Milas 78’liler Platformu’nun çağrısıyla yapılan Forum’da Milas’ın çevre sorunları konuşuldu … Forum’bda Milas Ziraat Odası, Ticaret ve Sanayi Odası ve Milas Kent Konseyi’nin temsil edilmemesi eleştirilirken, bu kurumların önümüzdeki dönemde yapılacak buluşmalara katılmaları istendi …
“Birleşirsek direnebilir, direnirsek kazanabiliriz!”
A. Kemal KAŞKAR –
Milas 78’liler Platformu tarafından, “Milas coğrafyasındaki doğa katliamları ve vahşi madencilik faaliyetlerine karşı bir araya geliyoruz. Doğamıza, toprağımıza, havamıza, suyumuza sahip çıkalım” çağrısı ile düzenlenen ‘Milas’ın Çevre Sorunları’ genel başlığı altındaki forum 9 Kasım 2024 Cumartesi günü Üç Fidan Aplangeç Parkı’nda yapıldı. Foruma, çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütünü temsilen kalabalık bir yurttaş topluluğu katıldı.
Saat 14:30’a doğru Hüdaverdi Günay’ın sunuşuyla başlayan forumda Milas 78’liler Platformu adına Nevzat Çağlar Tüfekçi, Güllük Körfezi Koruma Platformu adına Gönül Turan, Muğla Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası eski Başkanı Servet Evran, İasos Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği adına Murat Kemal Gündüz, Muğla Çevre Platformu Milas Meclisi adına Fikret Çoban, Mandalya Çevre Platformu adına Mehmet Binli, DEM Parti Milas İlçe Eşbaşkanı Sedat Polat, SOL Parti Milas İlçe Başkanı Hüseyin Yorulmaz, TİP Milas İlçe Örgütü adına Neşe Tuncer Güngüt ve Eğitim Sen Milas Temsilciliği adına da Hüdaverdi Günay açıklamalarda bulundular.
Söylenenler …
Etkinlikle, ilçemizde ilk kez bu kadar geniş katılımlı bir buluşmanın gerçekleştirildiğine ve bunun önemine dikkat çekilen açıklamalarda ilçemizin dört bir yanında yaşanan çevre sorunları dile getirildi. Bu açıklamalarda dile-gündeme getirilen sorunlar ve yapılan çağrılar özetle şöyle:
– Vahşi madencilik kontrolsüz bir şekilde sürdürülüyor. Gelecek kuşaklara böyle bir Milas, böyle bir miras bırakmamalıyız.
– Güllük körfezinde hâlihazırda 8 liman ve marina projesi gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Dalyan ve Bargilya Tuzlası’nda, Balık çiftliklerinde yeni yeni projelerle çevre katlediliyor. Körfez artık kendini temizleyemiyor. Güllük’te aşırı, çarpık, kuralsız betonlaşma sürüyor. Artık ruhsat vermeyin!
– Bugüne dek yürütülen çevre mücadelesinden yeterince olumlu sonuç alınamamış olsa da yaşam ve gelecek mücadelemizi sürdürecek ve asla vaz geçmeyeceğiz.
– Milas’ın kırsal ve merkez mahallelerinde hep birlikte mücadele etmeliyiz.
– Siyaset alanı piyasalaşmış, şirketleşmiş durumdadır. Ülkemiz genelinde artan ve yaygınlaşan çevre sorunlarının nedeni budur, yani şirket egemenliğidir. Dolayısıyla mücadelemiz bu hedefe karşı yürütülmelidir.
– Bu toplantıları farklı yerlerde aylık hale getirmeliyiz.
– Kayyum atamalarını kınıyor, 78’lilerin bu girişimini destekliyor, halkın iradesine yapılan saldırılara ve doğa katliamlarına karşı mücadeleyi hep birlikte yükseltiyoruz.
– Ülkemizin hemen hemen her yerinde olduğu gibi ilçemiz Milas’ın da en büyük çevre sorunu; geri döndürülemez doğa tahribatı, havamızın, suyumuzun, toprağımızın kirletilmesi ve talanıdır, vahşi madencilik ve su kaynaklarının özel şirketlere aktarımı, kıyılarının inşaat şirketlerince betonlaştırılmasıdır. Ormanlarımız, zeytinliklerimiz, doğal ve arkeolojik alanlar yağmacı şirketlerin acımasız uygulamalarına terkedilmekte, denizlerimiz hızla kirletilmektedir. Burada maalesef Milas Ziraat Odası, Ticaret ve Sanayi Odası, Muhtarlarımız, Milas Kent Konseyi başkanı veya temsilcisi de yoktur. Biz bu kurumların, ilçemizin çevre sorunlarıyla ilgili ne düşündüklerini, bu sorunlara karşı nasıl bir mücadele öngördüklerini açıklamalarını istiyoruz. Kendilerini buluşmalarımıza bekliyoruz. Birleşirsek direnebilir, direnirsek kazanabiliriz.
– Çevre mücadelesi bir yaşam hakkı mücadelesidir aslında. Dağlarımız delik deşik edilirken ormanlarımızı kaybedişlerimiz, sahillerimiz otellere, marinalara peşkeş çekilip para vermeden denize giremiyor hale getirilişlerimiz, hem musluktan akan içemediğimiz suya para verip hem de şişelenmiş su satın alışlarımız, maden tozunu savurtarak giden kamyonun arkasında aracımızın camlarının kapalı olup olmadığını kontrol edişlerimiz sırasında yaşanan çevre sorunları gasp edilen yaşam haklarımız değil midir? Bu anlamda, fosil yakıtlardan vaz geçilmesi yaşamsaldır. Mahkemelerce zaten kapatılması yönünde 1996 yılında kararlar alınmış Yeniköy ve Kemerköy termik santralları kapatılmalıdır. Hiç kimse ‘enerjisiz kalacağız’ diye korkmasın. Burada ilginç olan: Enerjisiz kalmaktan korkmamızın yanında susuz, topraksız, temiz havasız kalmaktan korkmamamız mı isteniyor bizden? Bu nasıl mümkün olabilir?
– Latmos’ta 2010 yılında çalışmalarına başlayan bir maden için işletme ruhsatı Haziran 2024’te alınmıştır. Milas’ta yapılan madencilik budur işte! Ruhsat bile almanıza gerek yok, yüksek yüksek dağları un etmek için! Latmos’a sahip çıkalım!
– Geniş bir temsiliyetle gerçekleşen toplantılarımızı önümüzdeki dönemde geniş katılımlarla sürdürmeliyiz.
“Yaşasın mücadelemiz!”
Bu arada, aynı gün Kaz Dağları direnişi ile dayanışma amacıyla bölgeye giden İkizköy ve Aslanyaka grupları adına İkizköy Muhtarı Nejla Işık’ın mesajı okundu. Işık mesajında, çevre mücadelelerinin hep birlikte mücadele edilerek kazanılacağına dikkat çekip “Yaşasın Akbelen, Yaşasın Köylülerimiz, Yaşasın Mücadelemiz” dedi.