Yılmaz Kaya AYLANÇ –
Cumhurbaşkanı Erdoğan son Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamalarda pek çok konuya değindi. Vatandaşa da bir çift sözü vardı.
Ve şöyle devam etti, “Onun için gelin, milletime sesleniyorum, ‘Biz verim ekonomisinden yana olalım, tasarruf ekonomisinden yana olalım, israf ekonomisini bir kenara koyalım’, ‘bunun ne benim milletimin kendisine ne de devletime faydası vardır.”
Bu paragrafta ne diyor Sayın Cumhurbaşkanı: T A S A R R U F….
Güler misin ağlar mısın?
Örneğin bütçeye bakalım. Tabii 2022 yıl sonunda bazı gerçekleşmeleri de burada belirtmekte yarar var.
2022 Cumhurbaşkanlığı bütçesi:
4 milyar 88 milyon lira, Kasım 2022 gerçekleşen 4 milyar 315 milyon lira.
2022 Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı bütçesi:
75 milyar 622 milyon lira, Kasım 2022 gerçekleşen 115 milyar 620 milyon lira.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bütçesi:
7 milyar 35 milyon lira, Kasım 2022 gerçekleşen 9 milyar 550 milyon lira.
2023 yılı bütçesi kabul edilmiş ve kullanılmakta iken, 2023 yılı EK BÜTÇE ihtiyacı doğmuş ve 1 trilyon 119 milyar 514 milyon 513 bin lira mevcut bütçeye ilave ödenek ekleneceği karar altına alınmış.
Faiz ödemelerine bütçe hazırlanırken ayrılan kısım 566 milyar lira. Tabii bu rakam dövize bağlı olarak böyle değil çok daha fazla gerçekleşecektir.
Yine 2023 bütçesi hazırlanırken 660 milyar lira bütçe açığı ön görülmüş. Bunun da döviz ve diğer lüks harcamalara bağlı olarak gerçekleşmesi çok daha fazla olacaktır.
Asgari ücret 11 bin 402 lira.
Ev kirası 2+1 bir daire için büyük şehirlerde ortalama 8-10 bin lira arasında.
Elektrik ve su yaklaşık 750-900 lira arasında.
İnternet ve telefon, bir aile için yaklaşık 750 lira civarında.
Ulaşım 1500-2000 lira civarında.
Peynir 200 lira ortalamada.
Et 400 liranın altında fiyat yok. Kuzu pirzola yemek isterseniz 645 lira.
Yumurta 10’lu 39,50 lira. Kahve 26,90 lira. Limon 20 lira.
Haziran ayında TÜRK-İŞ tarafından hazırlanan aylık harcamalar çalışmasında açlık sınırı 10 bin 373 lira, yoksulluk sınırı ise 33 bin 789 lira olarak açıklandı.
Özellikle gıda fiyatlarındaki anormal artış, yakın zamana kadar tarım ülkesi olarak kabul edilen ülkemizde size de anlamsız gelmiyor mu?
Böyle diyorum, neden?
Sayın Cumhurbaşkanı, verim ve üretimden bahsederken tarımsal alanda faaliyet gösteren nüfus ve ekilen tarım yapılan alanlarda da önemli azalışlar yaşandı.
Çünkü mevcut iktidar üretmek yerine ithal etmek yolunu seçmiştir. Hatta bu noktada daha ileri adımlar atarak önemli miktarda tarım alanının yabancılara satışı gerçekleşmiştir.
Yine tarımda iktidar hibrit tohuma çiftçiyi mecbur kılarak ata tohumlarını cezalandırdı. Oysa İtalya tüm ata tohumlarını korumaya alarak onları sağlıklı besin elde etmek için kullanırken, mevcut iktidar GDO’lu gıdaya izin vererek en büyük kötülüğü yapmıştır. Sonra bu konuda oranları azaltıp daha sonra yasaklasa da tohumculukta hibrit uygulaması devam etmektedir.
Hibrit tohum öncesi ülkede diyabet yüzde 7 iken, uygulamadan 4 yıl sonra yüzde 12’lere yükselmiş. Bu bile ülke insanının sağlığını nasıl etkilediğini gösteren çarpıcı bir örnek.
Konumuz olan tasarrufa tekrar dönecek olursak, Sayın Cumhurbaşkanı’na şu soruyu sormak gerek:
Karnını zor doyuran milyonlarca insan için tasarruf edin derken neyi kast ediyorsunuz?
Tasarruf etmek için, tüm zaruri ve insani ihtiyaçlarınızı karşılarsınız ve sonrasında halâ paranız kalmış ise bunu yatırım veya tasarruf olarak değerlendirirsiniz.
Yukarıda bahsettiğim güncel fiyatlar sonrası ülke insanının yüzde 80’i sadece barınma ve karnını doyurabilme çabası içinde. Ülke insanı sağlıklı beslenememekte. Bunun acı sonuçlarını ilerleyen yıllarda daha net göreceğiz. Bu büyük sorun, gerek sağlık sorunlarında, gerek nitelikli insan gücünde kendini gösterecektir.
YKS’de 100 bin aday sıfır çekerken, TYT’de 100 bin 271 aday 0,5 net yapamadı.
Şimdi bu insanlara, ‘tasarruf edin’ diyorlar.
Oysa, sadece Cumhurbaşkanlığı sarayının günlük harcaması 18 milyon lira.
Cumhurbaşkanı’nın koruma giderlerinin aylık maliyeti yıl başında 208 milyon lirayı bulmakta.
Diyanet İşleri Başkanlığı 2022 yılı Ocak-Haziran döneminde 9,8 milyar lira iken, aynı dönem için 2023 yılında 19 milyar 693 milyon lira gerçekleşmiştir.
Nasıl tasarruf etmişler fark ediyorsunuz değil mi?
Mart 2023 itibariyle Türkiye Brüt Dış Borç Stok’u 475,7 milyar Amerikan Dolarıdır. Milli gelire oranı yüzde 49’dur. Bu borcun 151,8 milyar doları özel sektörün, 87,6 milyar doları banka ve diğer finans kuruluşlarının kalanı ise devlet borcu olarak gerçekleşmiş durumda.
Kişilerin ise yine Mart 2023 itibariyle kredi kartı ve tüketici kredileri olmak üzere toplam borçları 1,8 trilyon lirayı aşmış durumda.
İster alt alta yazın toplayın ister yan yana, ne yaparsanız yapın bu yaka bir araya gelmez bu anlayış ile.
Bu gidişi durduramazsak ülke tam bir iflas noktasına gelecek.
Gittikçe artan döviz kuru nedeniyle elde kalmış birkaç şirket ve banka ve en değerli araziler de yabancılara gitmek üzere.
Mevcut iktidar 17. büyük ekonomi olarak aldığı ülkeyi şu an 21. sıraya düşürdü.
İşsizlik yüzde 7,5 dan yüzde 10’a yükseldi.
Enflasyon da yüzde 29,8’den başlayıp geçtiğimiz yılsonu yüzde 64,3 ile sonlandı.
Bütçe dengesinde özellikle 2022 yılında iki bütçe kullanmak zorunda kaldı.
Cari açık 2002 yılında -0,3 ile başlarken -5,4 ile bitirdi.
İktidar döneminde 63 milyar dolar özelleştirme geliri aldı.
Amerikan dolarında 1,5 lira ile başlayan tablo geldiğimiz noktada 27 lira civarında.
Şimdi insan soruyor, 80 yıllık önceki hükümetlerden fazla bütçe ile (2 trilyon dolar), 63 milyar dolar özelleştirme ile 50 milyar dolar eksi rezerv ile ve 235 milyar dolar dış borç ile ne güzel tasarruf etmiş iktidarımız.
Bir de üstüne üstlük vergilerde anormal artışlar yaptığı gibi, KDV’de de artış yaparak dar ve orta gelirli vatandaşlara hayatı daha da çekilmez hale getirmiş oldu.
Durum bu iken, kendi ülkesinde insan gibi yiyemez, gezemez, barınamaz, sinemaya tiyatroya gidemez, yurt dışını bırakın yurt içinde tatil tam bir hayal iken Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan bu halka tasarruf edin diyor.
Bunu dediğinde dinleyenlerin yüz hallerini az çok tahmin ediyorum.
Sabır desem o da olmaz nasıl olsun, 22 yıl üzerine bir beş yıl daha. Sabır mı kalmış.
Durum bu! Derdimizi anlatacak bir muhalefet de ne yazık ki bu ortamda yok desek yalan olmaz. Onlar şimdilerde kendi hesaplaşmalarına zaman ayırmak durumunda. Bunu da bir an önce bitirseler de ülke gerçeklerine kulak verip halkın dertlerine derman olacak muhalif yaklaşımları sergileseler.
Tabii bizimkisi bir temenni.
Ülke durumu buyken Sayın Cumhurbaşkanı vatandaşa ne diyor “TASARRUF edin”!
Peki tasarrufu yapacak parayı nereden bulacağız, onu da söylese! (25.07.2023)