• Künye
  • Gizlilik Sözleşmesi
  • Reklam
Pazartesi, Temmuz 4, 2022
  • Giriş Yap
Milas Haber
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • Kategoriler
    • Gündem
    • Bohça
    • Kültür & Sanat
    • Bir Satır
    • Spor
  • Köşe Yazıları
    • A. Kemal KAŞKAR
    • Dr. Kahraman KARAİSAOĞLU
    • Eczacı Bengi MERGEN (E.)
    • Hüseyin AÇAR
    • Kürşat Şahin YILDIRIMER
    • Yılmaz Kaya AYLANÇ
    • Melih KAŞKAR
    • Dr. Halise Heves ÖZYILMAZ
    • Begüm AYDINALP
  • İletişim Bilgilerimiz
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • Kategoriler
    • Gündem
    • Bohça
    • Kültür & Sanat
    • Bir Satır
    • Spor
  • Köşe Yazıları
    • A. Kemal KAŞKAR
    • Dr. Kahraman KARAİSAOĞLU
    • Eczacı Bengi MERGEN (E.)
    • Hüseyin AÇAR
    • Kürşat Şahin YILDIRIMER
    • Yılmaz Kaya AYLANÇ
    • Melih KAŞKAR
    • Dr. Halise Heves ÖZYILMAZ
    • Begüm AYDINALP
  • İletişim Bilgilerimiz
No Result
View All Result
Milas Haber
No Result
View All Result
Ana Sayfa Bohça

‘Fast Food’a karşı ‘Slow Food’ …

Milas Bakış Gazetesi Yazar: Milas Bakış Gazetesi
23 Ağustos 2019
in Bohça
0
0
SHARES
0
VIEWS
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

‘Amerikan Fast Food kültürünün bütün dünyayı sardığı yıllarda eleştiri olarak doğan ‘Slow Food’ (yavaş yemek) akımı bugün dünyanın tüm ülkelerine yerel yemekleri, yerli üreticiyi ve bölgede yetişen yiyecekleri koruyarak yayılıyor. İstanbul Aydın Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamil Bostan ülkemizde de takip edilen ‘Slow Food’ akımının Türk mutfağına uyumunu ve akımın geleceğini yorumladı.

Her şey hamburgerle başladı

1982 yılında İtalya’nın başkenti Roma’ya açılan ABD’li bir hamburger markasını eleştiren İtalyan gazeteci Carlo Petrini, yerel tatların korunması, hızlı yemek yerine üretimi yavaş ama sağlıklı gerçekleşen yiyeceklerin tercih edilmesi için ‘Slow Food’ akımını başlattı. Hızla diğer ülkelere yayılan ‘Slow Food’ akımı, şeflerin, yerel üreticilerin ve tüketicilerin katılımıyla farklı boyutlar kazanmaya başladı. Günümüzde yerel tatların korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için yapılan çalışmalara ön ayak olan Slow Food akımı sağlıklı beslenmenin de temelini oluşturuyor.

Slow Food akımı belirli bir zümre ile sınırlı kaldı

Slow Food akımının ilk çıktığı günden bugüne popülerlik kazandığını ancak belirli bir zümreden ileri gidemediğini savunan Prof. Dr. Kamil Bostan, “Slow Food hareketi, ortaya çıkışından itibaren dünya genelinde oldukça ilgi gördü ve hızlı bir şekilde yaygınlaştı. Ancak bu ilgi toplumun belirli bir kesimi ile sınırlı kaldı. Günümüzde bu ilgi durağan bir döneme girdi. Bu hareketin felsefesi topluma yeteri kadar anlatılırsa, yeterli bilinç oluşturulursa Slow Food hareketi popülaritesini artıracaktır. Nitekim çoğu kişi bu hareketin “yemeği yavaş yemek, oturarak yemek” anlamına geldiğini sanmaktadır. Toplumun önemli kesiminin bu hareketin amacından, felsefesinden haberi yoktur. Basında, özellikle TV kanallarında bu konuya yeterince yer verilirse daha etkili olacaktır. Diğer taraftan ekonominin ön planda olduğu günümüzde, tarım alanlarının yetersizliği de düşünülürse endüstriyel ürünler de her zaman dominant olmayı sürdürecektir. Bu da kaçınılmaz bir gerçektir” diye konuştu.

İnsanlar yediklerine dikkat ediyor

Toplumda gıda farkındalığının Slow Food hareketiyle başladığını belirten Prof. Dr. Bostan, “Slow Food hareketiyle toplumun belirli bir kesimi yediklerinde ve içtiklerinde daha seçici olmaya başladı. Semt pazarlarında yerel ürünler arayan kişilerin sayısı her geçen gün artıyor. Katkısız ve ilaç uygulaması yapılmamış ürün arayışı devam ediyor. Ailelerin birçoğu çocuklarını doğal ürünlerle beslemeye gayret ediyor. Bu anlamda Slow Food hareketinin toplumun bir kesiminde farkındalık yarattığını söyleyebiliriz. Endüstriyel ürün üreten firmalar da toplumun bu duyarlılığına kayıtsız kalmamış, ürün etiketlerinde ‘katkısız, doğal’ gibi ifadeler kullanmaya başlamıştır” dedi.

Bu harekete en çok Türkiye sahip çıkmalı

Türkiye’nin yerel ürün çeşitliliğinde oldukça zengin olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bostan, “Bu harekete sahip çıkması gereken ülkelerin başında Türkiye geliyor. Yerel ürün çeşitliliğinin bu kadar zengin olduğu bir ülke sanırım yoktur. Aynı şekilde binlerce yemek çeşidimiz var. Hızlı yemenin cazibesi karşısında, sadece büyük şehirlerde değil Anadolu’nun genelinde yerel ürünlerimiz unutulmaya yüz tuttu. Böyle bir zenginliği, böyle bir kültürü ‘Fast Food’ karşısında korumak, gelecek nesillere aktarmak için üniversiteler, STK’lar, kamu kuruluşları, hep birlikte toplum genelinde farkındalığı artıracak faaliyetlerde bulunmalı. Türkiye’de bu hareketin temsilciliğini yapan bildiğim kadarıyla tek bir organizasyon var. Slow Food Bodrum. ‘Yaveş Gari’ sloganıyla çalışmalarını yürütüyorlar. Biz de İstanbul Aydın Üniversitesi olarak Slow Food alanında önemli bir etkinlik planlıyoruz. Mutfağımızın ve yerel ürünlerimizin korunması, toplumumuzun özellikle gençlerimizin iyi, sağlıklı, doğal gıdalarla beslenmesi için hepimizin bu harekete sahip çıkması gerekmektedir” ifadelerini kullandı. (t24 sağlık)

Milas’ta …

2015 yılından beri düzenlenen; Slow Food Bodrum ve Milas Belediyesi’nin ortak etkinliklerinde ilçemiz Milas’ta da “Toprak Ana Günleri ve Yerli Malı Haftası” kapsamında vatandaşlara Salı pazarında göce tarhanası ile tatlı mayalı nohut ekmeği dağıtılmış, Slow Food Yaveş Gari Bodrum Yerel Grubu öncülüğünde gerçekleştirilen Slow Cheese Bodrum Peynir Festivali’nde ise Milas’ta okullarda çiftçilere “Beyaz Peynir Üretimi” ile öğrencilere  “Peynir Yapımı” eğitimleri verilmişti.

Önceki Haber

Her öğrenci, mezun olmak için 10 ağaç dikecek

Sonraki Haber

Yanıyoruz!..

Milas Bakış Gazetesi

Milas Bakış Gazetesi

Sonraki Haber

Yanıyoruz!..

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Popüler
  • Yorumlananlar
  • Son Eklenen

Milas Kaymakamlığı görevine Mustafa Ünver Böke getirildi

4 Şubat 2021

Jandarma’dan rüşvet operasyonu

15 Ekim 2020

Sitare-Osman Menteşe Çiftliği ile Kairos Zeytinevi’ne alkışlar!

14 Şubat 2020

Atatürk’ü anlamak!

15 Kasım 2019

Annesini kaybetmiş bir çocuğum artık …

2

Daha yaşanacak günler varken …

2

Yangınları nasıl yazsam?

2

Yine birileri “kandırmış” olmalı!?

1

Kurallara uyunuz, uymak zorunda kalmayınız!..

24 Haziran 2022

Geleceğimiz ‘İklim Krizi ve Kuraklık’ tehdidi altında!

24 Haziran 2022

‘Ağlıyoruz ağlanacak hallerimize’!

24 Haziran 2022

Bir ‘Hastane ve Ameliyat’ Hikayesi …

24 Haziran 2022
Facebook Instagram RSS

1 Haziran 2018 Cuma günü yayın hayatına başlayan gazetemiz BAKIŞ; tarafsız, ilkeli, çağdaş ve dürüst yayıncılığı ilke edinmiştir. Aynı düşüncelerle 2019 Nisan ayında, dijital gazeteciliğe de adım atmıştır.

Yayın politikamız Atatürk ilkelerinden asla kopmadan, tarafsız ve ilkeli olarak yayın hayatını devam ettirmektir.

Takip Et

Kategoriler

  • A. Kemal KAŞKAR
  • Begüm AYDINALP
  • Bir Satır
  • Bohça
  • Dr. Halise Heves ÖZYILMAZ
  • Dr. Kahraman KARAİSAOĞLU
  • Eczacı Bengi MERGEN (E.)
  • Genel
  • Gündem
  • Gündem|Son Dakika
  • Hüseyin AÇAR
  • Köşe Yazıları
  • Kültür & Sanat
  • Kürşat Şahin YILDIRIMER
  • Melih KAŞKAR
  • Spor
  • Yılmaz Kaya AYLANÇ

© 2020 Milas Bakış Gazetesi - Tüm hakları saklıdır. Powered by Fikir Tasarım.

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • Kategoriler
    • Gündem
    • Bohça
    • Kültür & Sanat
    • Bir Satır
    • Spor
  • Köşe Yazıları
    • A. Kemal KAŞKAR
    • Dr. Kahraman KARAİSAOĞLU
    • Eczacı Bengi MERGEN (E.)
    • Hüseyin AÇAR
    • Kürşat Şahin YILDIRIMER
    • Yılmaz Kaya AYLANÇ
    • Melih KAŞKAR
    • Dr. Halise Heves ÖZYILMAZ
    • Begüm AYDINALP
  • İletişim Bilgilerimiz

© 2020 Milas Bakış Gazetesi - Tüm hakları saklıdır. Powered by Fikir Tasarım.

Hoşgeldin!

Hesabına giriş yapabilirsin.

Şifrenizi mi unuttunuz?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Giriş Yap

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Giriş Yap