Yılmaz Kaya AYLANÇ
Düne kadar sanırım pek çoğumuz bilmiyordu bu ilçenin adını. Ordu’nun Korgan ilçesinden bahsediyorum.
Korgan, 1270-1380 yılları arasında Hacı Emiroğulları tarafından alınmış, 1427 yılında Osmanlı Padişahı Çelebi Mehmet tarafından Osmanlı idaresine geçmiş.
Korgan adının Kimmerler tarafından verildiği rivayet edilir. Mevcut statüsünü 1960 yılında kazanmış ve ilçe olmuş.
Şimdi ise sanırım bütün Türkiye bu ilçeyi tanıdı. Çünkü bu yılın Ağustos kararnamesi ile buraya Miraç Akbulut Kaymakam olarak atandı.
Kaymakam Miraç Akbulut kimdi.
1994 tarihinde İstanbul’da doğmuş, aslen Rizeli. Yerelde eğitimlerini tamamlayarak 2017 yılında Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Akademisi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu. 2018 yılında İçişleri Bakanlığı Kaymakam Adaylığı sınavını kazandı. Aynı yıl kaymakam adayı olarak atandı. Çeşitli ilçelerde stajını tamamlayarak 2019 Haziran’ında Çavdarhisar ilçesinde Kaymakam Vekili olarak göreve başladı. Ağustos 2021 tarihinde ise Ordu Valiliği Korgan ilçesine Kaymakam oldu.
3 Kasım 2021 tarihinde ise görevden alındı.
Peki bu genç Kaymakam neden görevinden alındı?
Ordu Valiliğinin açıklamasında “Ordu’nun Korgan ilçesi Kaymakamı görevin sorumluluğu ile bağdaşmayacak şekildeki tutumu nedeniyle soruşturmanın selameti açısından görevinden uzaklaştırılmıştır. Basın yayın organlarında, Cumhuriyet Bayramı Kutlamalarında yapmış olduğu konuşmadan dolayı görevinden alındığı haberleri gerçeği yansıtmamaktadır” denilmektedir.
Korgan, Cumhuriyet Bayramını sabah Atatürk anıtına çelenklerin sunulması töreni ile başlayıp, halkın büyük katılımı ile gece yapılan fener alayı ile tamamlamış. Valilik kabul etmiyor ama iddia o ki, ne olduysa sabah Kaymakam Miraç Akbulut’un çelenk sunma töreninde yaptığı konuşma nedeniyle olmuş. O konuşmada genç Kaymakam Miraç Akbulut sık sık Atatürk, cumhuriyetin ülkeye kazandırdıkları, çok çalışılması ve bilimden ayrılınmaması gerektiğini vurgulamış.
Konuşmanın bir yerinde ise, “En değerli miras mürşit olarak bilimi ve aklı alıp yurdun daha da gelişmesi için bütün cihana hitap edecek bir şekilde durmadan çalışmalıyız. Mustafa Kemal Atatürk’ün deyimi ile ‘Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar cumhuriyeti olamaz. En değerli, en doğru, en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır’. Her alanda göstermiş olduğumuz inkılapları geliştirerek medeni, çağdaş ve gelişmiş bir millet olmanın gayreti içerisinde bulunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullanmış ve sözlerini şöyle tamamlamış genç, Atatürkçü Korgan Kaymakamı: “Cumhuriyetimizin 98. Yıldönümü vesilesiyle birlik ve beraberliğimizin timsali olan Cumhuriyetimizin kurucusu olan Ulu Önder Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla anıyor, tüm Korganlı hemşerilerimin ve Büyük Türk Milletinin Cumhuriyet Bayramını kutluyor, saygılar sunuyorum.”
Bu ifadeleri kullanan Kaymakamı, Korgan halkı coşkuyla alkışladı.
Kutlanan Cumhuriyet Bayramı; daha büyük bayram mı olur bir devlet için.
Gencecik bir Kaymakam, ülkelerin en önemli günleri olan kuruluş gününde (‘Cumhuriyet Bayramı’nda) halkın büyük ve coşkulu katılımı ile bugünü hak ettiği biçimde kutluyorken, ülkesinin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün halkına söylediği sözleri tekrar eden bir konuşma yapıyor.
Şimdi; bu Kaymakamın, devlet, yani devleti temsil eden iktidar tarafından alkışlanacağı ve tebrik edileceğini düşünürsünüz değil mi.
Ancak öyle olmuyor!
Kaymakam ertesi günü görevden alınıyor!
İnsan üzülmeden edemiyor. Bu Atatürk karşıtlığı, hatta zaman zaman düşmanlığı neden?
Oysa tam bağımsız, Osmanlı’dan kalan borçlarını ödemiş, sanayileşme ve modern tarım alanında harikalar yaratmış, dünyanın saygın bir devleti bırakıldı sonraki kuşaklara. Ayrıca neyin doğru neyin yanlış olduğu kan dökülmesine yani bir iç savaşa gerek kalmadan (birçok ülke yaşamıştır bunu) nutkunda ifade ettiği biçimde emanet olarak gençliğe bırakılırken, modern dünyanın dahi henüz yapamadığı yasal düzenlemeleri de yaparak, modern ve çağdaş yasaları olan bir devleti miras bırakmıştır Atatürk.
İşte anlamakta zorluk çektiğimiz konu, bu anlayışa sahip çıkılması gerekirken neden yok etmeye çalışılıyor.
Bunda iyi niyet nerede?
Bugün her alanda geriye gidişimizin sorumluları bunun cevabını vermelidir bu halka.
Birçok alanda alenen ifade edilen ve devlet yetkililerinin görmezden duymazdan gelmeye çalıştıkları ve hatta zaman zaman en yetkili ağızlardan dahi duyduğumuz bu Atatürk karşıtlığı, sanıyorlar mı ki halkın kalbindeki yerini sevgisini azaltacak.
Tam tersine beyler, bu seneki Cumhuriyet Bayramı kıtlamalarında bunu gördük.
İktidarlar ve temsilcileri gelir gider, ancak Türkiye Cumhuriyeti de, Atatürk de dünya durdukça var olacaktır.
O’nun fikirlerini temsil eden bir gün bir genç, bir ilkokul öğrencisi, bazen bir vekil, bazen bir emekçi, bazen bayan bir öğretmen, bazen de bir hakim veya savcı, kimi zaman da hiç ummadığınız bir yurt köşesinde gencecik bir Kaymakam! (07.11.2021)