Yılmaz Kaya AYLANÇ
Altı siyasi parti nihayet bir araya geldiler.
Mütevazi bir yerde, mütevazi bir masada ve mütevazi bir menü ile akşam yemeğinde, daha önce çalışmaları yapılmış ve üzerinde anlaşılmış metni son haline getirip altına imza attılar.
Sanırım bu aşamayı bekleyen pek çok demokrat derin bir nefes aldı!
Cumhuriyetin hiç bu kadar, maddi ve manevi tehdit altında olmadığını bilen, laik cumhuriyet, demokrasi, adalet, şeffaflık, liyakat, hesap verebilirlik, özgür basın beklentisi içinde olan her yurttaş derin bir oh çekti.
Bunun kolay olmadığını görerek, her şey pamuk ipliğine bağlıymış gibi endişe içinde olanları da anlıyorum.
Ancak uzun zamandır siyasi kültürümüze damgasını vuran tek adamlığın karşısında alternatif olarak, ortak akılla ve ortak yolun farklı fikirde olanlarca da yürünebileceğini göstermesi açısından umudu hak eden de bir toplantı oldu.
Şunu hiç kimse beklememeli, bir kişi doğru veya yanlış konuşacak, herkes ona baş sallayacak!
İşte bu toplantı bunu reddettiğini ifade eden siyasi partiler tarafından yapılmakta. Daha da pek çok konuda pek çok kez toplanıyor olacaklar.
Zaman zaman ayrılıkları yüksek sesle bizler de duyacak hatta zaman zaman bu iş bitti mi diye endişeleneceğiz.
Oysa şunu unutmayalım, hemen yanımızdaki can arkadaşımızla bile her konuda aynı fikirde olmadığınızı defalarca yaşamadınız mı? Hatta hayat arkadaşımız eşimiz ile dahi her konuda aynı fikirde miyiz?
Ama bu aynı yolu yürümekten bizi alıkoymuyor. Farklılıkları konuştuğunuz ve tartışabildiğiniz sürece bu farklılık ayrılık getirmiyor. Bilakis düşünemediğiniz, göremediğiniz bir farkı fark etmemize sebep olabiliyor. Bu da bizi birçok yanlıştan döndürebiliyor.
Yani ortak akıl, sadece insanın kendini güvende hissetmesi için bile önemli.
Yeter ki samimiyet, ahlak ve güven ortamından emin olunsun.
Düşünsenize, her şeyi bir kişinin kararına ve/veya insiyatifine bıraktığımız yirmi yıldan sonra biraz garip ve endişe verici bulunması çok doğal değil mi?
Şimdi demokratlara ve Cumhuriyet sevdalılarına, adalet peşinde koşanlara, özgürlüğe susayanlara, laik bir hayat düşleyenlere, bağımsız yargıyı özleyenlere, liyakatlı devlet organları hayal edenlere, bilimsel üniversite peşinde koşanlara, adil ve kaliteli eğitim isteyenlere ve nihayet çağdaş bir yaşam dileyenlere çağrım şudur:
‘Bu birlikteliği destekleyelim ve ona omuz verelim’.
Bu, tüm bu saydıklarım için belki en önemli ve son şansımız olabilir.
Bu toplantıda altı lider eşitler olarak masaya oturdular ve neyin altına imza attılar bir de ona bakalım.
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Zaptı başlığı adı altında;
– Etkin ve katılımcı bir yasama,
– Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim,
– Tarafsız ve bağımsız bir yargı,
– Kuvvetler ayrılığının tesisi,
– Güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem inşa etme kararlılığı.”
İşte altına imza edilen ve gerçekleşmesine çalışılacak olan sonuç fikir bu.
Nasıl yapacakları konusunda ise uzlaştıkları yol haritası;
“Hepimizin ortak sorumluluğu, uzlaşarak ve birlik içinde bu krizi aşmak, derin sorunlarımızı demokratik siyasetin alanını genişleterek, çoğulculuk temelinde çözebilmektir.”
“Tam bu inanç ve kararlılık ile yasama, yürütme ve yargı organlarının güçlendirilmesinin yanında, demokratik hukuk devletini güçlendirmek amacıyla ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakatı’na varılmıştır.”
Yarının Türkiye’sini inşa etmek için bir araya gelen bu ortak akıl toplantısı desteklenmeli ve omuz verilmelidir.
Bu yolda sarsıntılar, tartışmalar, anlaşmazlıklar olabilir. Bunlar bizi karamsarlığa düşürmemelidir. Tartışma uzun zamandır unuttuğumuz ancak eşyanın tabiatı gereği birden fazla olunan ortamlarda çok doğal olan anlaşma halleridir.
Önemli olan makul şekilde tartışılıp bir konuda karar verilebilmesidir. Bunun için de bu ortam desteklenmeli, kösteklenmemelidir.
Toplantı taraflarına da, ne olursa olsun, sonuçta anlaşma ve ülke yararını kendilerinin veya partilerinin çıkarlarının üstünde görme sorumluluklarının da bulunduğunu hatırlatmak isterim.
Bir de, çok uzatmamak ve eyleme geçmekte yarar var.
Bu ülke, yoldan geçerken veya emperyalistlerin haritada cetvelle çizerek vatan yapılmış bir toprak parçası değildir. Ülkemiz, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde savaşarak şehit kanları bedel olarak ödenerek vatan yapılmıştır.
Ülkemizin gerçek bir yol ayrımını yaşadığı bu günlerde, bu toplantı ve altı partinin bir araya gelmesi son derece önemli. Umut, insanlar için hava kadar su kadar önemli bir konudur. Umutsuz yaşanmaz!
Oyun bozanları da tarih asla affetmez.