BAKTIKÇA – soru/yorum – A. Kemal KAŞKAR
Dünyamızın, küresel ısınmanın sınırlandırılması için eşik olarak belirlenen ‘1.5 santigrat derece’ye önümüzdeki beş yıl içinde ulaşılabileceği öngörülüyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) raporuna göre 2025’e kadar, dünyanın sanayi öncesi seviyelerin 1.5 santigrat derece üzerinde ısınması ihtimali % 40 oranında.
Paris İklim Anlaşması, küresel ısınmanın 2 santigrat derecenin altında tutulmasına, sınır hedefin de 1.5 santigrat derece olmasına ilişkin düzenlemeler içeriyor. Bu farkındalığa rağmen yerküremizin ısısı yükseliyor ve uzmanlar, sadece bu nedenle bile orman yangınlarına karşı daha donanımlı ve hazırlıklı olunmasının önemine dikkat çekiyorlar.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ve NATURA Doğa ve Kültür Koruma Derneği’nce hazırlanan “Akdeniz Bölgesi’ndeki Büyük Orman Yangınlarının Ekolojik ve Sosyo-Ekonomik Etkileri” başlıklı rapora göre, son 20 yıllık dönemde ülkemizde her yıl ortalama 2-3 bin adet orman yangını çıkıyor ve yaklaşık 7-8 bin hektar alan yanıyor.
Bu yangınların her yıl ortalama 1-2 tanesi büyük veya tek başına en az 5 bin hektar alanı etkileyen ‘mega yangın’. (Türkiye Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, ülkemizde 1988-2019 yılları arasında çıkan 68 bin 579 adet yangında 336 bin 824 hektarlık alan yanmış. Bu veri, yılda ortalama 2 bin 143 adet yangının yaşandığı ve her yıl ortalama 10 bin 526 hektar alanın tahrip olduğu anlamına geliyor.)
Bu genel veriler, geçen yıl 28 Temmuz – 12 Ağustos tarihleri arasında sadece ilimiz Muğla ve Antalya’da yaşanan orman yangınlarından etkilenen 144 bin hektar (yaklaşık 174 bin futbol sahası) alanla kıyaslandığında, durumun vehameti çok daha net bir şekilde anlaşılıyor. (Aynı dönemde ülkemiz genelinde 54 ilde çıkan orman yangınlarında 181 bin 393 hektar -yaklaşık 254 bin futbol sahası- alan kül oldu.)
Rapora göre, 15 gün süren ve son 20 yılda yanan alanların toplamına eşit derecede etkili olan bu büyük yangın dalgasından en çok etkilenen iller Antalya (82 bin ha) ve Muğla’ydı (62 bin ha).
Antalya’nın Manavgat, Alanya, Akseki ve Gündoğmuş ilçelerine bağlı 56 köy ve mahalle ile Muğla’nın Bodrum, Milas, Seydikemer, Köyceğiz, Marmaris, Kavaklıdere, Menteşe, Yatağan ve Dalaman ilçelerine bağlı 107 köy/mahallede toplam 8 bin 376 çiftçiye ait 49 bin 200 dekar ekili/dikili üretim alanı ve 565 dekar örtü altı üretim alanı yangınlardan etkilendi.
13 yurttaşımızın yaşamını yitirdiği bu yangınlarda toplam 265 büyükbaş, 3 bin 994 küçükbaş, 30 bin 462 kanatlı hayvan yok oldu. Bin 891 alet-makine, 954 ton depolanmış ürün kullanılamaz hale geldi, 9 bin 535 tarımsal yapı etkilendi.
Yörede kızılçam ormanlarına bağlı olarak yapılan arıcılık ve yerel/ulusal ekonomi için önem taşıyan coğrafi işaretli ‘Marmaris Çam Balı’ ve ‘Milas Zeytinyağı’ üretimi ile kekik, defne, adaçayı gibi odun dışı orman ürünleri üretimi büyük zarar gördü.
Ne yapılmalı?
Rapordan, “Ne yapılmalı?” ara başlığı altında, yangın öncesi – esnası – sonrası için sunulan bazı önerileri aktararak noktalamak istiyorum …
-Erken uyarı ve hızlı müdahaleyi kolaylaştıracak yeni teknolojik uygulamaların (aplikasyonlar, vb.) ve yenilikçi çözümlerin geliştirilmesi,
-Yangın riskinin yüksek olduğu ziraat-orman, iskân-orman arakesitlerinde yanıcı madde azaltma, tampon bölge oluşturma, çöp temizleme, yangına dirençli bitkilendirme çalışmaları,
-Orman yangınlarıyla mücadele için su kaynaklarının korunmasına ve yeterli miktar ve kapasitede su rezervlerinin oluşturulmasına yönelik faaliyetler (örneğin, su toplama sarnıçları, çukurları, kurak bölgelerde yağmur hasadı, su rezervlerinin birbirlerine dizel pompalar ve yanmaz yangın hortumları ve su topları ile bağlanması vb.),
-Riskli bölgelerde insansız hava araçları ile yaz aylarında düzenli hava kontrollerinin gerçekleştirilmesi,
-Yangın risklerine karşı, yerel, sivil yangın gözetim, istihbarat ve acil müdahale sistemlerinin/ ağlarının geliştirilmesi,
-Coğrafyamıza ve ulusal koşullarımıza uygun, yüksek kapasiteli ve etkin çalışan yangın uçağı, helikopter, hava aracı ve yangın söndürme filosunun oluşturulması,
-Doğal gençleştirmeye konu olacak sahaların belirlenmesi; alanın doğal süreç içinde kendini yenileyebilmesi için gerekli koşulların sağlanması,
-Yaban hayatının barınabilmesi ve habitatların sürdürülebilirliği için yeterli miktarda ağacın yanmış da olsa sahada bırakılması,
-Yeniden ormanlaştırma hedefine yönelik uygulama planlarının yapılması, yanan alanlarda gerçekleştirilecek toprak işleme faaliyetlerinin yeri, şiddeti ve yönteminin belirlenmesi,
-İklim değişikliğine bağlı olarak sıklaşması beklenen büyük yangınlar sonrası restorasyon çalışmalarına hazırlıklı olmak amacıyla tohum stokları oluşturulması (tohum bahçeleri, tohum meşcereleri, tohum toplama sahaları, gen koruma ormanları)
-Öncelikle doğal rejenerasyonun esas yöntem olarak kabul edilmesi, yeterli tohum kaynağının olmadığı sahalarda doğal gençleştirmenin tohum takviyesi ile desteklenmesi,
-Makilik alanların yeniden makiye dönüşebilecek şekilde restore edilmesi. Dik, sarp, kayalık ve taşlık alanların doğal seyrine bırakılması,
-Erozyon riskinin yüksek olduğu alanlarda erozyon kontrol tedbirlerinin alınması,
-Sosyal alanda, yangınlardan zarar gören vatandaşların uğradıkları zararların giderilmesi; hayvancılık ve arıcılık faaliyetlerinin desteklenmesi,
-İklim değişikliğine uyum kapsamında yapılan çalışmaların ve doğal süreçlerin takibi için yangın sonrası daimî gözlem alanlarının oluşturulması.
Bayram sevinçlerimiz azalsa da …
Yarın 23 Nisan!
‘ÇOCUK BAYRAMI’ bakımından: ‘Yaşasın 23 Nisan’ deyip çocuklar gibi şenlenmek istiyor insan! Çok, hem de pek çok!
Ancak, çocukların şenlikli hallerine yansıtmamaya çalışarak: Geçen yüzyılın 20’nci yılının 23 Nisan günü Ankara’da ilk toplantısını yapan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve sevgili milletimizin 102 yıl sonra, ‘partili cumhurbaşkanlığı sistemi koşulları’ndaki hallerine bakıp bakıp da ‘ULUSAL EGEMENLİK BAYRAMI’ bakımından ‘Yaşasın’ deyip coşmak, sevinmek, mutlu olabilip şenlenmek mümkün değil elbette.
İnsan büyüdükçe ‘bayram sevinçleri’ eksiliyor azar azar …
Ama her şeylere rağmen ve sonraki yıllarda daha iyi olacağı inancıyla: ‘İyi Bayramlar’!
Bu yangınların söndürülmesi için THK uçaklarını teknik şartname ile devre dışı bırakanlar vebal altındadır.