BAKIŞ Haber –
CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, Muğla’nın Fethiye ve Marmaris ilçelerinde gerçekleştirilmesi planlanan sondaj yöntemi ile jeotermal kaynak arama faaliyeti ile ilgili bu ay başlayan ÇED sürecini bir soru önergesiyle Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a sordu.
“Bu yıl Fethiye’de yine sondaj yöntemi ile jeotermal kaynak arama faaliyetine, Muğla halkının kararlı itirazının etkisiyle olumsuz ÇED raporu verilmesine rağmen, doğal güzellikleri ve turizm potansiyeli ile Muğlamızın gözbebeği olan bu bölgelerde jeotermal enerji ısrarı sürmektedir. Memlekette talan edilmedik ırmak, yayla, orman, koy bırakmadılar. Üstelik ne yargı kararı tanıyorlar ne evrensel değerleri. Vatandaşlarımıza ne yaşam alanı ne nefes alacak bir ülke bırakmamaya yeminliler adeta! Gözlerini kâr hırsı bürümüş vaziyette. En güzel yaylalarımızda maden ararlar, en güzel koylarımızı imara açarlar… Fethiyeyi, Marmaris’i jeotermal enerjiye açmak, doğaya yönelik bir katliam gerçekleştirmek ‘ben turizmi baltalamaya kararlıyım arkadaş’ demektir” dedi.
Sözlerini “18 yıllık iktidarları boyunca tabiri caizse ‘yıktılar perdeyi, eylediler viran / Durmak, doymak bilmediler bir an!’ Zamanında İstanbul’a ihanet ettik demişlerdi, sırada Marmaris ve Fethiye var! Bu projeler telafisi mümkün olmayan çevre hasarına yol açacaktır. Doğaya verdikleri zararın 100 yılda geçse de telafisi mümkün değil. O açıdan sondaj turizmin kalbine yapılıyor! Memleketin altını üstüne getirip talan etmedik yeraltı yerüstü kaynağı bırakmadan gitmemeye and içmişler adeta” diyerek sürdüren Girgin, Bakan Kurum’a şu soruları yöneltti:
1.Daha önce Fethiye’de sondaj yöntemi ile jeotermal kaynak arama faaliyetine verilen olumsuz ÇED raporu bu projeler için de emsal oluşturmakta mıdır?
2.Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne sunulan Proje Tanıtım Dosyasını incelediğimizde, Özel Çevre Koruma Bölgesi ve tabiat parkı/tabiatı koruma alanı içerisinde kalan kaynak arama projelerinin korunan alanlara vereceği zarara ve alınacak önlemlere ilişkin ayrıntılı bir bilgi verilmediği görülmektedir. Bu kadar önemli ve değerli alanın kullanımının şirketlerin keyfiyetine bırakılması doğru mudur?
3.Faaliyet alanlarına ilişkin fauna ve flora kitabi bilgilere dayalı olarak verilmiştir. Proje alanı korunan alan, tabiat parkı gibi özel alanlar olduğundan endemik türler bulunabilmektedir. Bu nedenle söz konusu arazilerde konusunda uzman kişiler tarafından yerinde incelemeler yaparak bir değerlendirme dahi sunmayan şirketlerin bu alanlara gereken hassasiyeti göstereceğini düşünüyor musunuz?
4.Projede, sondaj arama sırasında oluşabilecek tehlikeli atıkların (sondaj çamurları vb.) depolanması, taşınması ve bertarafı için matbu ifadelere yer verilmiştir. Söz konusu atıkların yönetimi faaliyet sahibine bırakılmıştır. Bahsi geçen alanlar mutlak korunması gereken alanlar olduğundan bu alanlarda böyle büyük sondaj alanları oluşturulmasının mevzuatımıza açıkça aykırı olduğu hususunda ne düşünüyorsunuz?
5.Jeotermal kaynağın kullanılması durumunda kullanılan suyun tekrar rezervuara (reenjeksiyon) gönderilmesiyle ilgili bir değerlendirme yapılmamıştır. Her iki projenin de denize yakın olması sebebiyle reenjeksiyonun denize ulaşması ya da faaliyet sahibinden kaynaklı sebeplerden ötürü denize deşarjı geri döndürülemeyecek çevresel tahribatlara neden olacağı açıktır. Bu geri döndürülmez risk konusunda ne düşünüyorsunuz?
6.Projede arama sonucunda istenen kalitede kaynağa ulaşılması sonucunda bu kaynağın ne şekilde değerlendirileceğine ve bulunduğu alana uygunluğuna dair neden hiçbir bilgi verilmemiştir?
7.Belirttiğimiz gerekçelerle ve Muğla halkının çevre konusundaki duyarlı tepkilerini de hesaba katarak, ÇED yapım sürecinin durdurularak jeotermal kaynak arama faaliyetinden kesin olarak vazgeçilmesini ve Özel Çevre Koruma Bölgelerinin kati surette arama iznine kapatılmasını düşünüyor musunuz?