Yılmaz Kaya AYLANÇ –
Bu coşku bizi koşturur zaferlere
Bu mutluluk hepimizi alır taşır göklere
Sizinle tüm ülke bir olduk birlik olduk
Bastır haydi Türkiye biz bu yola aşk koyduk
Yakala sayılarınla yine galibiyeti
Manşetlerle sen bir başkasın inan ki
Yakala sayılarınla yine galibiyeti
Smaçlarınla yer sallanıyor sanki
Biz o şahane maçlara
O ay o hilal bayrağa
O ay yıldızlı formaya
Bak bak bak bak doyamadık
Kalplerimiz dört nala
Siz çıkınca sahaya
Biz bu büyük sevdaya
Hep bir-lik-te doyamadık
Hep bir-lik-te Milli Takım.
Sevgili Tarkan’ın Avrupa Şampiyonu olan Kadın Milli Voleybol Takımımız için söylediği şarkının sözleriyle başladık bu haftaki yazımıza.
Ne kadar gurur duysak azdır. Tüm ulusa, içinde bulunduğu ekonomik sıkıntının ve laiklik karşıtlığının arttığı bu dönemde derin bir nefes alma fırsatı verdiler ve henüz biten bir şey yok, umut var dedirten bir şampiyonluk oldu.
Türk kadınları, çok büyük işler başardınız. İnanın ki birçok siyasetçinin yapamadığını siz bir final grubunda yaptınız.
Teşekkürler, hem de gönül dolusu teşekkürler Atatürk’ün kızları.
Tabii biz bu duygu ve düşünceler içinde coşkuyla bu şampiyonluğu kutlarken bazıları, aynı kurtuluş savaşında düşmandan yana olanlar gibi bu şampiyonluğu kutlamanın hata olduğunu, bu başarıda payı olanlardan bazılarının doğru insan olmadığı gibi saçma sapan sözlerle ile başarıyı karalamaya çalışmaktalar.
Bizler sizleri iyi tanıyoruz beyler!
Siz bu Cumhuriyete düşmansınız!
Siz, Atatürk’e ve O’nun devrimlerine düşmansınız!
Siz, çağdaş, demokratik, laik ve hukukun üstünlüğünü benimsemiş Türkiye’ye düşmansınız!
Siz, kadına düşmansınız, modern, başaran, cesur, yetenekli ve özgür kadına düşmansınız!
Asıl bunu diyeceksiniz de henüz diyemiyorsunuz.
O nedenle LGBTİ+ ve buna benzer şeyler ile bu başarıyı küçümsemeye, küçültmeye, karalamaya çalışıyorsunuz.
Hatta aynı, “Fesli”nin vaktiyle “Keşke Yunan kazansaydı” demesi gibi şimdi de “Sırplar kazansa daha iyiydi” diyecek kadar bu halka, Türkiye Cumhuriyeti’ne, kadına, modern kadına düşmansınız ve ses yükseltiyorsunuz.
Oysa; bir caminin lojmanında 8-9 çocuğun emanet edildiği hocanın tacizinde bu sesleri duymadık.
Başka bir hocanın, “Hz. Ayşe olmak ister misin” diye 9 yaşındaki kız çocuğunu taciz ettiğinde nerelerdeydiniz?
Bir kadın bakanımız “Bir seferden bir şey olmaz” dediğinde de ortada yoktunuz o mağdur olan çocuklar için.
6 yaşındaki küçük bir kız çocuğunu koca adamla evlendirirken de sesleriniz çıkmadı, ortalarda yoktunuz.
Şimdi ahlak dersi vermeye kalkanlar, şahane sesiyle şarkılar söyleyen, cinsel tercihi nedeniyle kadın gibi davranan ve giyinen DİVA için bir şey söylüyor mu? En azından yüksek sesle. Siyasal kabul de demek ki bu sesin alçalıp yükselmesinde önemli.
Yani bir zaman NAS var, başka bir zaman yok gibi.
Aslında o kafa kadına düşman dostum, kadına.
Taliban’ın Afganistan’ı gibi, Mollaların İran’ı gibi veya Arap yarımadasının kadınları gibi ikinci sınıf olsunlar, erkekler ne derse onu yapsınlar, evde oturup çocuk doğurup ev işlerini yapsınlar istiyorlar.
Ne demek, kadın tek başına başaracak, tek başına yaşayacak, tek başına karar verecek, bir de istediği gibi giyinecek, üstelik tercihlerini özgürce yapacak, bir de üstüne tüy diker gibi ŞAMPİYON olacak, yetmeyecek Atatürk şarkıları söyleyecek.
Orada dur, bu kadarı fazla geldi.
Kadınlardan korkuyorlar azizim.
Kadınların sokağa çıkmasından, özgür olmasından, erkeklerle eşit olmalarından korkuyorlar.
Öyle bir paranoya ki bu, milli sevince bile katılamıyorlar. Böyle bir başarı karşısında sinirlenip başarıyı karalamaya çalışıyorlar.
Tabii sevinç ve üzüntülerde bile birlikte olamayışımıza biz de üzülüyoruz. Ulus olmanın reflekslerinden biri de tasada ve sevinçte birlikte olmak değil midir?
Kendi seçmeninden veya mahallesinden çekinen bazı devlet yetkililerinin bile bu korkuyu hissederek Ebrar kızımızın olmadığı resimler ile takımımızı kutladıklarına şahit olmak çok üzücü.
Oysa İstiklal Marşımız çalınırken salonda ayağa kalkmayan, milli günlerde Anıtkabir’e gitmemek için mazeretler bulan iktidar yetkilileri de gördük. Ama Milli Marşımız çalınıp, Şampiyonluk kürsüsünden bu marşı söyleyen, hem de yüreğinin derinliklerinden gelen coşku ile söyleyen, işte o resimde yer veremedikleri oyuncumuz Ebrar, marş sonunda hıçkırıklara boğulurken milyonlarca yurttaşımızı da ağlattı.
Şampiyona bitti ve bize o gururu yaşatan şampiyonlarımız tarifeli uçak ile ülkelerine döndüler.
Bu ülke hak etmeyen kimler için neler harcarken, tüm dünyanın haber kanallarında ülkelerinin adını duyuran, yurttaşlara büyük gurur yaşatan FİLENİN SULTANLARI tarifeli uçak ile yurda döndüler.
Kızlar, kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın sizler milyonlarca yurttaşın kalbindesiniz.
Turnuvanın en değerlisi 41 sayı ile Melisa Vargas, defansda Gizem Örge yeniden doğdu, Zehra Güneş en kritik zamanlarda yaptığı bloklar, Kaptan Eda Erdem’in tek ayak smaçları, takıma verdiği enerji ile Ebrar Karakurt, Cansu ve Elif ile kısacası tüm takım şahaneydi. Ve tabii Koç Daniele Santerelli ve ekibi.
Ve Kaptan Eda, şampiyon olduktan sonra ilk demecinde, “Cumhuriyetimizin 100. yılında Milletler Ligi’nden sonra Avrupa şampiyonluğunu da ülkemize getiren takımın bir parçası olduğum için çok mutluyum” dedi.
Ben kelimesi olmayan biz diyen bir demeç.
Size hakkımız helal olsun, iyi ki varsınız! (05.09.2023)
1 Yorum
Emeğine yüreğine sağlık canım kardeşim. Karanlıklar eninde sonunda aydınlanacaktır bu böyle biline!…