GÖRDÜKÇE… / Eczacı Bengi MERGEN (E.)
Kendi memleketimiz olduğu için mi bilmem, doğasına hayran olduğum bölgemizin insanının eğitimine bakılmaksızın bir asaleti, kültür birikimi olduğunun farkında mısınız?
Sırası ile Kar’lar (Karyalılar) Romalılar, Bizans İmparatorluğu, Selçuklular, Menteşe Beyliği ve Osmanlılar olmak üzere 6 değişik uygarlıkla tanışan, bütünleşen, coğrafi yapısı itibariyle de ASYA – AVRUPA KÖPRÜSÜ şeklinde görev yapmış topraklar üzerindeyiz… Asya’dan ve Avrupa’dan gelen insanların kaynaşması ile çok değişik ve karmaşık topluluklar yaşamış ve kendi öz örf ve adetlerini, geleneklerini kaynaştırarak yeni yaşam tarzları ve kültürler oluşturmuşlar…
İlginç bir nokta da 5 bin yıllık tarihi içinde Milas’ın adı hiç değişmemiş. Milassa – Mylasos – Melasso gibi yazılışlar olmuş, ama ismin ana çatısı aynı kalmış. En bariz şekilde Kıyıkışlacık’taki IASOS Antik bölgesindeki arkeolojik araştırmalarda bu uygarlıkların katmanlarını görmek mümkün…
Hatta Milas merkezde yapılması düşünülen her bina inşaatı sahibinin en büyük endişesi 50-80 cm kazıldığında alttaki antik kalıntıların ortaya çıkması sonucu inşaatın aksaması, sürüncemede kalması olduğunu bilmeyenimiz yoktur.
Esas konumuz bu topraklarda yaşayan insanların karma kültürleri ile eğitimden apayrı olarak, çok bilge insanların adedinin fazlaca olması… Köylere gittiğinizde topluluktaki insanlardan birisi öyle bir atasözü veya deyiş-deyim söyler ki şaşar kalırsınız… O kadar filozofik fikirleri 3-4 kelimeyle o kadar derinliğine anlatır ki…
Eşim Tomris Mergen’in Milas Ağzı üzerine yaptığı araştırmalarda gördük ki, köylüsüyle kentlisiyle kendine özgü bir kültür deryası ilçemiz…
Beni en çok etkileyen bir anekdot da şudur; İki yaşlı ve çilekeş teyze karşılaşırlar… Birisi ötekine “Naaptın?” der … Bu, ‘merhaba nasılsın’ anlamındadır. Diğeri hüzün ve bezginlik anlatan bir tonda cevap verir; “Naapem? (ne yapayım)” … Cevap: “Naapcan?” der ve ayrılırlar.
İnsanlarımızın birbiri ile ilişkilerinde de genelde sıcak dostluk duyguları ve hoşgörü hakimdir. Doğudan batıya, köyden kente çok göç almasına rağmen yeni gelen-göçen-leri eskiler bağrına basar ve kendilerine uyum sağlamasına yardımcı olurlar…
“Uygarlıklar Başkenti Milas” deyişi boşuna değildir… Karya ve Menteşe Beyliğinin başkentidir Milas… Etrafında da 27 adet antik dönem şehri kalıntısı vardır. IASOS (Kıyıkışlacık), Labranda (Kargıcak Mahallesi üstü), Euromos (Selimiye), Herakleia (Kapıkırı), Bargilya (Güvercinlik Tuzla), Stratonikeia (Eskihisar), Vasiliko (Çökertme), Keramos (Ören) bu kentlerden bir kaçı…
Anatolia’nın güney batısı ve batısının denizciliğe, sulak olması itibariyle de tarıma uygunluğu sebebiyle Orta Asya’dan kavimleri de bağrına basıp bütünleşmiştir onlarla… (Avşar köyü halkı)
Sözün kısası ilçemizin topraklarının ve halkının, insanlarımızın da değerlerinin farkında olmalıyız, kıymetlerini bilmeliyiz.
1 Yorum
‘’İlçemiz Milas,
Tarihi bir Miras’’
Benim deyişimle sevgili abim.
Bu satırlarını Milaslılar Sayfamıza da aktar lütfen.