A.Kemal KAŞKAR –
Enerji Bakanlığı, ‘Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’la zeytinlik alanlarda zeytincilik dışında hiçbir faaliyete izin verilmemesi şeklindeki koruyucu uygulamayı ‘koşullu istisna yöntemi’ ile delmek için ısrarını sürdürüyor. Ne yazık ki Bakanlık tarafından, önceki yıllarda da yapılmak istenen ve kamuoyu baskısı ile geri çekilmek zorunda kalınan zeytin varlığımıza yönelik bu saldırı girişimi bir kez daha deneniyor …
1 Mart 2022 tarih ve 31 bin 765 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan “Maden Yönetmeliği’nde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik”le, 21/9/2017 tarih ve 30 bin 187 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Maden Yönetmeliğinin 115’inci maddesine yapılan ekte, “Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin, faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir. Zeytin sahasının taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilmesi için madencilik faaliyeti yürütecek kişinin madencilik faaliyetleri bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nca uygun görülecek alanda dikim normlarına uygun, faaliyet yürütülecek saha ile eşdeğer büyüklükte zeytin bahçesi tesis edeceğini taahhüt etmesi zorunludur” denilerek, zeytinlik alanların talanının önü açılmış oldu.
İlk tepki Akbelen Ormanı nöbetinden …
Bu değişikliğe ilk tepki, Akbelen Ormanı davasında aynı gün yapılan Bilirkişi keşfi sırasında bir araya gelen yaklaşık beş yüz kişilik kalabalık bir yurttaş topluluğu tarafından verildi. Bunun daha önce de defalarca denendiği ve kamuoyunun baskısı ile geri çekildiğine dikkat çekip Akbelen için adalet isteyen vatandaşlar, Zeytin için de adalet istediler.
Milas Belediyesi
Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, konuyla ilgili açıklamasında, “Zeytinin başkenti Milas’tan haykırıyoruz. Zeytinlikleri madenciliğe açmak insana, doğaya, tarihe, sürdürülebilir kalkınmaya ve yaşama açılan en derin yaradır. Bir gün bu yara büyür kangren olur. Üç beş günde çıkarılıp alınacak madenler için binlerce yıllık ağaçlar sökülemez. Geri dönüşü olmayan bu yanlış karar derhal yok sayılmalı, bu hatadan bir an önce geri dönülmelidir. #ZeytinimeDokunma” dedi.
İzmir Tarım Grubu
İzmir Tarım Grubu, konuyla ilgili açıklamasında, “Zeytincilik kanunumuz yeni yönetmelik uygulaması ile bir kez daha delinmek isteniyor! Üstelik, sektörün hiçbir görüşü alınmadan! Kamu yararı adı altında zeytinliklerin maden sahalarına çevrilmesinin önünü açan değişiklik asla kabul edilemez. Bu çerçevede, sektörün çatı kuruluşu Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin (UZZK) konuya ilişkin yaptığı açıklamayı, İzmir Tarım Grubu olarak tamamen destekliyor ve yargı süreci başlamadan yönetmeliği iptal ederek, bu yanlış karardan en kısa sürede dönün, diyoruz! UZZK Yönetim Kurulu, “Zeytin ağacımızı ve Kanunumuzu hukuka aykırı bu girişimlere karşı 25 yıldır TBMM’de tam yedi defa koruduk. Yine koruyacak, bir kere daha Hak yerini bulacak ve kazanacağız,” diye haykırıyor ve hepimizin ortak sesi oluyor!” dedi.
TMMOB Yönetim Kurulu
TMMOB Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada da Akbelen Ormanı’na dikkat çekildi! Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz imzalı açıklamada özetle şu görüşlere yer verildi:
“Bu değişiklik tüm ülke çapındaki zeytinliklerimizin ölüm fermanıdır. Anayasa’nın 44, 45 ve 166. maddeleri tarımın, üreticinin ve tarımsal üretim alanlarının korunmasını anayasal güvence altına almakta ve devlete bu koruma için sorumluluk yüklemektedir. Bununla paralel olarak farklı tarihlerde çıkartılan çok sayıda yasa ile tarım alanları ve özellikle zeytinlikler özel korum altına alınmıştır. 1939 tarihli “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun” ile zeytinliklerin korunmasını ve geliştirilmesi düzenlenirken, 2005 tarihli 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” ile de toprağın korunması, geliştirilmesi, tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını düzenlemektedir.
1 Mart 2022 tarihli yönetmelik değişikliği açık biçimde adı geçen anayasa ve yasa maddelerine aykırıdır. Bu yasadışı düzenleme ile yakın zamanda keşif yapılacak Akbelen başta olmak üzere ülkenin farklı yerlerindeki zeytinliklerin yağmalanmasına kılıf hazırlanmaktadır.
Yönetmelik değişikliğinde yer alan “Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetleri” ifadesi, kömür ve jeotermal amaçlı faaliyetlere kolaylık sağlanacağını göstermektedir. Değişikliğin belli şirketlere yönelik olarak düzenlendiği kısa sürede ortaya çıkacaktır.
Kazdağları örneğinde de görüldüğü gibi, değişiklikte yer alan “madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla’ ifadesinin koruyucu hiçbir etkisi yoktur. Taahhütlere uyulması konusunda günümüze kadar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın somut bir yaptırımı olmamıştır.
Değişiklikte yer alan ‘Zeytin sahasının taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilmesi için’ ifadesi, ‘kamu yararı’ ile ‘üstün kamu yararı’ kavramlarını yeniden gündeme getirecektir. Şöyle ki, TMMOB ve bağlı Odalar olarak açtığımız birçok davada Bakanlık tarafından verilen kamu yararı kararı, yargı tarafından üstün kamu yararı doğayı ve tarım alanlarını korumaktır gerekçesiyle bozulmuştur.
Ekosistemle uyumlu yüzlerce yıldır yerinde duran zeytinliklerin ‘Tarım ve Orman Bakanlığınca uygun görülecek alanda dikim normlarına uygun, faaliyet yürütülecek saha ile eşdeğer büyüklükte zeytin bahçesi tesis edeceğini taahhüt etmesi zorunludur’ hükmü gereği taşınmaya çalışılması ya da şekilsel ısmarlama yeni zeytinlik dikilmesi taahhüdünün bilimsel hiçbir açıklaması yoktur. Asırlık zeytinliklerin taşınması değil yerinde korunması esas olmalıdır.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın zeytinlikleri koşulsuz koruması gerekirken, ‘… zeytin sahasının taşınmasına ilişkin usul ve esaslar Tarım ve Orman Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça, zeytin bahçesi tesis edilmesine ilişkin usul ve esaslar Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenir’ hükümleri ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın doğayı ve tarım alanlarını yok edecek uygulamalarına rıza göstermesi kabul edilemez.
Bizler, ‘madencilik’ göz boyaması ve kandırmacasıyla açgözlü şirketlerin zeytinliklerimizi, ormanlarımızı, tarlalarımızı, köylerimizi, insanlarımızı yuttuğu, tükettiği bir ülke istemiyoruz. Bugün ülkemizde egemen olan madencilik, madenin bulunduğu tüm arazinin harap edildiği, geride ise tümüyle verimsizleştirilmiş ve kirletilmiş bir toprağın bırakıldığı bir anlayışla sürdürülmektedir. Bu anlayış nedeniyle Cerrattepe’den Fatsa’ya, Kaz Dağlarından Akbelen’e kadar her yerde verimli ormanlık alanlarımız, tabiat zenginliklerimiz yok edilmektedir. Bu anlayış, sadece madenciliği değil, yaşamı da sürdürülemez hale getirmektedir. Bu madencilik anlayışı, bir üretim faaliyeti değil, bir sömürü faaliyetidir. Madenleri olduğu gibi, doğayı ve halkı da sömürmektedir.
TMMOB, Anayasa ve ilgili koruyucu yasalar gereği anılan Yönetmeliğin iptali için yargıya başvuracak, yönetmelik değişikliği ile verilecek yeni izinleri de ayrıca yargıya taşıyacaktır.”
İzmir Büyükşehir Belediyesi
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de, zeytinlikleri maden faaliyetlerine açan yönetmelik değişikliğine tepki göstererek, “Zeytin ağaçlarına maden ocağı hançeri saplamak, geleceğimize ihanettir. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak yürütmeyi durdurma davası açacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarım” dedi.