BAKTIKÇA – soru/yorum – A. Kemal KAŞKAR
Bu hafta siz sevgili okur-yazarlarıma iki soru sormak istedim.
Sorularımdan ilkinin yanıtını Elektrik ve Makina Mühendisleri Odalarının yetkililerinden almış bulunuyoruz.
İkinci sorunun yanıtını ise 4 Ağustos tarihli Muğla YENİGÜN Gazetesi’nde yayınlanan “Kültür Şölenine YK Enerji Desteği” başlıklı haberde bulduk. Olay mahallinden hiç uzaklaşmadan, hemen şuracıkta, bu haberden haberdar olmamı sağlayan Sevgili Özcan Özgür’e teşekkürlerimi sunmalıyım.
YK Enerji, enerji üretmese elektriksiz mi kalacağız?
YK Enerji’nin “Akbelen’de kömüre ulaşamazsak ve santrallerimizi durdurmak zorunda kalırsak ülke genelinde ve Ege Bölgesi’nde elektrik kesintileri olur” iddiasına Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Elektrik ve Makina Mühendisleri Odaları tarafından tepki gösterildi.
EMO ve MMO yetkilileri tarafından açıklanan teknik rapora göre “Muğla’daki linyit yakıtlı santralların üretimlerini durdurmaları halinde, Muğla’da ve Ege bölgesinde büyük kesintiler olacağı, bölgenin
karanlığa boğulacağı iddiaları doğru değil”!
Ayrıntılı teknik raporun sunuşunu aktarmakla yetiniyorum:
“Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan Termik Santrallarının Ülke Geneli ve Ege Bölgesi Açısından Elektrik Üretimindeki ve Enterkonnekte Sistem İçindeki Yerleri”
Muğla ilindeki özelleştirilmiş linyit yakıtlı üç eski kamu santralının yeni sahipleri, mevcut santralların kömür sahalarındaki kömürün azalması ve bir süre sonra tükeneceğinin oraya çıkması üzerine, bölgede yeni açık ve kapalı kömür sahalarının açılmasına yönelik yoğun bir çalışmanın içine girdiler.
Bu şirketler, yıllardır karbon salımları ve özensiz açık maden işletmeciliği ile çevreye verdikleri zararın unutulacağını varsaydılar. Bölgenin bir yaşam alanı olduğunu, orman varlıklarını, zeytin bahçelerini, tarım alanlarını, tarihi ve kültürel eserlerle bezenmiş dokusunu, turizm, eko-turizm, agro-turizm potansiyelini yok sayıp, doğal çevreyi yıkma-yok etme de dahil, her ne pahasına olursa olsun, daha çok elektrik üretmek ve kazançlarını katlamak için yoğun bir kamuoyu oluşturma çabasına girdiler.
Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan linyit santrallarına kömür temin edilemez ise bu santralların üretimlerini durduracaklarını, bu durumda da, Muğla’da ve Ege Bölgesinde uzun elektrik kesintileri yaşanacağı, bölgenin karanlığa teslim olacağı vb. iddialarla bezenmiş felaket senaryoları ile kamuoyunu etkilemeye çalıştılar.
Ormanlarına, bahçelerine, tarihlerine, üretim ve yaşam alanlarına sahip çıkan yurttaşların oluşturduğu yerel yapılar, yıkım planlarına ve girişimlerine karşı direniyor.
Genel olarak enerji, özel olarak elektrik enerjisi; Elektrik ve Makina Mühendisleri Odalarının ve Oda üyelerinin temel çalışma alanlarından biridir. Odalarımız, uzman kuruluşlar olarak, bu konularda yıllardır çok sayıda araştırmalar yaptılar ve raporlar yayımladılar. Odalarımızın Enerji Çalışma Grup ve Komisyonları tarafından hazırlanan ve bu açıklamanın ekinde bulunan “Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan Termik Santrallarının Ülke Geneli ve Ege Bölgesi Açısından Elektrik Üretimindeki ve Enterkonnekte Sistem İçindeki Yerleri” başlıklı çalışmada, Türkiye ve devamla Ege Bölgesinin kurulu gücü, yıllık elektrik tüketim ve üretimi, ülkenin 2021 yılı anlık azami elektrik enerjisi ihtiyacı (puant talep) irdelenmekte, Ege Bölgesindeki yeni elektrik santralı projeleri ele alınmakta, enterkonnekte sistemi ve Muğla Bölgesi incelenmekte, santralların yakacağı kömürün temini için santral sahibi şirketlerin kurguladığı madencilik faaliyetleri ile ilgili bir ön değerlendirme yapılmaktadır.
Bu değerlendirmeler ışığında ulaştığımız yargılar, raporun ‘Sonuç’ bölümünde şöyle ifade edilmiştir:
“Ülkemizde elektrik üretim ve iletim alt yapısı güçlüdür. Kurulu kapasite, anlık azami ihtiyacı rahatlıkla karşılayabilecek düzeydedir. Santralların yıllık üretim kapasiteleri de gerçekleşen yıllık tüketimin çok üzerindedir. Ege Bölgesinde de, ülkemize benzer olarak arz (üretim) kapasitesi, gerçekleşen talepten (tüketim) fazladır. Ancak bölgede elektrik santralı yatırımları, özellikle yenilenebilir kaynaklardan olmak üzere, hız kesmeden devam etmektedir.
“Ülke genelindeki enerji arzının yönetimi, TEİAŞ Yük Tevzi Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmektedir. Ege Bölgesi enterkonnekte sistem ile diğer bölgelere bağlıdır. Diğer bölgeler ile yeterli miktarda elektrik enerjisi alış-verişi yapma imkanına sahiptir. Bölge içindeki yerleşim merkezleri de, enterkonnekte sistem ile birbirlerine bağlıdır. Bölge, ihtiyaç halinde, TEİAŞ Yük Tevzi Müdürlüğünün üretim/tüketim dengesini esas alan yönetimi altında, ülkedeki ve/veya bölgedeki kapasite ile beslenebilir.
“Bu çalışmada yer alan bilgi ve veriler, Muğla’da bulunan Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallarının elektrik üretimini durdurmaları veya sona erdirmeleri halinde, durumun, gerek yıllık toplam tüketim, gerek anlık ihtiyaç (puant talep) ve gerekse elektrik şebekesi sisteminin işlerliği açısından, Muğla İlini, Ege Bölgesini ve Türkiye enterkonnekte sistemini olumsuz etkilemeyeceğine işaret etmektedir.
Konuyla ilgili ülke, kamu ve toplum çıkarları doğrultusundaki bu çalışmada belirttiğimiz ve bundan sonra da, bu sorunları daha kapsamlı biçimde ve derinlemesine ele alacağımız çalışmalarda dile getireceğimiz görüşlerimizin, ilgili tüm kişi ve kuruluşlar tarafından kamusal sorumlulukla dikkate alınmasını diliyoruz.”
Gelelim ikinci soruya …
Geçen yılki Zeytin Hasat Şenliği’nde YK Enerji’nin sponsor edilmesine bazı yurttaşlarca gösterilen tepki yaygın destek görmüş ve fakat Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, “Onlar gibi düşünmüyorum. Zeytin Hasat Şenliği yapıyoruz, sektör sahip çıkmıyor. Tertip komitesinde bulunan odaların bütçeleri sınırlı. Bu etkinlikler, sponsorlukla sağlanıyor. Sponsorlarımız; balıkçılar, inşaatçılar, madenciler, kamyoncular. Bu bir acıdır. Belediye, kaymakamlık olarak bu işten çıkıp zeytincilik sektörünün sahip çıkması gerekiyor. Termik santral çevreyi kirletiyor diye almayalım, tamamdır. O zaman balıkçılar da denizi kirletiyor. Madenciler dağları duman etti, kamyoncular yollarımızı bozuyor. Nasıl yapılacak bu işler? Termik santral benim çevremi kirletiyor, zeytinliklerimi yok ediyor, dağımı tarlamı bozuyor; Milas’ın tanıtımına daha fazla vermesi gerekiyor! Bunu dedim diye beni Genel Merkez’e şikayet etmişler” demişti. (Milas ÖNDER Gazetesi, 21 Nisan 2022 / “Başkan Tokat’tan Zeytin Mitingi açıklaması 2” başlıklı haberden)
Niye Belediyemizden öğrenemiyoruz?
“Termik santral çevreyi kirletiyor, zeytinlikleri yok ediyor, dağları tarlaları bozuyor” ise bunun hukukî bir karşılığı olması gerekmez mi? Sayın Başkan bu tablo karşısında YK Enerji için, “Milas’ın tanıtımına daha fazla vermesi gerekiyor!” diye düşünüyor. Yanlış. Çünkü bunca ‘zarar’ın önüne, sponsorluk ilişkileriyle verilen bir tür “para cezası” ile geçilemez. Böyle bir ilişki kurulabilemez. Bu kontrolsüz zararın daha çok zenginliğimizi yok etmeden en kısa sürede hukuken durdurulması gerekir.
‘Genel Merkez’ ne demiş bilmiyorum ama olabilir ya da siz böyle düşünebilir ve bu düşüncelerinizle gerekçelendireceğiniz adımlar atabilirsiniz. Aralarında benim de olduğum sizden farklı düşünenler de girdiğiniz bu yanlış yoldan bir an önce dönmenizi sağlamak isteyecekler, sizi eleştireceklerdir. Bu da olmuştur, olmaktadır, olacaktır. Bunlar bir yanda dursun da biz niye belediyemizin bu gibi tercihlerini, adımlarını belediyemizden öğrenemiyoruz bir türlü?
Milas Belediyesi tarafından Tuzla Sulak Alanı’nda yapılaşma için ruhsatların verildiğini NET Holding’in Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na yaptığı açıklamadan öğrenmiş ve “Neden biz belediyemizin attığı adımları NET Holding’in açıklamasından öğrendik” diye sormuştuk?
Benzer bir durumu ne yazık ki yine yaşadık. Bu kez, belediyemizin vermediği bilgiyi YK Enerji’den edinmiş olduk. Hem de şirket adının Milas Belediyesi’nin önünde yer aldığı bir haberden …
Temmuz ayı sonunda yapılan “Milas-Ören Kültür Sanat Festivali” ile ilgili Milas Belediyesi basın bültenlerini yeniden titizlikle okudum, YK Enerji’nin adı hiç anılmamış. YK Enerji yetkilisinin açıklamalarının ekseninde hazırlanmış “Kültür Şölenine YK Enerji Desteği” başlıklı haberde ise şirketin adının Milas Belediyesi’nin önünde yer alması hiç yakışık almamış … Neyse …
Örnek ya da ibret olsun diye, Muğla YENİGÜN’deki haberden birkaç cümle:
“YK Enerji, Milas Belediyesi ve Keramos Gençlik ve Spor Derneği iş birliği ile gerçekleşen Milas Kültür ve Sanat Festivali düzenlenen farklı etkinliklerle tamamlandı” …
YK Enerji Genel Müdürü’nün bu haber metninde yer verilen, “Milas, en az 5 bin yıllık geçmişi ile bir tarih ve kültür kentidir. İlkçağlarda Anadolu’nun güneybatısında hüküm süren Karia Uygarlığının en önemli kentiydi. Maden sahalarımızda yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında da bu izlere sıklıkla rastlıyoruz. Ören’e kazandırmak için yoğun gayretler sarf ettiğimiz Ören Arkeopark da, kültüre, tarihe verdiğimiz değerin en önemli kanıtıdır. Milas’ta Kültür ve Sanat Festivali 3 gün boyunca süren birbirinden farklı etkinliklerle birlikte tamamlandı. Böyle güzel ve Milas’a katkı sunan etkinliklere destek sağlamaya Milas’ı kültürle, sanatla, sporla buluşturmaya devam edeceğiz. Festival için yurt dışından katılan tüm misafirlerimize, etkinliğin gerçekleşmesinde emeği geçen tüm paydaşlara yürekten teşekkür ediyorum” sözlerini de aktarmadan geçemeyeceğim … Tarihe not düşmek bakımından …
‘YK Enerji’ açısından …
YK Enerji açısından meseleye bakmaya çalışmak istiyorum, haddimi aşmadan …
YK Enerji, bir yandan kurumsal olarak ‘çevre zararlısı algısı’ndan kurtulabilmek için geleneksel halkla ilişkiler adımları atarken, öte yandan yöremizdeki damarların tümünün değerlendirilmesi suretiyle ‘termik santralların kömür hakkı’nı savunmaya çalışıyor. Bu arada da eğer ki elektrik üretemezlerse kesintiler, kısıntılar, sıkıntılar yaşanacağından bahisle kamuoyuna ‘hiza istikamet vermek’, kendi lehinde bir kamuoyu oluşturmak istiyor. Dolayısıyla “zaten çevre dostu” olduklarını tekrarlayageldikleri süreçte “elektrik üretimini riske atan adımlar”ın önüne, ‘çevre de çevre / zeytin de zeytin’ deyip duran sevgili yurttaşlarımızın karşısında “bakın, elektriksiz kalırsınız, demedi demeyin” iddialarıyla “sağduyu çağrısı” yapıyor. Bunun altını doldurmaya, arkasını güçlendirmeye çalışıp kendisine bir tür “orta yol” açmak istiyor. Elbette hukuk mücadelesini verirken “orta yol arzusu”ndan kolayca çıkıp örneğin: “Akbelen ormanındaki kızılçam ağaçlarının ömrünü doldurduğu” gibi “uç ifadeler” kullanmak da zorunda … Yöre insanına yönelik iş – çıkar (fazla abartılı da olsa işin kolayına kaçıp kullanmalıyım: ‘Bir tür cennet’!) vaatleri başta olmak üzere, böyle böyle farklı farklı algılar, yargılar, kabuller-retler arasına sıkıştırılmış, yaygın-bilinen kullanımıyla ‘bölünmüş’ bir kamuoyu oluşturma çalışmaları …
Hepsi de çok bilinen gidişler, geleneksel, tanıdık işler …
Sonsöz olarak …
Göz göre göre nefesimizi kesecek bu gibi gidişlere, böylesi işlere karşı, aklımızla da alay edilmesine asla izin vermeksizin, her şeye karşın mücadeleyi sürdürmek gerekiyor.
1 Yorum
Teşekkürler sevgili Kaşkar. Bizim derdimizi çok güzel ifade etmişsiniz. YK enerji para kazanıyor biz hergün birer ikişer Kanser olup ölüyoruz. Daha dün bir haber aldım birimiz daha ege üniversitesinde KEMOTERAPİ görüyormuş. Ne güzel değil mi? Yaşasın sponsorumuz YK enerji !