Kürşat Şahin YILDIRIMER / Uzman Sosyolog – Terapist
Uyuşturucu ve alkol bağımlılığı, korkuyu ve acıyı o kadar etkili bir şekilde bastırabilir ki, bunları alan, etkisi geçmeden gerçek duygularıyla yüzleşmek zorunda kalmaz.
Ancak bu yaşanmamış duygular, uyuşturucunun ve alkolün etkisi geçmeye başlar başlamaz daha da amansız bir şekilde vurur.
Bağımlılık insanı zamana düşman eder. Hep beklersiniz.
Sürekli, sonsuz bir zaman döngüsüne yakalanmış gibi bekler, beklersiniz.
Acınızın bitmesini beklersiniz, uyuşturucu satıcısını, bir sonraki maaşınızın yatmasını, klinikte bir yer açılmasını, günün bitmesini beklersiniz. Her şeyin bitmesini …
Her iğneden, her kadehten sonra saat sizin aleyhinize işler, insafsızca acımasızca.
Belki de bağımlılığın en büyük kahpeliği, insanı her şeye herkese düşman etmesidir: Zamana, feryat eden ve kıvranan bedenine, üzüntülerini defedemediğin arkadaşlarına ve ailene, başaramayacağını hissettirmekten başka bir halta yaramayan dünyaya …
Hiçbir şey hayatı bağımlılık kadar acımasızca şekillendiremez. Hiçbir şüpheye yer bırakmaz, karar vermene bile izin vermez.
Tatmin, mevcut uyuşturucu ve alınan alkol miktarına bağlıdır.
Bağımlılık dünyayı yönetir. Savuşturulan duygular, tekrar kendilerini hissettirir ve bedeni ele geçirir.