• Künye
  • Gizlilik Sözleşmesi
  • Reklam
Pazar, Mart 26, 2023
  • Giriş Yap
Milas Haber
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • Kategoriler
    • Gündem
    • Bohça
    • Kültür & Sanat
    • Bir Satır
    • Spor
  • Köşe Yazıları
    • A. Kemal KAŞKAR
    • Dr. Kahraman KARAİSAOĞLU
    • Eczacı Bengi MERGEN (E.)
    • Hüseyin AÇAR
    • Doç. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER
    • Yılmaz Kaya AYLANÇ
    • Melih KAŞKAR
    • Dr. Halise Heves ÖZYILMAZ
    • Dr. İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
    • Begüm AYDINALP
  • İletişim Bilgilerimiz
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • Kategoriler
    • Gündem
    • Bohça
    • Kültür & Sanat
    • Bir Satır
    • Spor
  • Köşe Yazıları
    • A. Kemal KAŞKAR
    • Dr. Kahraman KARAİSAOĞLU
    • Eczacı Bengi MERGEN (E.)
    • Hüseyin AÇAR
    • Doç. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER
    • Yılmaz Kaya AYLANÇ
    • Melih KAŞKAR
    • Dr. Halise Heves ÖZYILMAZ
    • Dr. İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
    • Begüm AYDINALP
  • İletişim Bilgilerimiz
No Result
View All Result
Milas Haber
No Result
View All Result
Ana Sayfa Köşe Yazıları Doç. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER

‘Duygu Durum Bozukluğu’ Yaşantısı …

Milas Bakış Gazetesi Yazar: Milas Bakış Gazetesi
16 Nisan 2021
in Doç. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER, Köşe Yazıları
0
0
SHARES
0
VIEWS
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kürşat Şahin YILDIRIMER / Uzman Sosyolog – Terapist

İlaç almak istemeyen ya da kişisel sorunları psikoterapiye daha iyi yanıt verecek kişiler için psikoterapi tek seçenektir.

Depresyonun psikoterapisinde kişiye, olumsuz bilişsel tepkileri tanıması ve bunları yeniden ele alıp olumlu hâle getirmesi için yardım edilir. Psikodinamik psikoterapide ise, önceki yaşantıların nasıl olup da depresyona yol açtığını ve bunun izlerini anlaması için kişiye yardım edilir.

İlaç kullanmayı seçen insanların çoğu aynı zamanda psikoterapiden de yarar sağlamaktadır.

Sağlık ekonomisi düzenleyici sistemin öğrettiği /dayattığı talihsiz bir eğilim vardır; psikoterapiyi azımsamak ve yerine sadece ilaçları koymak! Bu nedenle depresyonu olanlar, çabucak tanı koymak adına, çoğu kez kısaca değerlendirilir ve hemen ardından antidepresif bir ilaç verilir.

Oysa duygudurum bozukluğu yaşantısı, insanın kendilik değerini ve özgüvenini silip süpüren bir özellik taşır.

Depresyon geçiren insanın, onu dinleyecek kulağa, yardım önerilerine çok gereksinimi vardır, kaldı ki ‘yarası’ biraz da bunlarla iyileşir. İdeali, doktorun psikofarmakoloji olduğu kadar psikoterapi eğitimi de almış olmasıdır; böylelikle bakım ve tedavi bir tür devamlılık kazanır.

Böyle bir doktor, hastasını bir ‘insan’ olarak görür ve hastalığa yol açan toplumsal ve duygusal etmenlerin anlaşılmasını kolaylaştırır. Tüm bunlar duygudurum bozukluğunun sonucudur.

Duygular neden ifade edilemiyor? İfade edilemeyen duygulara ne oluyor?

Gün içinde pek çok eylemde bulunuruz. Bu eylemleri,  karşılaştığımız durumu nasıl algıladığımız belirler. Örneğin bir sohbet  toplantısında, arkadaşımız selam vermeden yüzü asık bir şekilde içeri girdi ve yerine oturdu … Bu size ne düşündürür?

İlk aklınıza gelen, sizin bu olay hakkındaki ALGInızdır.

Ben “sanırım bir derdi var” diye düşünürken, diğer arkadaşım “bana kızgın herhalde, bir şey mi yaptım acaba” diye düşünebilir, diğer bir arkadaş “amma da kaprisli , burnundan kıl aldırmıyor” diyebilir.

Bu farklı algıları, önceki yaşam olaylarımız, öğretilerimiz, geçmiş tecrübelerimiz belirler…

Daha önce benzer bir ortamda yaşadığımız benzer bir olay, ailemizin bu davranışa bakış açısı, bizim kişilik özelliklerimiz gibi sebepler…

Bu algı bir duygu yaşatır bize… Kızgınlık, öfke, merak, üzüntü, acıma vs…  Bu duygular da farklılık gösterir … Dolayısıyla davranışımız da farklı şekillenir. Yardımcı olma çabası, küsme, serzenişte bulunma gibi …

Yani düşünce duyguyu; duygu da davranışı belirler… 3 D KURALI …

Duygularını ifade edemeyen kişiler neden bunu yapamaz?

Önceki yaşantılar ve tecrübelerden dolayı yapamazlar … Duygularını ifade etmeye çalıştığında çocuk engellenmiştir.

• Duyguları önemsenmemiştir.

• Duygusunu söyleyince suçluluk hissettirilmiştir.

• Güçsüzlük göstergesi olduğu anlatılmıştır vs…

Yani duygularının değersiz olduğu hissettirilen çocuk, duygularını anlatmamaya, içinde hapsetmeye başlar, bunu öğrenir…

Bu duygulara ne olur? Duygular ifade edilmez ise yok olmaz, bir çıkış yolu bulur …

Bu çıkış yolu kaygıdır, depresyondur, takıntılardır, tiklerdir, kabuslardır, psikosomatik hastalıklardır (mide barsak bozuklukları, baş ağrısı, baş dönmesi, migren, tansiyon vs…)

Günümüzde koruyucu ruh sağlığı kavramı çok önem kazandı. Artık sorunlar ortaya çıkmadan ruh sağlığını koruma amaçlı pek çok çalışma mevcut. Ortaya çıkan sorunların da çözümü mümkün mutlaka. Bu sorunların çözümünde yararlanılan teknikler içinde EMDR yaklaşımı çok önemli bir yere sahip.

EMDR, hangi sorunlar için etkili bir yöntemdir?

EMDR dünyada çok sayıda psikolojik sorunda uygulanmaktadır. Panikatak, korkular, kaygılar (sınav, sosyal kaygı, performans kaygısı), aile-eş ilişki problemleri, takıntılı davranış ya da düşünceler, uyku ve  yeme bozuklukları, depresyon, yas, travma sonrası stres problemleri, cinsel sorunlar gibi problemler, EMDR’nin  çalışma  alanlarıdır. Genellikle 2-3 seanstan sonra amaçlanan hedeflere ne kadar sürede ulaşılabileceği ile ilgili terapistin bir öngörüsü oluşabilir.

Bazen 5-10 seansta sorunlar çözülürken, kişilik bozukluğu gibi geniş çalışma yapılması gereken vakalarda bu çalışma uzayabilir.

Bu yöntem neden tercih edilmelidir?

Genelde travmatik bir şey olduğunda bu, sinir sistemimde orijinal resim, sesler, düşünceler ve duygularla birlikte hapsolur. Deneyim orada kilitli olduğundan hatırlatıcı bir şey ortaya çıktığında yeniden tetiklenmeye devam eder. Bu, kontrol edemiyor gibi göründüğümüz pek çok rahatsızlık, korku ve çaresizlik gibi olumsuz duyguların temelini oluşturuyor olabilir. Bunlar aslında geçmiş tecrübeyle bağlantılı duyguların tetiklenmesidir.

Rahatsızlık verici olaylar beyinde izole olmuş bir anı ağında depolanabilir. Bu durum kişinin psikolojik olarak sağlıklı olmasını engeller. Eski malzeme defalarca tetiklenir durur. Bu durumu çözmek için ihtiyacınız olan bilgi, beynin başka bir yerinde, başka bir ağdır.

Balıkçıların hayatlarının yarısını karada geçirmesinin sebebi ağ temizlemesidir.

Nereye atılırsa atılsınlar, ağ gözlerini tıkayan her türlü atık, döküntü ve balçık toplanır ve deniz yosunları ağ iplerinin her yanına dolanır. Bunlar zamanla ağı aşındırarak delikler ve sızıntıya neden olan açıklıkları oluşturur. Müdahale edilmediği takdirde, çok geçmeden tüm ağ kullanılmaz hale gelir.

Beyin de akson ve sinapslardan oluşmuş bir ağdır ve düşünce okyanusuna atıldıkça ne yazık ki hasar ve aşınmaya maruz kalır.

EMDR, “Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işlenme”ye başlandığında bu iki ağ birbirine bağlanıp yeni bilgi zihne girip eski sorunlar çözülebilmektedir.

Sevgiyle kalın.

Önceki Haber

Gizli şeker kaynaklarına dikkat!

Sonraki Haber

Tarımsal Trajedimiz

Milas Bakış Gazetesi

Milas Bakış Gazetesi

Sonraki Haber

Tarımsal Trajedimiz

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Popüler
  • Yorumlananlar
  • Son Eklenen

Milas Kaymakamlığı görevine Mustafa Ünver Böke getirildi

4 Şubat 2021

Jandarma’dan rüşvet operasyonu

15 Ekim 2020

Sitare-Osman Menteşe Çiftliği ile Kairos Zeytinevi’ne alkışlar!

14 Şubat 2020

Atatürk’ü anlamak!

15 Kasım 2019

Annesini kaybetmiş bir çocuğum artık …

2

Kiminizi kaybettiyseniz aynı … Ne ki ‘kör etsin’ gözlerinizi o ölüm …

2

Daha yaşanacak günler varken …

2

Yangınları nasıl yazsam?

2

“Kara Rapor 2022: Türkiye’nin tüm illeri kirli hava soluyor!”

24 Mart 2023

Milas Belediyesi’nin iftar yemekleri …

23 Mart 2023

Esentepe’de mutlu sona az kaldı …

23 Mart 2023

Süleyman Demirtaş: “Cumhuriyet tarihimizin en önemli seçimini yaşayacağız!”

23 Mart 2023
Facebook Instagram RSS

1 Haziran 2018 Cuma günü yayın hayatına başlayan gazetemiz BAKIŞ; tarafsız, ilkeli, çağdaş ve dürüst yayıncılığı ilke edinmiştir. Aynı düşüncelerle 2019 Nisan ayında, dijital gazeteciliğe de adım atmıştır.

Yayın politikamız Atatürk ilkelerinden asla kopmadan, tarafsız ve ilkeli olarak yayın hayatını devam ettirmektir.

Takip Et

Kategoriler

  • A. Kemal KAŞKAR
  • Begüm AYDINALP
  • Bir Satır
  • Bohça
  • Doç. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER
  • Dr. Halise Heves ÖZYILMAZ
  • Dr. Kahraman KARAİSAOĞLU
  • Eczacı Bengi MERGEN (E.)
  • Genel
  • Gündem
  • Gündem|Son Dakika
  • Hüseyin AÇAR
  • İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
  • Köşe Yazıları
  • Kültür & Sanat
  • Melih KAŞKAR
  • Spor
  • Yılmaz Kaya AYLANÇ

© 2020 Milas Bakış Gazetesi - Tüm hakları saklıdır. Powered by Fikir Tasarım.

No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • Kategoriler
    • Gündem
    • Bohça
    • Kültür & Sanat
    • Bir Satır
    • Spor
  • Köşe Yazıları
    • A. Kemal KAŞKAR
    • Dr. Kahraman KARAİSAOĞLU
    • Eczacı Bengi MERGEN (E.)
    • Hüseyin AÇAR
    • Doç. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER
    • Yılmaz Kaya AYLANÇ
    • Melih KAŞKAR
    • Dr. Halise Heves ÖZYILMAZ
    • Dr. İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
    • Begüm AYDINALP
  • İletişim Bilgilerimiz

© 2020 Milas Bakış Gazetesi - Tüm hakları saklıdır. Powered by Fikir Tasarım.

Hoşgeldin!

Hesabına giriş yapabilirsin.

Şifrenizi mi unuttunuz?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Giriş Yap

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Giriş Yap