A. Kemal KAŞKAR –
Akbelen’de ormanın büyük bölümünün bir avuç kömür için yok edilmesinin sonrasında direnişlerini sürdüren İkizköylü vatandaşlarla dayanışma amacıyla 17 Mart Pazar günü dayanışma buluşması yapılacak. Bu konuda geçen hafta sosyal medyadan çağrılar yapıldı.
Bilindiği gibi bölge, ormansızlaştırma sonrasında bir süredir patlatılan dinamitlerle gündemde. Vatandaşlar, evlerinin ahırlarının duvarlarındaki çatlaklar yüzünden endişe içindeyken bölgede dinamitler patlatılmaya devam ediyor, iş makinaları, kamyonlar bölgenin altını üstüne getiriyor, vatandaş toz bulutlarının içinde üretmeye, yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Bu berbat tablo içinde İkizköylülerin kararlılıkla sürdürdükleri yaşam mücadelesine duyulan saygı ve sevgi ise her geçen gün artıyor, destek duygu ve düşünceleri de gelişiyor, yaygınlaşıyor.
Bu anlamda, evlerini, tarlalarını, zeytinlerini korumak için sürdürdükleri yaşam mücadelesinde baskılarla yıldırılmak, soruşturmalarla, yargılamalarla sesleri kesilmek istenen İkizköylüleri dayanışmayla nefeslendirmek için bu Pazar dört bir yandan vatandaşlar Akbelen yeni nöbet alanında bir araya gelecek.
‘Baharı karşılama’ coşkusuyla yaşanacağı belirtilen buluşmaya, yaklaşan yerel seçimlerde belediye başkanlıkları ve belediye meclis üyelikleri için yarışan bazı adayların da katılımı bekleniyor …
‘Acele kamulaştırma’ kararı, buluşma gündemini değiştiriverdi …
Bu buluşma öncesinde, bölgede 190 parsel için ‘acele kamulaştırma kararı’ adeta bomba etkisi yaptı ve bu durum buluşmanın gündemini de değiştirdi.
Akbelen direnişinin önderlerinden Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı Nejla Işık, bu Pazar, vatandaşları Akbelen direnişini desteklemeye davet ettiği açıklamasında, bu kararın direnme kararlılıklarını artıracağına dikkat çekip mücadelelerini yükselterek sürdüreceklerini belirtti ve özetle şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı sarayında ne yiyecek?”
“İkizköylüler olarak başladığımız toprak-hava-su mücadelesinde bugün gördük ki İkizköy’deki, Çamköy’deki, Karacahisar’daki tarım arazilerimize ve içinde bulunan 40 bin zeytin ağacımıza Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle acele kamulaştırma yapıldı. Çiftçinin tarlası toprağı, madene dönüştür diye iki şirkete peşkeş çekildi. İkizköylülerin beş senedir uğraştığı, mücadele ettiği ‘havama suyuma toprağıma ormanıma dokunma’ dediği topraklarımıza, tarım alanlarımıza acele kamulaştırılma getirildi. Nasıl ki 5 senedir toprağıma dokunamazsın, Akbelen ormanına dokunma dedik, 24 Temmuz’da Akbelen’e girildi, köylüler darp edildi, ‘TOMA’sıyla biber gazıyla müdahale edildi, buna rağmen köylüler olarak bu mücadeleyi bırakmadıysak, ‘orman devletin devlet nerede’ dediysek, bu araziler de bizim, burada kamu biziz. 5 senedir söylüyoruz, kamu biziz, kamunun yararı topraktır, temiz havadır, sudur. Sularımız gittikten sonra, köyde üretim yapamadıktan sonra Cumhurbaşkanı sarayında ne yiyecek? Memurlar şehirde ne yiyecek? Burada zeytinini koru, zeytin yasasını uygula diyoruz beş senedir. Bu, mücadelemize bir darbedir, çiftçiye bir darbedir. Şaşırmadık, bunu bekliyorduk. Zannetmesinler ki biz bu mücadeleyi bırakacağız. Yolumuza devam edeceğiz, yolumuza sonuna kadar devam edeceğiz. Bu karara karşı davalar açacağız, bu köyü kazanacağız. İkizköy’ü haritadan silemeyecekler. Buna izin vermeyeceğiz. Artık yoksullaştırıldığınız, artık göçe zorlandığınız, 79’dan bu yana köylüyü gözetmediğiniz yeter. 96’daki kapatma kararlarını uygulayın. Şu madeni durdurun. Enerji önemli evet, ama ekmek ve su daha önemli. Bunun bilincine varın. Bizler 5 senedir bu mücadeleyi veriyoruz. İlk yola çıktığımızdan beri ölmek var dönmek yok diyoruz. Biz ölümü de göze aldık, toprağımız için ölürüz dedik, vatanımız için ölürüz dedik. Herkese buradan açık bir çağrıdır bu: İkizköylülere, Çamköylülere, Akbelenlilere desteğe var mısınız? Bizimle birlikte, bize su lazım, bize toprak lazım demeye var mısınız? 17 Mart’ta burada, Akbelen’de, bu mücadeleyi bırakmadık, bu madene verecek toprağımız yok demek için yine buluşuyoruz. Bize desteğe, tüm ülkesini sevenleri, zeytinden geçinenleri, topraktan geçinenleri, herkesi çağırıyoruz. Tüm sivil toplum kuruluşlarını, siyasi parti ayırt etmeksizin tüm siyasi partileri. Şu anda belediye seçimleri var, şu anda muhtarlık seçimleri var. Muhtar adaylarını, şu anki muhtarları, herkesi buraya çağırıyoruz. Köylerimize sahip çıkalım. Biz bitti demeden bu dava bitmeyecek. Köyümüze sonuna kadar sahip çıkacağız. Gerekirse bu uğurda öleceğiz. Öleceğiz de bu davadan dönmeyeceğiz.”