BAKTIKÇA – soru/yorum – A. Kemal KAŞKAR –
Yerel seçim takvimi işlemeye başladı. Aday adayları ortaya çıktı, çıkıyor. Partiler adaylarını arıyor.
Benim için değişen bir şey yok. Ben yine her zamanki gibi ‘samimiyet’ arıyorum.
Yine, yapılanlara, olup bitene bakıp ‘samimiyet testleri’ yapıyorum. Bugüne dek yaptığım testlerin sonuçlarını da yeniden gözden geçirmek üzere arşivden çıkarıyorum ...
İlle de bir değişiklik yapmam istenirse: ‘Samimiyet’ yerinebundan öteye ‘içtenlik’ sözcüğünü kullanabilirim.
Bunu, sevgili dilimizin sırtındaki ‘Arapça yükü’nü acık daha hafifletmek için önemsediğim bir tercih olarak yaptığımı da özellikle not etmek isterim.
Mart 2024 yerel seçimlerinde belediyelere başkan, belediye meclislerine üye olmak için aday adayı olanların bazılarınıadaylaştırma çalışmalarına başlandığı şu günlerde, seçildikleri yerlerde zamanla içtenliklerini yitirdiklerini üzülerek gördüklerimizin yeniden-yeniden ille de bir yerlere aday olma gayretlerini de hayretler içinde izliyor ve adayların, içtenlik sınavından rahatlıkla geçebilenler arasından belirlenmesini ısrarla öneriyorum.
Halkımızın, içtenliksizlikleri tescillenmiş olanlardan hoşnutsuzluğunu yeterince ifade edebildiğini ve dolayısıyla aday belirleme sorumluluğu olanların bu konuda fazlasıyla titizleneceklerini umuyorum.
‘İçtenlik’ vurgusunun yanıbaşında bir başka önemli konu ise adaylar arasında kadın aday oranının yükselmesi ve adayların yaş ortalamasının olabildiğince ‘orta yaş’a çekilebilmesidir.
Bu konuda da aday adayı tablolarından hoşnut olmadığımıyazmalıyım. Bunun, sevgili ülkemde ‘yaşlı-erkek siyasetçi’ dışında, genç ve kadın siyasetçi bakımından ciddi bir sıkıntı yaşandığının göstergesi olduğunu üzüntüyle görüyorum.
Aday belirlemelerde bu konuya da özellikle dikkat edileceğini umuyorum.
Bu süreç, mahallelere-köylere muhtar ve mahalle-köy meclislerine üye (Âza) adayı olma noktasından başlamalı elbette. Daha çok genç ve daha yüksek oranda kadın vatandaşımızın mahallelerinde-köylerinde muhtar ve âza adayı olmaları yönünde cesaretlenmelerinde, cesaretlendirilmelerinde büyük yarar var. Bunu başarabilmeliler, bunu başarabilmeliyiz.
Bu vesileyle, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Osman Gürün’ün ‘aday adayı olmama’ tercihinin örnek bir siyasi olgunluk olduğuna dikkat çekerek büyük demokratik değer taşıdığını ve takdirle alınması gereken bir siyaset dersi olduğunu da belirtmek istiyorum.
Şimdilik kaydıyla yazımı çok da uzatmadan: ‘İçtenlik, ille de içtenlik’ diyerek noktalıyorum.