11 Mart 2023 Cumartesi günü Menteşe’deki Muğla Büyükşehir Belediyesi Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde ilk gösterimi yapılan “Muğla’da Kömür için Yok Edilen Köyler” belgeseli ile ‘Kömürsüz Muğla-Muğla Cennet Kalsın’ taleplerinin haklılığı bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya kondu …
A.Kemal KAŞKAR –
11 Mart Cumartesi günü saat 14’te, ilimiz merkez ilçesi Menteşe’deki Muğla Büyükşehir Belediyesi Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde, Akdeniz Yeşilleri Derneği’nce projelendirilip gerçekleştirilen “Muğla’da Kömür için Yok Edilen Köyler” belgeselinin ilk gösterimi, kalabalık bir topluluğun katılımıyla yapıldı.
Etkinlik, Zeynep Gündüzyeli’nin açış-sunuş konuşmasının ardından Kadriye Tuncaelli tarafından Akdeniz Yeşilleri Derneği’nin (Yeşil-Der) 2011 yılında kuruluşundan bu yana gerçekleştirmiş olduğu çalışmalar hakkında yapılan bilgilendirmeyle başladı.
Daha sonra, Proje Danışmanlığını Mustafa Tuncaelli, Yönetmenliğini ise Kerem Topuz’un yaptığı “Muğla’da Kömür için Yok Edilen Köyler” belgeselinin gösterimine geçildi.
“Muğla’da Kömür için Yok Edilen Köyler”
Ağırlıklı olarak Eskihisar, Bağyaka, Tınaz, Karakuyu, Yeşilbağcılar, Sekköy, Hüsamlar ve İkizköylü vatandaşlarımızın yanısıra, aralarında Çevre Mühendisi Deniz Gümüşel, Eğitimci-Yazar Hamdi Topçuoğlu, Doç. Dr. Sergender Sezer, Gazeteci Olcay Akdeniz ve Opr. Dr. Naki Bulut gibi isimlerin de bulunduğu uzmanların da tanıklıklarıyla oluşturulan belgeselde, geçen yaklaşık 40 yıllık dönemde, bölgemizde üç termik santral ve bağlı olarak kömür ocakları yüzünden yaşanan ‘yıkım’ etkili bir şekilde gözler önüne serildi.
Ülkemizin, 6 Şubat Kahramanmaraş depremiyle sarsıldığı ve depremin büyük acıları içinde yaralarımızı sarmaya çalıştığımız şu günlerde “Muğla’da Kömür için Yok Edilen Köyler” belgeseli, yaklaşık yarım yüzyıldır kömüre bağlı enerji üretimindeki ‘hukuksuz ısrar’ın yöremize yaşattığı kesintisiz depremi, bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermiş oldu.
Karşı karşıya olduğumuz tablo …
Belgeselde verilen bilgilerden derlediğimiz ‘Muğla Tablosu’ özetle şöyle:
İlçemiz Milas’ta 1978-2020 yılları arasında yaklaşık 3 bin 400 hektar alanın termik santral ve kömür ocakları tarafından yok edildi.
Yatağan ilçesinde 1979-2020 yılları arasında yaklaşık 3 bin 600 hektar alanın termik santral ve kömür ocakları tarafından yok edildi.
Kömür işletme ruhsat sınırları içerisinde Yatağan-Menteşe bölgesinde 31 köy/mahalle; Milas bölgesinde 29 köy/mahalle olmak üzere 60 köy/mahallenin bulunuyor.
Yaklaşık 40 yıl boyunca 8 köyün tamamı, 4 köyün büyük bir bölümü ve 11 köyünse bir kısmı yok edilmiş durumda. Yok edilen 8 köyün dışında, geriye kalan ve 15’i büyük zarar gören 52 köy/mahallemiz yok olma tehdidi altında …
Milas’ta …
İkizköy, Sekköy, Hüsamlar köyleri yok edildi.
Dereköy, Türkevleri, Çamlıca, Alatepe köylerinin büyük bölümü yok edildi.
Karacaağaç, Bağdamları, Çakıralan, Gürceğiz, Pinar köylerinin bir bölümü yok edildi.
Yatağan-Menteşe bölgesinde …
Tınaz, Kafaca köyleri yok edildi.
Eskihisar, Yeşilbağcılar, Bağyaka, Karakuyu-Kafaca köyleri yeni yerlere taşınarak yok edildi.
Şahinler, Turgut, Kapubağ, Çaybükü, Salihpaşalar, Akçaova köyleri ise kısmen yok edildi.
Kömür ruhsat alanlarından etkilenen yerleşimler …
Yatağan’da …
Yava, Hisarardı, Hacıbayramlar, Hacıveliler, Turgutlar, Gökgedik, Kırıkköy, Zeytinköy, Turgut, Yeşilbağcılar, Nebiköy, Akyol, Yeni, Yeniköy, Şahinler, Eskihisar, Köklük, Kozağaç, Bencik, Yayla, Yeşilköy, Kapubağ, Bağyaka, Bozüyük, Gökpınar, Bahçeyaka.
Menteşe’de …
Çaybükü, Kafaca, Paşapınarı, Salihpaşalar, Akçaova, Dağpınar.
Milas’ta …
Kayaderesi, Çamköy, Karacaağaç, İkizköy, Karacahisar, Alaçam, Kısırlar, Balcılar, Hasanlar, Çiftlik, Sekköy, Bağdamları, Pınararası, Fesleğen, Akçakaya, Gürceğiz, Bayır, Çakıralan, Dereköy, Yoğunoluk, Hüsamlar, Pinar, Kalem, Türkevleri, Çamlıca, Ören, Alatepe, Kultak.
“Muğla’da Termik Santrallar kapatılsın, Ekokırıma ve Hukuksuzluğa son verilsin”
Belgesel gösteriminin tamamlanmasının sonrasında Muğla Çevre Platformu, İklim için Adalet Koalisyonu ve Ekoloji Birliği tarafından, “Muğla’da Termik Santrallar kapatılsın, Ekokırıma ve Hukuksuzluğa son verilsin” çağrısının yapıldığı ortak açıklama yapıldı.
MUÇEP Gönüllüsü Candan Süsoy tarafından okunan ve Muğla’da, 1980’lerden itibaren üç termik santral ve bağlı kömür sahaları yüzünden ağır bir ekolojik ve sosyal tahribat yaşandığına, bu duruma karşı yürütülen ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dek giden hukuk mücadelelerinde alınan ‘kapatma-tazminat kararları’nın uygulanmadığına dikkat çekilerek başlayan açıklamada, “Ne yazık ki, anayasasında ‘hukuk devleti’ yazan Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, ulusal ve uluslararası yasaları yok sayarak ve AİHM kararını uygulamayarak santrallerin işletilmesinin devam etmesine yol vermiştir. Mevcut hükümet de aynı hukuksuzluk politikasını sürdürerek, kapatmak bir yana, bu santrallerin neden olduğu ekolojik kırımı her yıl verdiği kapasite teşvikleri ile ödüllendirmektedir. ‘Devlette devamlılık esastır’ anlayışı, bir kara mizaha dönüşmüştür” denildi.
“Muğlalılar ne istiyor?”
İlimizdeki üç santralin kömür ihtiyacının karşılanması için ormanlık-zeytinlik-tarımsal alanların tahrip edildiğinin, yaşamı zehir edilen, topraklarını terketmek zorunda bırakılan bölge insanının bunu engellemek için yıllarcadır mücadele verdiğinin ve fakat sonuçta ilimizde havanın, suyun ve toprağın kirletildiği, yok edildiği ve üstelik de bunun, “ülkemizin kurulu elektrik üretme kapasitesi, bu santrallerin ürettikleri elektriğin çok üstünde olması, yani kapatılmaları bir elektrik kesintisine yol açmayacağı gerçeğine rağmen” yapıldığının belirtildiği açıklamada, daha sonra “Muğlalılar ne istiyor?” arabaşlığı altında -özetle- şu görüş ve taleplere yer verildi:
“Termik santrallara verilen bir yıllık teşvik ile zeytine dayalı küçük ölçekli işletmeler kurulabilir ve termik santrallerde ve kömür ocaklarında çalışanlar için istihdam yaratılabilir. Termik santralların kapatılması insanları işsizliğe mahkûm etmek anlamına gelmiyor, alternatifler yaratılabilir.
Muğlalılar ne istiyor?
Türkiye’nin küresel iklim kriziyle mücadelede 2050’lerin başında “net sıfır” hedefine ulaşmak ve son 20 yılda hızla artan doğa tahribatını azaltmak için öncelikli hedeflerinden biri kömürden çıkış olmalıdır. Bu hedefe uygun olarak, 25 yıldır uygulanmayan mahkeme kararı artık yerine getirilerek Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santralleri ve bunların maden sahaları kapatılmalı; Türkiye Cumhuriyeti devleti, bir an önce hukuk devleti olmaya dönmelidir.
Ekosisteme ve iklime ağır tahribat veren, insan sağlığına ve sosyal yaşama büyük yıkımlar getiren, emekliye ayrılma yaşı gelmiş olmasına karşın Muğla’nın kömürlü termik santrallerini hukuksuzca çalıştırma ısrarından ve kamu kaynaklarının sermayeye aktarımından artık vazgeçilmelidir.
Muğla’da kömürden çıkışın tüm yöre halkı için adil olmasına öncelik verilmeli, termik santrallere kamu bütçesinden ayrılan her türlü teşvik ve destek kapatılacak olacak santral ve maden ocaklarında çalışan emekçilere yeni istihdam alanları sağlamak için harcanmalıdır. Kömür dışı sektörlere geçişte, bölgenin potansiyeli ile halkın yaşam biçimi ve tercihlerinin merkeze alınacağı bir planlama yapılarak, doğayla uyum ve ekolojik sürdürülebilirlik hedeflenmelidir.
Kömürsüz ve termik santralsiz bir Muğla ve Dünya mümkündür. İklimi değil sistemi değiştirelim.”
Konuşmalar … Sorulu cevaplı katkılar …
Etkinlik programının son bölümünde, belgeselin teknik ekibinin konuşmacı olarak katıldıkları toplantı yapıldı. Ardından, ‘Yaşam Alanlarını Savunan Vatandaşlar’; İkizköy’den Nejla Işık, Turgut’tan Tayyibe Demirel ve Deştin’den Burcu Özdemir, yaşam alanlarında sürdürdükleri mücadelelerle ilgili açıklamalarda bulundular. Ve etkinlik, katılımcıların sorulu cevaplı katkılarıyla sona erdi.