Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından 22 – 24 Şubat tarihleri arasında düzenlenen ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılında Dünden Bugüne Muğla Sempozyumu’nda, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Namık Açıkgöz tarafından, ilçemizin tarih içindeki yolculuğunun kayda geçmiş isimlerinin ilçemiz merkezindeki mezarlarının bulunduğu kabristanla ilgili çok değerli bilgiler paylaşıldı …
“Milas Abdülaziz Ağalar Kabristanı Mezar Taşı Metinleri”
A. Kemal KAŞKAR –
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen ve 22 – 24 Şubat 2024 tarihleri arasında Muğla Büyükşehir Belediyesi Menteşe Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde yapılan “Cumhuriyetimizin 100. Yılında Dünden Bugüne Muğla Sempozyumu” programı kapsamında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Namık Açıkgöz tarafından “Milas Abdülaziz Ağalar Kabristanı Mezar Taşı Metinleri” başlıklı bir sunum yapıldı.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz, sunumunda, Milas Vergi Dairesi’nin karşı köşesinde yer alan kabristan içindeki mezarların en eskinin Hicrî 1226 (1811-1812) yılında vefat eden Halil Ağazade Seyyid Osman Bey’e, en yenisinin de 8. Hicrî 1324, Rumî 1322’de (1 Aralık 1906 / 30 Kasım 1906) ölen Abdülaziz Ağalardan Ömer oğlu Muhammed Said’e ait olduğunu belirterek, “7 mezar taşı metni, manzum-mensur karışık, 2 mezar taşı ise mensurdur. 6 mezar taşı Türkçe, 3 mezar taşı Arapça’dır. Kabristan’da 2 kadın mezarı vardır. (Mehemmed Sa’îd Ağa’nın oğlu Ömer Ağa Eşi Refi’a Hanım (Vefat- Fî 15 Şubat, sene 1315 / 27 Şubat 1900), Abdülaziz Ağa Eşi Gülşah Hanım (Vefat Hicri 1268 / 1851-52)” dedi.
Mezar taşlarında, o mezarda yatan kişiler hakkında bazı bilgilere de yer verildiğine dikkat çeken Prof. Açıkgöz, “Abdülaziz Ağalar kabristanındaki mezar taşlarında, Abdülaziz Ağa sülalesinden Ömer Ağa’nın, Menteşe Müteselsimi (Sancakbeyi Vekili) ve Mevlevihane’de görevi olduğu belirtilmiştir. Yine, 1314 (1896) yılında ölen Hüsameddin Efendi’nin aslen Ermenekli olduğu bilgisi vardır. Abdülaziz Ağa sülalesinden olan ve 1 Aralık 1906 tarihinde ölen Sa’îd Efendi’nin, genç yaşlarda iken; 1896-1897’de ölen Hüsameddin Efendi’nin de kalp krizinden öldüğü bilgisi verilmiştir. Ermenek asıllı Hüsameddin Efendi’nin mezar taşındaki manzum metni, Abdülaziz Ağalardan Sa’id Bey’in yazdığı bilgisi vardır” dedi ve kabristandaki 9 mezar taşından beşinde aynı veya benzer metinlerin yer aldığını, mezar taşlarının tamamının Abdülaziz Ağa sülalesine ait olmadığını, Ermenekli Hüsameddin Efendi’nin bu duruma örnek olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynakça
Prof. Dr. Namık Açıkgöz, sunumunda kaynak olarak yararlandığı çalışmaları ise şöyle sıraladı:
“Nuri Adıyeke, 19. Yüzyılda Milas Kazası (Milas 2017), Aşkıdil Akarca, Milas: Coğrafyası, Tarihi, Arkeolojisi (İstanbul 1954), Olcay Akdeniz, Milas’ın Ayanı Abdülaziz Ağalar I, II (MİTSO Dergisi, Ocak 2014), Mübahat Kütükoğlu, Menteşe Sancağı 1830 (Ankara 2010), Sait Nohut, Vakfiyeler ışığında Milaslı Abdülaziz Ağa Ailesi (Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2014), Paul Wittek, Menteşe Sancağı (Çeviri- Orhan Şaik Gökyay, Ankara 1944) ve Muhammed Yazıcı vd. Milas Kazası Vakıflarının İdarî ve Malî Durumları (Vakıf kayıtlarına göre / 1848-1855 / Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi, Ekim 2022, Sayı 15, Sayfa 134-163).”
1949 yılında bakım-onarım yapılmış
Kabristanın, Mehmet Sait Bey’in Kızı ve Eskihisarlı Murat Bey’in Eşi olan Behiye Eskişar (1880 – 1951) tarafından 1949 yılında bakım onarımının yaptırıldığına ilişkin ve N.Tahir adlı usta tarafından yapılmış kitabesinde, Abdülaziz Ağa sülalesine ilişkin şu bilgiler verilmektedir:
“Bu aile, ilim, irfan uğrunda mektep ve medreseler inşa ve kalabalık talebe ve kasaba fakirlerinin doyumu için furun ve imaretler açmış, kasabaya su getirtmiş, camiler yaptırdığı gibi bunların bakâsı için de dükkan, han, hamam ve binlerce dönüm arazi ve binlerce ağaç zeytin vakfeylemiş olup bu vakıfların iradından halen cami imamları ve ilkokuldaki yüzden fazla kimsesiz ve fakir çocuklar istifade ettirilmektedir.”
1951 yılında vefat etmiş olan Behiye Eskişar’ın mezarı da kabristan alanında yer alıyor.