaptığı için yargılanan; Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel’in tahliyesine karar verildi!
Savunmaların ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Tutuklu yargılanan gazeteciler Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç tahliye edildi.
Tutuklu gazeteciler Murat Ağırel, Aydın Keser, Ferhat Çelik, Hülya Kılınç, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ve Eren Ekinci “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklama” suçlamasından beraat etti.
Barış Terkoğlu ve Eren Ekinci MİT mensupları ve ailelerinin kimliklerini, makam, görev ve faaliyetlerini ifşa etme suçundan beraat etti.
Pehlivan ve Kılınç istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edildi. Keser, Çelik ve Ağırel istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek suçundan 4 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edildi. Ağırel, Çelik ve Keser’in aynı zamanda adli kontrol uygulamaları kaldırıldı.”
…
Bu tablonun, ülkemizde ‘adil yargı’ gündeminin ne denli acil çözüm bekleyen bir sorun olduğunu bir kez daha göstermiş olmasına ilişkin haklı yorumları bir yana bırakıyorum …
Kendimi “9 Eylül’e güzelleme” ile sınırladım çünkü:
Ne güzel bir gün şu 9 Eylül!
Veda!
Hüdayi Baş’ı kaybettik! Olacak şey değildi, olmuş ne üzücü ki … Çok iyi, çok yaratıcı ve çok çalışkan bir öğretmen ve grafik ustasıydı … Birlikte birçok çalışmamız olmuştu. Argos Grafik-ÖNDER Gazetesi günlerinde “Bir espri yap da gülelim abi” derdi … “Hemen yapamam, biraz bekle!” derdim, gülerdi … Gülmesini bilirdi …
Çok üzüldük. Ailesine, başta öğretmen arkadaşları ve öğrencileri olmak üzere tüm sevenlerine başsağlığı ve sabır dileklerimi sunuyorum …