GÖRDÜKÇE… / Eczacı Bengi MERGEN (E.)
1983 sonrası Anavatan Partisi, ihtilal sonrası demokrasiye geçiş aşamasında yapılan seçimleri kazanarak iktidara geldiğinde merhum Turgut Özal, hükümetinin aldığı köklü değişim kararları ve uygulamaları ile milletimizi şaşkına çevirmişti… Bir gece çıkarılan kanun ile “Türk Parasını Koruma” kanunu değiştirilmiş, döviz bulundurmak, dövizle alışveriş yapmak, ithalat ve ihracat serbest hale gelmişti…
Tamamen aksi hükümler geçerli iken, bu durum vatandaşımızı şoke etmişti… O dönemin şaşırtıcı kararlarından biri de “Halkın yüzde 80’i köyde, yüzde 20’si şehirlerde yaşamaktadır. Batı ülkelerinde olduğu gibi en kısa zamanda bu oranlar tersine dönmelidir, dönecektir” idi…
Gıda üretimi, tarımsal faaliyetler genelde kırsalda, yani köylerde yapıldığı için, “80’in 20’yi beslemesi mümkün ve gerçekleşmekte iken, 20, 80’i nasıl besleyecekti? Üstelik o günlerde dünyada kendine yeten – tarımsal üretimler açısından – bir ülke idik…
Demokrasiyle yönetilen ülkemizde, tarımsal üretim teknolojileri ile verim artışı sağlanacak, bir sıkıntı olmayacak deniyordu. Ama görüyoruz ki şu anda devletin yönetim ve planlama konularındaki ahengi sağlayamadığımızdan, kırsalda yaşayan, asırlardır tarımsal üretim yapan insanlarımız, ürettikleri ürünü satarak kazanç sağlayamadıklarından, üretimden koparak şehirli oldular, tüketiciye dönüştüler.
Geçen zeytin hasadında bir dostum, “3 erkek 2 kız evlat sahibiyim. Bir tane oğlan, bir tane damat gelip yardımcı olmadılar. Gelecek yıllarda zeytinlere bakmayı da, silkip yağ çıkartmayı da düşünmüyorum” demişti.
70-80 yılları arası Milas’ta üretilen pamuk, belki dünyanın en kaliteli pamuğu idi… Nerede şimdi pamukçu?…
Ekonomi kendine özgü kuralları olan, incelikleri olan bir bilimdir. Bir ekonomistin bir yazısında çok hoşuma giden bir ibare vardı… Ekonominin ana kurallarından biri ‘Rezervuar Teorisi’dir diyordu. Rezervuar, tuvaletlerde kullanım sonrası temizlik için kullanılan su deposudur, biliyoruz… Yaklaşık 5-6 litre suyu aniden boşaltır ve işlevini tamamlar… Ama o pisliği 15-16 litre suyu azar azar dökerseniz temizleyemezsiniz…
Bunun gibi üreticiyi desteklemezsek veya desteği zamanında yapmazsak bir işe yaramaz… İlaçlama ve gübreleme, bakım oldukça masraflı hale geldi… Genel ekonomik dengelere paralel olarak maliyet yükselmesi oluşuyor… Üretici 1 TL’ye malettiği patatesi 50 kuruşa satamıyor… Soğuk hava deposunda tutamıyor, maliyet artıyor… Hayvanlara yem yapıyor veya tarlada bırakıyor… Ama aynı patates markette 2,5-3 TL’ye satılıyor… Ben olsam da uğraşmam tarımla…
Üretici üretmiyor, üretemiyor… Tüketici hele bu yılki pandemi yüzünden parasız… Ülke olarak adım adım kıtlığa ve açlığa doğru gidiyoruz.
Allah’tan; sağlıklı ve bol aşılı günlere, açlık ve kıtlıktan uzak günlere ulaştırmasını diliyorum hepimizi …