17 Mart Pazar günü Akbelen’de yapılan dayanışma buluşmasında yapılan açıklamada İkizköy Çevre Komitesi yetkililere şöyle seslendi:
“Siz durmadan biz de asla durmayacağız!”
A.Kemal KAŞKAR –
İkizköy, Çamköy ve Karacahisar’da ‘maden tehdidi’ sürüyor.
17 Mart Pazar günü, bölgede beş yıldır direnen vatandaşlarla dayanışma buluşması yapıldı. CHP, TİP, DEM Parti, EMEP ve SOL Parti’nin Belediye Başkan ve Meclis Üyesi adaylarının da aralarında bulunduğu kalabalık katılımlı buluşmada Esra Işık tarafından okunan İkizköy Çevre Komitesi açıklamasında, özetle şu ifadelere yer verildi:
“Bizler; sırf toprağımızı, ağacımızı, yaşamlarımızı savunduk diye hem şirketin çeşitli baskılarına, hem de jandarmanın ağır şiddetine maruz kaldık. En sonunda da yaşamlarımıza tamamen çöken, hayatlarımızı gasp eden ‘acele kamulaştırma’ kararına imza atıldığında, dünyamız başımıza yıkıldı. Çünkü bu karar önce İkizköy’ün, Karacahisar’ın, Çamköy’ün; sonra da geride kalan 40’a yakın köyün ölüm fermanıydı. İçimiz kan ağladı ama çaresizliğe teslim olmadık. Çünkü biz çareyi, umudu, gücü direnmekte bulduk diyerek, verilen bu haksız hukuksuz karara karşı hukuki ve fiili mücadele hazırlıklarına başladık. Hemen ardından iki gün sonra öğrendik ki; baştan çok büyük hata yapılan, hiç çıkmaması gereken bu karar acele bir şekilde kaldırılmış.
Biliyoruz ki kaldırılan ‘acele kamulaştırma’ kararı, tüm sebeplerin, tüm hesapların, tüm konuşulanların ötesinde; Akbelen’in kırılmayan iradesinin, vazgeçmeyen inadının, bitmeyen direnişinin bir sonucudur. Bu kez mutluluktan gözyaşı dökmenin yanı sıra, ne yazık ki hiçbirimiz halâ derin bir nefes alamadık. Çünkü bugüne kadar yaşadıklarımız, gördüklerimiz; kuşkumuzu sevincimizden ağır kılıyor. Devam eden haksız hukuksuz kararlar, verilen cezalar ve görevini yapmayan kurumlar ile köyümüz halâ madenin yoğun tehdidi altında. Duvarları çatlamış, kolonları yarılmış evlerimizin, ahırlarımızın içinde yaşarken; zeytinlerimizi, topraklarımızı, geçim kaynaklarımızı maden tehdit etmeye devam ederken, iptal edilen kararın yine başımıza gelmeyeceğine nasıl güvenebiliriz? Bir daha tek bir imzayla yaşamlarımızın gasp edilmeyeceğine nasıl inanabiliriz?
Bu topraklardan gidelim, buraları terk edelim diye yapmadığınızı bırakmadınız. Kabul etmiyoruz! Bizleri köyümüzden süremeyeceksiniz.
Buradan tüm yetkililere sesleniyoruz:
Artık biz köylülerin verdiği yaşam mücadelesinin hakkını teslim edin. Köylerimizi rahat bırakın. Tarım arazilerimizi, zeytinlerimizi rahat bırakın. Yaşamlarımızı rahat bırakın. Zeytincilik kanununu uygulayın. Toprak Koruma Kanununu uygulayın. Bize her gün depremi yaşatan, yarın öbür gün evimizi başımıza yıkacak dinamit patlatmalarını durdurun. Köylerimize doğru genişleyen bu madeni hemen durdurun!
Sakın unutmayın; Siz durmadan biz de asla durmayacağız. Çünkü biz bitti demedik. Çünkü biz bitti demeden bu dava bitmez!”
‘Cehennem Çukuru’
Açıklamanın sonrasında Milas-Ören yolunu trafiğe kapatan topluluk, daha sonra maden sahasına doğru yürüyüşe geçti. “Barikatı aç” sloganları eşliğinde yapılan görüşmelerin ardından Jandarma barikatı açıldı ve grup ‘Cehennem Çukuru’ olarak adlandırılan maden sahasına kadar yürüdü. Yürüyüşe katılan vatandaşlar, bölgede yaşanan doğa katliamının vardığı feci boyutu görüp görüntülediler …