BAKIŞ Haber / A. Kemal KAŞKAR –
Tüm dünyada ve ülkemizde olduğu gibi Muğla merkez ilçesi Menteşe’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kapsamında bazı sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler tarafından düzenlenen yürüyüş ve mitinge yaklaşık 5 bin kişi katıldı. Atatürk Stadyumu altında toplanan kitle sloganlar atarak, davul zurna eşliğinde sosyo-kültürel alana yürüdü. Kültürel alanda yapılan mitingde ise marşlar, türküler söylendi, halaylar çekildi.
Siyasi partiler, DİSK ve KESK’e bağlı birçok sendika ve meslek kuruluşunun da katıldığı yürüyüş ve mitinge CHP Muğla Milletvekilleri Suat Özcan, Süleyman Girgin, Burak Erbay ve Mürsel Alban, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ile, aralarında Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat’ın da olduğu ilçe belediye başkanlarının da katıldığı yürüyüşte “Yaşasın 1 Mayıs”, “Hak, Hukuk, Adalet”, “Direne direne kazanacağız” ve “Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganları atıldı.
Mitingte 1 Mayıs Tertip Komitesi adına Turgay Aslan tarafından şu konuşma yapıldı …
“Bu düzen böyle gitmez!”
1 Mayıslar yoksullaşmaya, yabancılaşmaya, yoksunlaşmaya, savaşlara, emek sömürüsüne, baskının ve zulmün her türüne karşı “Bu düzen böyle gitmez!” diyenlerin günüdür. Biz karanlığın zifiriye döndüğü zamanlarda bile yarına dair umudumuzu hiç yitirmedik. Bugünden yarına umut biriktirmeye devam ettik. Umutluyuz çünkü biz işçisi, kamu emekçisi, emeklisi, asgari ücretlisi ile çoğunluğuz, halkız! Biz dünyanın ve ülkenin tüm güzelliklerini ortaya çıkaran, en yüce değerin, emeğin sahipleriyiz. Umutluyuz çünkü biz “sahi sevgi neydi?” sorusunu “Sevgi iyiliktir, dostluktur. Sevgi emektir” diyerek cevaplayan dünyanın en büyük çok sesli korosuyuz. Umutluyuz çünkü biz yüreğini Soma katliamından yaralı kurtulup “sedye kirlenmesin çizmemi çıkarayım mı” diye soran maden işçisinin yüreğine katan milyonlarız. Umutluyuz çünkü gücünü bizi bölmekten alanların dayattığı sömürü, yoksulluk ve baskı düzenine karşı omuza omuza mücadele ettiğimizde önümüzdeki engelleri kumdan kalelere çevirdiğimiz başarılarla dolu bir tarihin sahipleriyiz. Umutluyuz çünkü hangi sendikanın üyesi olursa olsun bütün kamu emekçilerinin paraya, ‘aidata” tahvil edilen değil, kol kola olmayı temel alan bir dayanışmadan yana olduğunu biliyoruz. Emeğin sömürülmediği, herkesin güvenceli, insanca çalıştığı bir işinin olduğu, ekonomik krizlerin faturasının emekçilere yıkılmadığı, kimsenin cinsiyetinden, kimliğinden, inancından dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği, eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hakim olduğu, sendikal hak ve özgürlüklerin, hak arama yollarının önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı, düşünmenin, düşünceyi ifade etmenin, itiraz etmenin cezalandırılmadığı, emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir dünya istiyoruz.
“KHK’ler iptal edilsin!”
Kolektif emeğimizle yarattığımız değerlerin türlü yollarla, işsizlik, kıdem tazminatı, varlık adı altında kurulan fonlarla, özelleştirmelerle emperyalistlere, sermayedarlara peşkeş çekilmesini reddediyoruz. Planlı, kalkınmacı, üretime dayalı, kamucu bir ekonomi politikasını savunuyoruz.
Kaynakların sermayeye, savaşa, silahlanmaya aktarılmasını reddediyoruz, herkes için eşit, ulaşılabilir, parasız, kamusal hizmet sağlanması için kullanılmasını istiyoruz.
% 1’lik kesim sırtımızdan, emeğimizi gasp ederek zenginleşirken krizin yükünü biz emekçilere yıkmaya, kârını özelleştirirken zararı toplumsallaştırmaya çalışıyor. Ekonomik krizi biz yaratmadık; faturasını ödemeyi de reddediyoruz. Bütçenin adil bir şekilde oluşturulmasını ve eşit bir şekilde dağıtılmasını istiyoruz.
“Paran kadar eğitim/sağlık” anlayışını, çocuklarımızın gerici vakıf, dernek ve cemaatlere mecbur bırakılmasını, buralarda her tür istismara açık hale getirilmesini reddediyoruz; eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamusal hizmetlerin nitelikli, bilimsel, parasız olmasını savunuyoruz.
KHK’lerle iş güvencemizin fiilen ortadan kaldırılmasını, sivil ölülere çevrilmeyi, seçme-seçilme hakkımıza göz dikilmesini reddediyoruz; KHK’lerin iptal edilmesini, hukuksuzca işinden edilenlerin işe iadesini, emeğin haklarını yok eden, tek adam rejiminin taşlarını döşeyen KHK’lerin iptal edilmesini istiyoruz.
Yıllarca çalıştıktan sonra emeklilikte sefalete itilmeyi, zorunlu bireysel emeklilik sistemi ile kamusal emeklilik hakkımızın elimizden alınmasını, yasalarla emeklilikte yaşa takılmayı reddediyoruz; emeklilikte de insanca yaşanabilir bir ücret talep ediyoruz.
İktidarın karşısında örgütleri değil bireyleri görmek için bizi ayrıştırmasına, atomize etmesine, bireysel kurtuluşu dayatmasına karşı dayanışmamızla, birlikte omuz omuza mücadelemizde direniyoruz; örgütlenme özgürlüğü, sendika hakkı, toplu pazarlık hakkı, adil gelir güvencesi, istihdam güvencesi, sosyal güvenlik güvencesi talep ediyoruz.
“Sonsuz güzelleşecek dünya, biz kurduğumuz zaman …”
Refah devleti bitti, tek yol kapitalizm” diyenlere karşı başka bir dünyanın mümkün olduğunu biliyoruz. Geleceğimizi kurmak için bugünümüze sahip çıkıyoruz. Gülten Akın’ın dizeleriyle sesleniyoruz: “Sonsuz güzelleşecek dünya, biz kurduğumuz zaman …”
Gelin, dünyayı güzelleştirmeye 1 Mayıs alanlarından başlayalım, bu ülke emekten yana, laik, demokratik, barış içinde bir düzene kavuşsun diye onu kuran biz emekçiler olalım. Gelin, faşizme, emperyalizme, gericiliğe, sömürüye, savaşlara karşı yan yana omuz omuza duralım ve haykıralım “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” diye. 1 Mayıs, bugüne dek, sermayenin sömürücülüğüne karşı, emeğin; savaş çığırtkanlığına karşı barışın; baskılara karşı özgürlüğün; düşmanlığa karşı kardeşliğin; kâr hırsına karşı sosyal adaletin; yobazlığa karşı aydınlığın; teksesliliğe karşı kültürel çeşitliliğin sesi olmuştur. Bundan sonra da böyle olmaya devam edecektir.
İşsizliğe, Kiralık işçiliğe, Taşeronlaştırmaya, Kıdem tazminatı fonuna, Varlık fonuna, İşsizlik fonunun talanına, Zorunlu bireysel emeklilik sistemine, iş cinayetlerine, krize , yoksulluğa, zamlara, savaşa, kentlerin ve doğanın yağmasına, kutuplaşmaya, kadın cinayetlerine, çocuk istismarına, cinsiyetçiliğe, kamu hizmetlerinin ticarileşmesine, gazetecilerin, siyasetçilerin, gençlerin hapishanelere doldurulmasına, akademinin ve bilimin bitirilmesine, sömürüye, OHAL`e, KHK`lara, İhraçlara, Sürgünlere, Hukuksuzluğa, Faşizme, Darbeye, Diktaya karşı mücadelemiz devam edecek.
Öykü Arin başta olmak üzere tüm çocuklarımıza gelecek umuduyla DONÖR olmayı da buradan duyurmak isterim. Geleceğe ve umuda birlikte sahip çıkabiliriz. Birleşirsek, örgütlenirse, değiştirebiliriz.
Yaşasın 1 Mayıs!
Mesajlar …
1 Mayıs İşçi Bayramı, Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla gazetemize iletilen mesajlar ise şöyle …
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Yatağan ve Havalisi Şube Başkanı Osman İlhan
1 Mayıs tüm dünya emekçilerinin haklarını korumak ve geliştirmek için birlik, dayanışma ve mücadele günüdür.
Bizler birlik ve beraberlik içinde yaşamak, eşit, özgürlükçü, adaletli ve gelirin hakça bölüşüldüğü demokratik bir Türkiye istiyoruz.
Krizin bedelini bizlere ödetmek isteyenlere, ülke ekonomisini uluslararası finans kuruluşlarının oyuncağı haline getirenlere, örgütsüz ve güvencesiz bir çalışma ortamı isteyenlere, haklarımıza göz dikenlere “dur” diyoruz.
Küresel sermayenin kıskacındaki ülkemiz her gün daha fazla işsizliğe, yoksulluğa ve güvencesizliğe sürükleniyor.
Ne demokrasiden, ne de sosyal devletten vazgeçmeyeceğiz.
Ülkemizi küreselleşme politikalarına ve sermayeye terk etmeyeceğiz.
Sosyal güvenlik ve sağlık hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz.
Kıdem Tazminatımıza sahip çıkacağız.
Tüm dünya emekçilerinin bayramı kutlu olsun.
AK Parti Muğla Milletvekili Yelda Erol Gökcan
Emeklerinden ve alın terlerinden başka sermayeleri olmayan, ülkemizin büyümesinde ve kalkınmasında önemli rol oynayan işçi ve emekçi kardeşlerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum.
TBMM’de görev yapan AK Parti milletvekilleri olarak, işçinin ücretini alın teri kurumadan verin diyen bir medeniyetin temsilcileri olarak emekçi kardeşlerimizin haklarını, hukuklarını gözetmeye sorunlarını devletimizin imkanları, ülkemizin kaynakları el verdiğince çözmeye gayret ediyoruz.
Bu ülkenin tüm işçileri bizim işçilerimizdir, resmi tatil ilan edilen 1 Mayıs bizim işçi bayramımızdır. İşçilerin, emekçilerin büyümesi Türkiye’nin büyümesidir. Bu düşünceyle istihdamı artırmak, işsizlik oranını düşürmek için pek çok tedbiri, programı hayata geçirdik.
Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, zenginleştikçe ortaya çıkan katma değerden milletimizin her bir ferdinin yararlanması için her türlü çabayı gösterdik, göstermeye devam edeceğiz.
İşçilerimizin hakkının, hukukunun korunması doğrultusunda yapılacak her türlü samimi çalışmayı desteklemeye devam edecek; işçi ve emekçi kardeşlerimizle sonuna kadar kol kola, omuz omuza yürüyeceğiz.
Tüm dünyada birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü olarak kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün anlamına uygun şekilde bir bayram havasında kutlanmasını, çalışanların sorunlarının dile getirilmesine ve çözüm yollarına ışık tutulmasına vesile olmasını temenni ediyorum.
AK Parti Muğla Milletvekili M. Yavuz Demir
Toplumsal yaşamı kolaylaştırmak ve devamı noktasında önemli görevler üstlenen tüm işçi ve emekçi arkadaşlarımın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum.
Hayatımızın temel noktasında emek en vazgeçilmez öğelerden biridir. Mesai kavramı gözetmeden, gerektiğinde ailelerinden, özel yaşamlarından feragat ederek üstlendikleri görevi hakkıyla yerine getiren işçi ve emekçi arkadaşlarımızın özlük haklarının geliştirilmesi önceliklerimizden biri olmuştur. Asgari ücrette son yapılan güncelleme, tüm kesimlerin memnuniyet duyduğu, önemli bir düzenleme olarak kabul görmüştür. Ülkemizin 2023, 2071 hedeflerine ulaşması adına emeğin rolü oldukça büyüktür. Emekçilerimizin, işçilerimizin üretimden gelen güçleri doğrultusunda tüm haklı taleplerinin takipçisi olacağımızı bildirir, başta Muğlamızda tarım alanlarında, fabrikalarda, maden ocaklarında, turizm sektöründe ve daha sayamayacağımız onlarca farklı alanda ter döken tüm işçi, emekçi arkadaşlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün
Daha güçlü ve üreten bir Türkiye için, işçisi, memuru, üreten köylüsü, tüm emekçilerin bir arada olması ve omuz omuza mücadele etmesi gerekiyor. Ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmak için farklı sektörlerde işçilerimiz, memurlarımız, emekçilerimiz var güçleri ile çalışmaktadır. Hangi sektörde çalışıyor olursa olsun vatandaşlarımızın daha iyi koşullarda çalışması, sendikal haklarının, çalışma barışının sağlanması, iş hayatında ayrımcılığa son verilmesi, herkesin emeğinin karşılığını alması, devleti yönetenlerin birincil hedefi olmalı ve bu hedefler için somut adımlar atılmalıdır. Sosyal devlet anlayışının hiçe sayıldığı, emeğinin karşılığını alamadığı için mücadele edenlerin engellendiği, işçi ölümlerinin kadercilik zihniyetiyle unutturulmaya çalışıldığı günümüzde 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü daha anlamlı hale gelmiştir. Daha güçlü ve üreten bir Türkiye için, işçisiyle, memuruyla tüm emekçilerin bir arada olması ve omuz omuza mücadele etmesi gerekiyor. Herkesin eşit temel hak ve özgürlüklere sahip olacağı, emeğin ve alın terinin karşılığını alacağı, sömürü düzenin olmadığı bir dünya düşüncesiyle emeğin ve işçinin bayramı 1 Mayıs’ı kutluyorum.
Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat
Bizlerin yaşamlarımızı daha rahat bir şekilde sürdürebilmemiz için üretimin her kademesinde çalışan kesimin soysal haklarının düzenlenmesi toplumun sağlıklı gelişimi için önemlidir. Ülkemizde olduğu gibi vergi yükünü çeken çalışan kesimin tüm sosyal haklarının sağlanması demokrasinin, iç huzurun ve barışın devamlılığı için temel teşkil etmektedir. 1 Mayıs barış demektir, 1 Mayıs hak demektir, 1 Mayıs dayanışma demektir. Üretenle, tüketen arasında uçurumun olmaması demektir. Geçim ve gelecek kaygısının bulunmadığı, iç demokrasinin tam anlamıyla oturduğu toplumlarda 1 Mayıslar kazanılmış temel hak ve özgürlükler sayesinde huzurlu bir şekilde kutlanabilirken, ülkemizdeki sosyal adaletsizlik ve eşitsizlik yüzünden bayram havası yerine gerginlik içerisinde kutlanmaktadır. Kutlama alanlarının seçiminde bile huzursuzluğun yaşandığı ülkemizde gerginliklerin yaşanmadığı, temel hak ve özgürlüklerin eşit bir şekilde sağlandığı demokratik ve sosyal bir devlet anlayışıyla Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yolda, gösterdiği ülküye emin adımlarla yürüyerek, ülkemizi hak ettiği çağdaş uygarlık seviyesine taşımak için el ele, barış ve dayanışma içerisinde çalışmalıyız.
Hizmet için üretimin her kademesinde bulunan tüm çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü en içten duygularımla kutlar, sevgi ve saygılar sunarım.
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras
Barış, demokrasi ve güvenli bir gelecek için mücadele günü olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, emeğin, işçinin ve alın terinin bayramıdır. 1 Mayıs; hak, adalet, kardeşlik, dayanışma, özgürlük ve barış çağrısıdır. Herkes için daha iyi çalışma koşullarının yaratılması, sendikal hakların sağlanması, iş hayatında ayrımcılığa son verilmesi ve insan onuruna yakışır bir çalışma hayatı ve emeğin yüceliği için mücadele verenlerin günüdür.
Bizler, işçilerimizin alın teri ve emeği olmadığı taktirde, Bodrum için kurduğumuz hayalleri gerçekleştiremeyeceğimizin bilincindeyiz. Yaptığımız ve yapacağımız her hizmette, emekçi kardeşlerimizin döktüğü alın terini her şeyin üzerinde tutarak, Bodrum’un tüm değerlerini, tüm güzelliklerini onlarla birlikte büyüteceğiz.
Bu duygularla, bütün emekçilerin ve çalışanların bayramını kutluyor, 1 Mayısları özgürce kutlayabilmemiz için geçmişte büyük mücadeleler verenleri ise en derin saygılarımla anıyorum.