Yılmaz Kaya AYLANÇ
Yıllar yılları kovalamış, saçlar ağarmış, biraz da ağrılar artmış, hadi biraz da yorgunluk var.
Artık daha fazla zaman var, evde, bahçede, sokakta, kahvede geçirebileceğin, daha fazla kitap okuyabileceğin, derneklere gidip çeşitli kurslara katılabileceğin zamanın var. Torunlara bakacak, hatta onları okuldan alacak, evde hazırlıklarda hanıma yardımcı olacak olması da caba.
Yani emekliyiz artık.
Keşke bu kadar güzel ve romantik olsa.
Ülkemizde yeni hali ile eğer işçi olarak özel sektörde çalıştıysanız (beyaz veya mavi yaka) eskiden SSK emeklisi oluyorsunuz, yenisi 4a.
Eğer esnaf olarak çalışmış ve prim ödediyseniz eski adı Bağ-Kur emeklisi olursunuz, yeni adı 4b.
Memur olarak çalışmış ve emekli olmuşsanız Emekli Sandığı emeklisi olursunuz, yenisi 4c.
Tabii bu genel açıklama, detaya indiğinizde farklı meslek veya çalışma şekilleri adı altında bu üç emekli noktalarından birinden emekli oluyorsunuz.
SSK emeklisi iseniz bir de bunun, maaşlarını etkileyen 2000 öncesi veya sonrası var.
Yine Bağ-Kur emeklisi olduysanız, esnaf veya tarım emeklisi olmanız da fark ediyor.
Hangi sistemde çalışıyor olursanız olun emeklilik için, prim ödeme gün sayınız, sigortalılık süreniz ve yaşınız emekli olmakta önemli noktalar. Emekli maaşları bu kriterlere göre hesaplanmakta.
Tabii emekli olduğunuzda son işverenden veya devletten alacağınız bir de ikramiye veya kıdem tazminatı bulunmakta.
Böyle dediğime bakmayın, eskiden emekli olunduğunda bir daire, bir araba alınabildiğini duyunca, şimdiki emekliler haklı olarak üzülecekler. Tabii çok haklılar, bir ömür çalış, verdikleri tazminat ile bir sıfır araba bile alama. Hak mı bu? Adalet mi?
Ya alınan maaşlar?
Ne sen sor ne ben söyleyeyim! Peynir dayanmış 300TL./Kg. Et desen kilosu 400.-TL.
Hadi şimdi moda bir sebze var ya adı soğan, pazarda 30TL./KG.
Daha geçen yıl veya 1,5 yıl önce 100-150 lira ile Pazar yapılıyorken, bu sene 300.-lira ile zar zor çıkıyorsunuz pazardan. Aldığınız sebze ve meyve.
Market ise tam bir facia.
Dikkat ettiniz mi? Marketlerde kasa sırası daha çabuk geliyor artık. Dolaşırken reyon aralarını tıkayan arabalar da yok. Bazı marketlerdeki arabalar da küçük sepet boyutunda. Çünkü artık o ağzına kadar dolu arabalar yok. Çoğunluk elde ya küçük bir sepet ya da evden getirdiğiniz bez torba. Bu bile 250-500 lira arasında tutuyor.
Dedikleri gibi, herkes lokmaları küçülttü, markaları sadeleştirdi, alternatiflere yöneldi.
Neden?
Çünkü hayat çok pahalandı! Satın alma gücü çok düştü!
Ülkemizde 15 ve üstü yaş nüfusu 64.9 milyon kişi. 15-64 yaş çalışabilir nüfus 57.5 milyon. İş gücü 34.7 milyon olup istihdam edilen nüfus ise 31.1 milyon kişi. Bu nüfusun sigortalı olan kısmı 24.2 milyon kişi. EYT dahil emekli nüfus 15.3 milyon. Kayıtlı işsiz nüfus ise 3.5 milyon kişi.
Emeklilikte beklenen süre ise AB ülkelerinde ortalama 21.7 yıl, OECD ülkelerinde 21.6 yıl iken ülkemizde 22.6 yılı bulmaktadır.(TUIK Ekim22)
Memur ortalama aylığı 13 bin lira. Asgari ücret 8,500.-TL. Açlık sınırı 9,426.-TL. Yoksulluk sınırı 30,700.-TL.
Çalışan nüfusun yarısına yakınının asgari ücret ile çalıştığını da unutmayalım.
Yani çoğumuz aç. Neredeyse yüzde doksanımız yoksul.
Ne manzara ama!
Bir yandan otobanlar yapan, İHA ve SİHA üreten bir ülke olduğumuzu söyleyeceğiz, diğer yandan karnını zor doyuran veya doyuramayan milyonlarca yurttaş.
Bunun bir yerinde ve hatta pek çok yerinde yanlışlık yok mu?
Şimdilerde çokça duyuyoruz, “aslında ülkemiz zengin”, “kaynaklarımız var”, “bizde neler var neler” türünden açıklamalar.
Peki beyler nerede bu zenginlik? Kimde bu paralar?
Neden hiç bu zenginlikten sıradan yurttaş pay alamıyor?
Neden refah içinde kendini ve ailesini doyuramıyor?
Sağlam bir evde oturamıyor?
Güzel bir arabaya binemiyor?
Yaz ve kış bir tatile ailesi ile çıkamıyor?
Neden, torunlar gelecek de bir şey isteyecek diye korkuyor?
Ve hatta market yakınından geçmeye bile korkar oldu bu emekli!
Yurttaşların 10 Mart 2023 itibarıyla bireysel kredi ve kredi kartları borçları toplamı 1 trilyon 745 milyar 807 milyon liraya ulaşmış durumda (BBDK).
Borç içinde yüzdüğümüzün resmidir.
İşte bu ortamda emekli olmak, sanırım oldukça zor bir durum.
Ve bu emeklilerin çoğu tek çalışmış ve evin tek emeklisi genellikle.
Büyük şehirlerdeki belediye ekmek satış büfelerinin önünde uzayıp giden ucuz ekmek kuyrukları, bir kilo et veya kıyma için saatlerce ayakta beklemek zorunda kalan emeklimi ülkeyi idare edenler görüyorlar mı acaba?
Daha önce ambargo nedeniyle yaşanmış kuyrukları dillerinden düşürmeyenler, bu kuyruklardan bahsetmedikleri gibi sırası gelince “porsiyon küçültsünler sağlıkları daha iyi olur”, “tam doymadan yarı aç yatmak iyidir” mealinde oldukça kötü yapılan açıklamaları da gördük.
Dedik ya burada bir hata var diye. Ülkenin yarattığı katma değerden ne yazık ki yurttaşlar hak ettikleri payı alamamaktalar.
Emekliler hiç alamamaktalar!
Artık üretemeyip emekli maaşı ile yaşamak zorunda olan emekli, sıkıntı çeken gruplar arasında en sıkıntılısı diyebiliriz. Bunun sonucu da insanca yaşamak oldukça zor bu sıralar ülkemizde.
İktidara bakarsan her şey yolunda.
Ne diyor iktidar şu sıra muhalefete, “biz TOGG diyoruz, adamlar soğan diyor”.
Güler misin ağlar mısın!
Yani ‘TOK AÇIN HALİNDEN ANLAMIYOR’ dostlar!
2 yorum
Ağlanacak halimize gülüyoruz üstad,az kaldı yukarıdaki açıklamarına yıllardır milletin ağzına bir parça bal tadtırarak kör topal bugüne kadar geldiler,bu sorunların hesabını önümüzdeki seçim sandığında sorulmazsa, Atı alan Üsküdar’ı geçti dedikleri takdirde merhaba karanlık günlere.Onun için tüm emekli ve ülkesini seven vatandaşlara, vicdanlarının sesini dinleyerek oylarını düşünerek kullanarak geleceklerini oylamış olurlar üstadım.
İşte bu yüzden önümüzdeki seçim çok önemli özellikle de emekliler için.
Hala umudum var güzel günler göreceğiz yakında🧿😃