İkizköy Çevre Komitesi: “Şirketlerin yararını koruyan bu hukuksuz kararları asla kabul etmiyoruz”
A. Kemal KAŞKAR –
İkizköy Çevre Komitesi’nden; Akbelen Ormanı’nın, linyit madeni açılmak üzere YK Enerji’ye tahsis süresinin 28 Aralık 2021 tarihinde sona erdiğinden hareketle bölgede madencilik faaliyetlerinin durdurulması ve ayrıca bu sürenin yasaya aykırı şekilde 10 Mart 2041 tarihine kadar uzatılması işleminin iptali için açtıkları iki davanın da 11 Ekim’de yapılan duruşmalarda reddedilmesi ile ilgili olarak açıklama yapıldı.
“Ormanı koruma eylemi, ormana zarar verme suçuna dönüştürülmeye çalışılıyor”
İkizköylüler olarak bir yandan dava açarken bir yandan da yaşam savunucularıyla birlikte Akbelen ormanını direniş nöbeti ile korumaya alıp “Oldu bittici Orman İdaresi”nden, yangından ve yangını fırsata çevirmek isteyen YK Enerji’den koruduklarını belirterek, davalarla ilgili olarak istenen raporun yazılmasına kadar 3 kez keşif yaptırılmasına da tepki gösterilerek şöyle denildi:
“Bizce bilirkişilerin görevlerini kötüye kullanarak düzenledikleri raporla Akbelen Ormanı’nın idam fermanı hazırlandı. 1 Aralık 2022 tarihinde yangın bahanesiyle ormana kesim için girilmesi üzerine verilen ve 8 Ağustos 2021 tarihinden beri devam eden yürütmeyi durdurmanın kaldırılmasına karar verildi.
Bu süreçler yaşanırken Akbelen Orman sahasını da kapsayan toplam 23.307,48 hektarlık alan için verilen ve süresi 28 Aralık 2021’de biten maden işletme ruhsatı ve işletme izninin süresinin 2041’e kadar uzatıldığı ortaya çıktı. Bu uzatma işlemi için de dava açtık.
Bu yılın ilk yarısında milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle hiç kimse Akbelen ormanına girmeye cesaret edemedi. Seçimler bitip iktidarın değişmemesi üzerine, başta gizlenip sonradan ortaya çıkan tahsis izninin 2041’e kadar uzatılarak, 24 Temmuz 2023 sabahı saat 05.30’da yüzlerce kolluk gücünün korumasında kesim ekipleri ormana girdi ve kesime karşı çıkan herkese en temel insan hakları ihlal edilerek müdahale edildi. Bütün itirazlara, ülke sınırlarını aşan toplumsal tepkilere rağmen, çok süratle orman katliamı gerçekleştirildi, 6 gün içinde Akbelen Ormanı’nın yaklaşık dörtte üçü yok edildi. Bu arada Mahkeme yürütmeyi durdurma taleplerimize kulak tıkadı. Anayasanın başta 2., 36., 56., 125., 169. maddeleri yok sayılarak , demokratik hukuk devletinde olmaması gereken bu ‘ben yaptım oldu’ uygulamasını görüşmek için TBMM 8 Ağustos 2023 tarihinde olağanüstü toplandı.
Orman tıraşlandıktan sonra, linyit maden ocağının hızla açılması için 12 Eylül darbesinin 43. yıldönümü sabahı, kolluk güçlerinin hukuka aykırı müdahalesi ile Milas Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri tarafından, sözleşmeyle kullanılan özel mülk üzerinde kurulu nöbet alanımıza müdahale edildi, çadırlar, konteyner ve diğer eşyalar tahliye edildi, bütün dünyanın takdirle baktığı sivil orman nöbetimiz dağıtıldı. … Bu işler olurken, orasını kullanma hakkı olan, oradaki eşyaların emanet edildiği bizler alana alınmadık. İki gün sonra Milas Sulh Hukuk Mahkemesi ile delil tespiti için alana gidildiğinde, avukatların alana girişi dahi engellendi. Delil tespiti keşfi sırasında görünen manzara; orası artık orman nöbet alanı değildi, ilmek ilmek dokunan alandaki yaşamı savunma evi dağıtılmıştı. Alanın zeminine mıcır dökülmüş, iki tane yeni konteynır konulmuş, bir tanesinin üzerine bayrak çekilmiş, üzerine ‘TC Milas Kaymakamlığı Jandarma Asayiş Noktası’ yazılmıştı, yakından bakıldığı zaman bir metal etikette ‘YENİKÖYKEMERKÖY’ (barkod) ‘703384’ yazılıydı. Şimdi bu hukuksuzlukları, suçları örtmek için, ormanı yok eden Orman İşletme Müdürlüğü’nün başvurusu ile orman savunucularına karşı ormana zarar vermekten soruşturmalar açılıyor, nöbet alanından alınan eşyalar hakkında el koyma kararı verildi. Ormanı yok edenlerin şikayeti ile ormanı koruma eylemi, ormana zarar verme suçuna dönüştürülmeye çalışılıyor.
Bütün bunları 11 Ekim’de yapılan her iki davanın duruşmasında Mahkemeye en ince ayrıntısına kadar tek tek anlattık. Demek ki boşa konuşmuşuz, Mahkemeden iki davamız için de ‘davanın reddi’ kararını aldık …
Mahkeme kararını, kamuoyunun ve hukuk aleminin değerlendirmesine sunuyoruz. Bizler topraklarımızı, zeytinlerimizi, köylerimizi, hayatlarımızı yok etmeye çalışanların önünü açan, kamunun değil şirketlerin yararını koruyan bu hukuksuz kararları asla kabul etmiyoruz. Bu kararlarla, yapılan orman katliamı ve yapılan hak ihlallerinin üstünün örtüleceği sanılıyorsa yanılıyorlar. Gücümüzün son damlasına kadar bu adaletsizliklere karşı direneceğiz. Davalarımızda bütün yasa yollarını kullanacağız, meşru ve haklı mücadelemize devam edeceğiz. Yeryüzündeki yaşamın devamından yana olan herkesi dayanışmaya çağırıyoruz.”