BAKIŞ Spor Haber / Yusuf KÜÇÜKGÜLDAL –
Türk futbolu için yeni bir sayfa açıldı. A Milli Takımımız, UEFA Uluslar Ligi B Ligi’nde gösterdiği başarılı performansın ardından play-off turunda Macaristan’ı iki maçta da mağlup ederek tarihindeki en büyük başarılardan birine imza attı: Uluslar Ligi’nin en üst seviyesi olan A Ligi’ne yükseldi!
Türkiye, Uluslar Ligi’nde uzun süredir A Ligi’ne yükselme hedefiyle mücadele ediyordu. B Ligi grubunu ikinci sırada tamamlayan millilerimiz, play-off turunda Macaristan ile eşleşti. İlk maç İstanbul’da oynandı ve Ay-Yıldızlılar, rakibini 3-1 mağlup ederek büyük bir avantaj yakaladı. Ancak deplasmandaki rövanş mücadelesinin zorlu geçeceği aşikârdı.
İkinci maç, 23 Mart 2025’te Budapeşte’de oynandı. Türkiye, rakibini 3-0 gibi net bir skorla geçerek toplamda 6-1’lik üstünlük sağladı ve Uluslar A Ligi biletini cebine koydu. Bu galibiyet, sadece skordan ibaret değildi; futbolumuz adına önemli bir eşik aşıldı.
Bu başarıda takımın başındaki teknik heyetten oyunculara kadar herkesin payı büyük. Özellikle kaptan Hakan Çalhanoğlu, Arda Güler ve Abdülkerim Bardakcı gibi isimler, Macaristan karşısında kritik performanslar sergiledi. Hakan Çalhanoğlu’nun penaltı golüyle öne geçen Türkiye, genç yetenek Arda Güler’in muhteşem golüyle farkı artırdı. Skoru belirleyen isim ise savunmanın bel kemiği Abdülkerim Bardakcı oldu.
Teknik direktörün stratejik hamleleri ve oyuncuların sahada ortaya koyduğu karakter, Türkiye’nin Avrupa’nın en güçlüleri arasına katılmasını sağladı. Macaristan gibi güçlü bir rakibi hem içeride hem dışarıda yenmek, takımımızın artık daha büyük hedefler için sahada olduğunu gösteriyor.
Bundan sonra ne olacak?
Türkiye, artık UEFA Uluslar Ligi A seviyesinde mücadele edecek. Bu, demek oluyor ki Almanya, Fransa, İspanya, Hollanda, İngiltere ve İtalya gibi Avrupa’nın devleriyle aynı sahaya çıkacağız.
A Ligi’nde mücadele etmek, Türkiye’nin futbol kültürüne ve genç oyuncuların gelişimine büyük katkı sağlayacak. Dünya futbolunun zirvesindeki ekiplerle oynayacak olmak, milli takımımızın seviyesini yukarıya çekecek ve belki de bizi Avrupa Şampiyonası ya da Dünya Kupası’nda daha iddialı bir konuma taşıyacak.
Bu başarı, sadece bir turnuva zaferi değil, aynı zamanda Türk futbolunun geleceğine duyulan güvenin de bir göstergesi. Genç ve dinamik bir milli takım ile Avrupa’nın en iyileri arasında mücadele edecek olmamız, futbolumuz için heyecan verici bir dönemin başlangıcı olabilir.




