A. Kemal KAŞKAR –
Akbelen Ormanı için direnen vatandaşlar, “Yılmıyoruz, vazgeçmiyoruz. Mücadelemize hiç durmadan, her koldan devam ediyoruz” diyorlar.
Akbelen ormanının adım adım yok edilmesine karşı nöbet alanını terketmeyen köylü vatandaşlarımız, bölgede hafriyat çalışmalarının başlatıldığını, kamyonlarla taşınan toprakların dere yataklarına döküldüğünü, alanda nöbet-nöbetçi mekanı için zemin betonlaması yapıldığını, alanda iş makinalarının, plakasız araçların, betonyerlerin harıl harıl çalıştırıldığını belirtiyorlar.
Geçtiğimiz günlerde İkizköy Çevre Komitesi’nden yapılan açıklamada, mücadelede yeni bir aşamaya girildiğinin ipuçlarını da veren şu bilgiler dikkat çekiyor:
Milas Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet dilekçesi sunuldu …
Türkiye’ye her yıl 44 milyar lira sağlık maliyeti olan Limak İçtaş Termik Santrali’ni işletebilmek için Muğla, Milas Akbelen Ormanı’nı anayasal suç işleyerek kesip böylece yıllık turizm geliri 135 milyar olan Bodrum’un suyunu da kesmeye çalışan Limak – İçtaş Holding sahipleri Nihat Özdemir, İbrahim Çeçen, Şirket CEO’su Serhat Dinç ile birlikte Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey ve eski Muğla Valisi Orhan Tavlı hakkında Türkiye’nin ekonomisini ve halk sağlığını çökertmek suretiyle Anayasa’nın üçüncü maddesindeki ‘devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmaya teşebbüs’, Türk Ceza Kanunu’nun 302. maddesindeki ‘Devletin bağımsızlığını zayıflatmaya ve birliğini bozmaya çalışmak suçundan Milas Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet dilekçemizi sunduk. Sonrasında verilecek karara bağlı olarak Anayasa mahkemesi ve AİHM süreçlerine götürmeyi planlıyoruz.
Anayasal suç işleyerek Anayasanın 169. Maddesini doğrudan ihlal eden eski Muğla Valisi Orhan Tavlı’yı CİMER üzerinden şikayet ettik. Muğla Valisi Samsun’a tayin edildi. Önümüzdeki süreçte eski vali Orhan Tavlı hakkında soruşturma açılmaması kararına karşı İçişleri Bakanlığı aleyhine dava açılması süreci başlatıldı.
Jandarma Genel Komutanlığına “Akbelen’den jandarmanın geri çekilmesi ve Vali ile kaymakamların suç oluşturan emirlerine uyulmaması başvurusunda bulunduk. İçişleri Bakanlığı aleyhine dava açılması süreci başlatıldı.
Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin faaliyetlerine son verilmeli …
Aynı zamanda 40 yıldır hayatımızı karartan santrallerle ilgili de bir adım attık. Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerine hukuka aykırı olarak verilmiş olan çevre izinlerinin iptal edilmesi ve santrallerin kapatılması için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvurumuzu yaptık. Sonrasında verilecek cevaba göre dava sürecine gidilecek.
Kurumlar Limak’la olan işbirliklerini sonlandırsın …
Barcelona’ya, LİMAK Neucamp stadı ihalesinin iptali çağrısı yaptık. Bu çağrının sürdürülmesi ve uluslararası baskıların artması için girişimlerimize devam ediyoruz.
Ayrıca Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’na (UNDP) bir mektup yazarak, Limak Holding’in Akbelen’de sebep olduğu hak ihlallerinin Birleşmiş Milletler’in (BM) ilkeleri ile bağdaşmamasını göz önünde tutarak Limak Holding ile yürüttüğü sosyal sorumluluk çalışmalarını sonlandırmasını talep ettik. UNDP bu talebin haklılığına kayıtsız kalamadı ve Limak Vakfı ile ortaklığını sona erdirme kararını açıkladı.
Ancak Birleşmiş Milletler’in Limak Şirketler Grubu ile ilişkisi tek bir UNDP projesi ile sınırlı değil. Limak aynı zamanda, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (Global Compact) de imzacısıdır ve bu çerçevede belirlenmiş 10 ilkeyi iş uygulamalarında hayata geçirme sözü vermiş. Bu çerçevede, gerekli yazışmaları ilettik ve BM Küresel İlkeler Sözleşmesi ve ilişkileri olan diğer UN programlarının, UNDP Türkiye’nin yaptığı gibi, LİMAK ile olan ortaklıklarını gözden geçirerek, çevre ve insan hakları ihlalleri ile tanınan bu şirketler grubu ile tüm işbirliğini bitirmesini bekliyoruz.
Akbelen Ormanı’yla ilgili gelişmeler sonrasında WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) LIMAK’ın sahibi Nihat Özdemir’in kızı Ebru Özdemir’i mütevelli heyetinden çıkarmak zorunda kaldı. Geçtiğimiz haftalarda da vakfın misyonuyla uyuşmayan sektörlerde faaliyet gösteren iş insanlarıyla yollarını ayırma kararı aldı.
Çağrı
Ve açıklama, şu çağrıyla sona eriyor:
“Biliyoruz ki gücümüz ve etkimiz çok fazla. Kazanımlarımız bugünden yarına büyüyecek.
Akbelen Ormanı halâ hem yasal olarak hem de ekolojik olarak bir orman. Akbelen ormanı sonrası şirket gözünü yasa tanımadan zeytinliklerimize, tarlalarımıza dikecek. Yaşam alanlarımız için İkizköylüler olarak dostlarımızla birlikte direnmeye devam ediyoruz. Nöbete devam ediyoruz. Limak ve IC İçtaş buradan gidene, maden çalışması son bulana kadar mücadeleye devam ediyoruz.
Sen de Akbelen’e gelerek nöbet alanında bizimle buluşabilirsin, sesimizi daha fazla duyurmamıza yardım etmeye devam edebilirsin, paylaşımlarımızı takip edebilir, twitter kampanyalarımıza destek verebilir, imza kampanyasını henüz imzalamamışlara ulaştırabilirsin!”




