16 Ocak Dünya Hijyen Günü, 2011 yılında sağlıklı bir yaşam için hijyenin önemine dikkat çekmek amacıyla Avrupa Hijyen Konseyi ve Türk Pediatri Kurumu’nun katkılarıyla hayata geçirildi. Bütün dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19) salgını ile birlikte birçok insan hijyen kurallarını tekrar hatırladı. Peki hijyen nedir?
Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre hijyen, sağlığın korunmasına ve hastalıkların yayılmasının önlenmesine yardımcı olan koşulları ve uygulamaları tanımlar. Bu nedenle tıbbi hijyen, sağlığın korunmasıyla ilgili, örneğin çevre temizliği, ekipmanların sterilizasyonu, el hijyeni, su ve sanitasyon (atık su ve kanalizasyonunun yeterli arıtımı) ve tıbbi atıkların güvenli bir şekilde imha edilmesi gibi belirli bir dizi uygulamayı içerir.
Bu konuyu kişisel hijyen, ev hijyeni, beslenme hijyeni, çevresel hijyen başlıklarında inceleyebiliriz.
Kişisel hijyen, bir bireyin temizlik aracılığıyla bedensel sağlığına dikkat etmek için yaptığı uygulamaları içerir. Kişisel hijyen, el, tırnak, ayak, saç, ağız, anal ve regl hijyeni gibi alt başlıklara ayrılır.
Beslenme hijyeni, gıdaların doğru bir şekilde pişirilmesi, tüketilmesi ve muhafaza edilmesi anlamına gelir. Tam da bu nedenle gıda güvenliği ve beslenme hijyeni arasında sıkı bir ilişki vardır. İklim değişikliği kaynaklı aşırı hava olayları, kuraklık, yoksulluk ve savaş gibi çeşitli nedenlerden dolayı küresel ölçekte gıda güvenliği riski giderek artış göstermektedir. “Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu” raporu, 2022’de 691 ile 783 milyon arasında insanın açlıkla karşı karşıya kaldığını ortaya koydu. Bu sayı yaklaşık olarak dünyada yaşayan her 10 kişiden birine denk geliyor.
Çevre hijyeni hastalıkların önlenmesi için güvenli alanlar yaratmayı amaçlar. Genel olarak çevre hijyeni, dezenfeksiyon, kemirgen kontrolü, ilaçlama faaliyetlerini içerir. Çevrenin kimyasal atıklarla kirlenmesi halinde ise çevrenin temizlenmesinden ilgili makamlar sorumludur.
28 Temmuz 2010 tarihinde BM Genel Kurulu tarafından insan yaşamını sürdürmedeki yüksek önemi nedeniyle temiz su, insan hakkı olarak kabul edilmiştir. 785 milyon insan temiz içme suyuna erişemiyor. Bu sayı ülkemizin nüfusunun yaklaşık dokuz katı. Her gün 5 yaşın altındaki yaklaşık bin çocuk, doğrudan veya dolaylı olarak güvenli olmayan su, sanitasyon ve el hijyenine atfedilen ishalli hastalıklardan ölüyor.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’ndan uzmanlar, küçük yaştan temizlik alışkanlıkları kazandırılmasının önemine şu başlıklarla dikkat çekiyor: Tuvaletten sonra ve yiyeceklere dokunmadan önce eller yıkanmalı, her türlü spor etkinliğinden sonra saçlar dahil tüm vücut yıkanmalı, çocuklar küçük yaşta sabun kullanmaya alıştırılmalı, temizlik sadece kirlilik belirtilerinin ortaya çıktığı durumlarda yapılması gereken bir uygulama değildir. Bazı temizlik uygulamaları sürekli ve düzenli olarak yapılmalıdır. (Cumhuriyet Sağlık)