BAKTIKÇA – soru/yorum – A. Kemal KAŞKAR
Milas’ta Kızılay’ın sabit Kan Bağış Noktası’nın hizmete sunulmasını bir anma vesilesi olarak değerlendirmek ve 10 Şubat 2020 tarihli BAKIŞ’ta yayınlanmış “Nuri Dinçsoy’u saygıyla anıyorum …” başlıklı yazımı siz sevgili okur/yazarlarımla paylaşmak istedim … O’nun varılan bu noktada emekleri olduğuna kuşku yok … Elbette, Nuri Dinçsoy’un şahsında aramızdan ayrılan tüm ‘Kızılay Gönüllüleri’ni saygıyla anmanın yanı sıra Kan Bağış Noktası / Milas Kan Alma Birimi’nin gerçekleştirilmesinde çabası, emeği olan herkeslere teşekkürlerimi de ekleyerek …
Nuri Dinçsoy’u saygıyla anıyorum …
Merhum Nuri Dinçsoy’u anmak istiyorum bugün. Aramızdan ayrılalı 6 yıl olmuş bile …
Nuri amcayı, KIZILAY Milas Şubesi Başkanı olarak tanımıştım yıllar önce …
KIZILAY Milas Şubesi ile ilgili haberleri sevgiyle, titizlikle yaptığım günler … Haber için bizi Milas Arastası’ndaki şube binasına bizzat telefon ederek davet eder, haber metni için yazılmasını istediği konuları, hazırladığı not kağıtlarına arada bir göz ucuyla bakıp yavaş yavaş dile getirirdi …
Yine yıllar önceydi, Derince İlköğretim Okulu’ndaki bir etkinlikte, öğretmenler odasında kendisine yer verdiğim günden aramızdan ayrılışına kadar bana gösterdiği yüksek muhabbeti hep mutlulukla anımsayacağım …
Benim ‘orta yaşlı’ günlerimdi. Gazeteci olarak bulunduğum öğretmenler odasında diğer davetlilerin gelmesini bekliyoruz. Gelen oturuyor gelen oturuyor derken oturacak yer kalmamış meğer … Tam o sırada ak sakalıyla Nuri amca girdi içeriye. Sağa sola bakınınca farkettim oturacak yer kalmadığını ve doğal bir refleksle hop kalktım yerimden ve ‘Nuri bey, buyrun siz oturun’ dedim. Yüzündeki o mutluluk gülümsemesini hiç unutmam. Sonraki yıllar içinde, zaman zaman “o gün bana yer vermiştin” deyip zaman zaman da çevremizdekilere o günü hep aynı gülümsemeyle anlatmıştır … Kendisine gösterilen saygıyı bu kadar saygıyla anan, anlatan bir insan olarak ona saygım hep artmıştır benim de … Öyle ki ona bir ‘baba ilgisi’yle yaklaştığımı bile rahatlıkla söylemişimdir yakın çevreme …
Nuri amca, bu anlamda hem çok değerli ve hem de çok değerbilir bir büyüğümdü benim için.
Üstelik KIZILAY Milas Şubesi’nin Başkanı idi.
KIZILAY demek iyilik demekti. KIZILAY ‘kötü günlerin dost eli’ydi.
Okullu olup sınıfları doldurduğumuz günlerde ‘KIZILAY KOLU’ mensubu olmaktan duyduğum mutluluğu hiç unutmam. Koluma üzerinde kızıl ay olan beyaz kolluğu takıp ‘bağış’ topladığımız günler. Ne büyük sorumluluk, ne onur-gurur verici bir çalışma … (Bir iki kez de ‘KOOPERATİF KOLU’nda çalışmış, onu da çok sevmiştim …) İnsanın sonra sonra şekillenmesinde o günlerimizdeki sevmişliklerimizin etkisi büyük … Bizim KIZILAY sevgimiz de o nedenle çok büyük!…
Ve Nuri Dinçsoy, KIZILAY ile ilgili, hepsi güzel-olumlu bu duygu ve düşüncelerimin simgesiydi, cisimleşmiş haliydi adeta …
2013 yılı Mart ayında yapılan KIZILAY Milas Şubesi genel kurulunda yaptığı konuşmada “24 yıldır Kızılay’a başkanlık yapıyorum. 87 yaşındayım ve sağlık durumum artık bu çalışmalar için elverişli değil. Bunun için yeniden başkan olmayı düşünmüyorum. Ama yönetimde görev verilirse elimden geldiği kadarıyla katkıda bulunmaya çalışırım” demiş ve yaklaşık bir yıl boyunca da yönetim kurulu üyesi olarak KIZILAY’a hizmet etmeyi sürdürmüştü … Yüksek bir gönüllülükle, sevgiyle, özverilerle …
Şubat 2014’te, 88 yaşında, büyük özverilerle, hep kocaman kocaman gönüllülüklerle ve elbette sevgiyle yaklaşık 25 yıl KIZILAY Milas Şube Başkanlığı yapmış bir güzel insan olarak yaşama veda etti …
Yıllar içinde yaptığım kan bağışları nedeniyle bana ‘bronz madalya’ veren KIZILAY’a hep çok güvenmemde, KIZILAY’ın benim gözümde hep artan itibarında Nuri amcanın büyük payını özellikle dile getirmeli, vurgulamalıyım …
Saygıyla anıyorum Nuri Dinçsoy’u …
…
Ama …
O’nu, aramızdan ayrılışının 6’ncı yılında, KIZILAY ile ilgili ‘kötü haberler’in gölgesinde anmak zorunda kaldığım için çok mutsuzum.
…
Geçen bir hafta boyunca, KIZILAY ile ilgili skandal haberler hakkında, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere iktidar sahiplerinden herhangi bir açıklama gelmedi …
Çok haklı ve yerinde olarak istifa etmesi istenen-beklenen KIZILAY başkanının (tutuklanmasını isteyenler bile var!) konuya ‘bıçak sırtı’ hassasiyetiyle bakmak gerektiğine dikkat çekerek yaptığı -sözde- “vergi kaçırmak ile vergiden kaçınmak ayrımı” tarihe kocaman bir ayıp olarak not düşüldü bile …
Büyük bir hüzünle …
KIZILAY’ın, yine bildiğimiz KIZILAY olabilmesi için, bir dakika bile durmaksızın istifa etmesi gereken ya da bir dakika bile beklenmeksizin haklarında soruşturma başlatılması ve soruşturmanın selameti bakımından görevden alınması gerekenlerle ilgili beklentiler sürüyor …
Ve dolayısıyla, güzelim KIZILAY’ımızın bir an önce, “alan memnun satan memnun” batağından kurtarılması beklentileri de …
Başsağlığı, sabır ve acil şifa dilekleri …
Elazığ depreminde yıkılan binaların enkazı altında, Van’da düşen çığlarda karlar altında kalarak yaşamlarını yitiren, Suriye’nin İdlip kentinde de şehit edilen sevgili yurttaşlarımın boşluklarıyla büyüyen acıları paylaşıyor, ailelerine, yakınlarına, sevenlerine, halkıma başsağlığı ve sabırlar, bütün bu olmaz olası olaylarda yaralanan yurttaşlarımıza da acil şifalar diliyorum …
* ‘Geçmiş Zaman Yazıları’ … 10 Şubat 2020 / Milas BAKIŞ Gazetesi …