BAKIŞ Haber –
Atatürkçü Düşünce Derneği Milas Şubesi Yönetimi, İdlib’te şehit olan askerlerimizle ilgili olarak şube binasında bir açıklama yaptı. ADD Milas Şube Başkanı Mehmet Ateş tarafından okunan açıklama şöyle …
“27 Şubat Perşembe akşamı İdlib’te 33 şehit verdik… 32 yaralımız var. Yüreklerimizin yandığı, tarifsiz acıyla kavrulduğu uzun bir gece yaşadık. Şehitlik ve gazilik hepimiz için kıymetlidir. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar ve milletimize başsağlığı diliyoruz.
Dış sorunlarda milli birlik ve beraberliğin yaşamsal önem taşıdığının bilincindeyiz. Bu bilinçle hareket ediyoruz, hareket etmeye devam edeceğiz. Bununla birlikte geçmişimizden ders alarak, geleceğimizi ona göre planlamalıyız. Planlamak zorundayız.
Aynı anda birden çok mevsimin yaşandığı, ekonomik değeri çok yüksek olan her türlü tarım ürününün yetiştiği, yeraltı zenginliklerini saymakta zorlandığımız, tarihi ve kültürel zenginlikleri dillere destan, üç tarafı denizlerle çevrili, herkesin gıpta ile baktığı güzel bir coğrafyada yaşıyoruz. Çok şanslı bir milletiz. Ne yazık ki şanslı olduğumuz kadar, sıkıntıları da bir o kadar çok olan coğrafya Anadolu ve komşumuz Ortadoğu. Emperyalist güçler bu coğrafyanın zenginliklerini sömürmek için tıpkı bir akbaba gibi sürekli üstümüzdeler. Sıkıntı ve kargaşa çıkararak emellerine ulaşmak istemekteler. Üzülerek söylüyorum, çoğu zaman da başarılı oldular.
Varisi olduğumuz Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşında yenilince, emperyalist devletler Anadolumuzu işgal ettiler. Büyük Atatürk’ün önderliğinde milletimizin büyük gayreti ile oyunu bozduk. Yoksa az kalsın vatansız, yurtsuz, yuvasız kalıyorduk. Ve Atamız, bir daha bu şekilde bir sıkıntı yaşamamamız için ‘yurtta barış dünyada Barış’ felsefesini ilke edinmemizi öğütledi. ‘Savaş, zorunlu olmadıkça cinayettir’ diyerek savaşın ne kadar kötü bir olay olduğunu yalın bir şekilde anlatmıştır. Bu öğreti ile hareket eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2. Dünya Savaşına girmedi. Analar ağlamadı, çocuklar yetim kalmadı, şeker de yiyebildiler bu sayede.
Emperyalist güçler hiç boş durmadılar. Arının kovanına çomak sokarak coğrafyamızda sürekli sıkıntı çıkarmaya devam ettiler. 1980’de başlayan Irak-İran savaşı 8 yıl sürdü. Biz Türkiye olarak taraf olmayarak dostluğumuzu geliştirdik. İki ülke ile ticaretimizi geliştirerek kazançlı çıktık. Saddam’ın Kuveyt’i işgaline göz yumdular. Sonuç; Irak’ın bugünkü durumu belli, Saddam’ın sonunu söylememe gerek yok sanırım. Bize yansıması ne oldu Irak karmaşasının: ‘Bir koyup beş alacağız politikası’. Ülkemizin güneydoğusunda 35 yıldır kan ve gözyaşı, şehit cenazeleri, yitip giden maddi değerlerimiz cabası. Bereket 1 Mart tezkeresi TBMM de kabul edilmedi de daha büyük belalardan kurtulduk gibi duruyor. ‘Arap Baharı’ adı altında emperyalist güçler tarafından demokrasi getireceğiz vadiyle Tunus, Mısır, Libya ve komşumuz Suriye karıştırıldı. Son 8 – 10 yıldır bu ülkelerin durumları belli. Kan, gözyaşı, açlık, sefalet, güzelim kadim şehirler yıkılmış, virane olmuş. Yeraltı ve yerüstü zenginliklerini akbabalar, sülükler yemekte, sömürmekte.
Komşumuz Suriye’deki karışıklıklar, ülkemize de zarar vermeye başladı. Son olarak 33 şehit verdik. Bu acı, sadece 33 evin bireylerini değil 82 milyonun yüreğini yaktı. Biz de komşudaki yangına körükle gitmek yerine söndürmeye çalışmalıyız. Bundan böyle şehit cenazeleri görmek, anaların ağlamasını, taze kuzuların babasız kalmasını, kadınlarımızın yarsız, kızlarımızın yavuklusuz kalmasını istemiyorsak, dış politikamızı, acilen, Büyük Atatürk’ün çizdiği ‘yurtta barış dünyada barış’ ilkesi doğrultusunda yürütmeliyiz. Vatan savunmasını kutsal kabul ediyoruz. Bilhassa bölücü teröre karşı alınan tüm önlemleri desteklemekteyiz.
Başta Cumhurbaşkanımıza olmak üzere tüm üst kademe yöneticilerimize bu alandan seslenmek istiyoruz. Emperyalist güçlerin gizli oyunlarının farkına vararak gereksiz bir savaşın öznesi ve tarafı olamamalıyız. Başta komşularımızla olmak üzere tüm dünya devletleri ile ülkemizin hak ve menfaatlerini de dikkate alarak barışçıl bir dış politika gütmeliyiz diyoruz.
Bir kez daha 33 şehidimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve sağlıklar, yaralılarımıza acil şifalar diler, tüm katılımcılara da özverili davranışlarından dolayı teşekkür ederiz.”
Açıklamanın okunmasının ardından 33 şehidin fotoğraflarının bulunduğu bölüme karanfiller bırakıldı.