Melih KAŞKAR –
Bugün, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” coşku, hüzün ve kararlılıkla kutlanıyor. Kadınların eşitlik, haklar ve adalet mücadelesinin simgesi haline gelen bu özel gün, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği için atılması gereken adımların hatırlatılması adına büyük bir anlam taşıyor. 8 Mart, bir kutlama gününden çok, geçmişin acılarına, kadın emeğinin ve mücadelelerinin büyüklüğüne saygı duruşunda bulunma fırsatıdır.
Tarih boyunca kadınların karşılaştığı ayrımcılıklara, eşitsizliğe ve şiddetle mücadele yolunda atılan adımlar bugün de daha güçlü bir şekilde gündeme geliyor. Bu özel gün, kadınlara yönelik negatif ayrımcılığın son bulduğu, kadın emeğinin sömürüsünün ortadan kalktığı ve şiddet, taciz, cinayet gibi insanlık suçlarının yaşanmadığı bir dünya için farkındalık oluşturma yolunda önemli fırsatlar sunuyor.
Kadınların emeği ve toplumsal mücadeleler
8 Mart, aynı zamanda kadınların toplumsal mücadelesinin simgesidir. Kadınların eşitlik talebini haykırdığı bugünde, geçmişte bu uğurda mücadele eden büyük kadın liderler ve isimler anılıyor. Kadınların emek mücadelesi, yalnızca iş gücüyle değil, aynı zamanda toplumsal yapının değişmesi için verdikleri çaba ile de büyük bir öneme sahiptir.
Kadınlara, Cumhuriyet’in ilk yıllarında sunulan haklar, hâlâ örnek alınması gereken bir model olarak dünyada takdirle karşılanmaktadır. Atatürk, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyarak, kadınların toplumsal ve siyasi hayatta daha güçlü bir yer edinmelerinin yolunu açmıştır. Bugün, Türk kadını bu haklarla daha çok söz sahibi olma fırsatına sahipken, bu özgürlüğü, Atatürk’ün mirasıyla gurur duyarak kutluyor.
Kadına yönelik şiddetle mücadele
Her yıl olduğu gibi, bu yıl da 8 Mart’ta kadınların yaşadığı şiddet, cinayet, taciz ve tecavüz gibi insanlık dışı suçlar gündeme geliyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele, dünya genelinde hâlâ büyük bir problem olmaya devam ediyor. Kadınların haklarına saygı gösterilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi için tüm kesimlerin daha etkin çalışması gerektiği vurgulanıyor.
8 Mart’a saygı ve minnet
8 Mart’ı kutlarken, bu mücadelenin bir parçası olmuş, bu yolda hayatını kaybetmiş tüm kadınları anıyor ve onların hatırasına saygı gösteriyoruz. Kadın hakları mücadelelerinde hayatlarını kaybeden kadınların çabalarını unutmadan, özgür ve eşit bir toplum için onların mücadelesini yaşatmaya devam edeceğiz.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının Türk kadınına kazandırdığı haklar ve eşitlik, hâlâ birçok ülkenin örnek alması gereken bir modeldir. Onlara bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadınların toplumsal yaşamda eşit haklara sahip olmaları için verilen mücadelenin yalnızca bir hatırlatması değil, aynı zamanda bu mücadelenin kararlılıkla devam edeceğinin de bir simgesidir. Hep birlikte, kadın-erkek eşitliğini sağlamak, şiddeti durdurmak ve kadının toplumsal hayatta hak ettiği yeri alması için mücadeleye devam edeceğiz.



