‘Havadan sudan konuşmak’ kalıbını, en genel anlamda ‘derinliksiz, yüzeysel’ ve hatta ‘boş’ konuşmak anlamında kullanırız. Oysa ki sevgili ülkemizin, dünyamızın getirildiği yerde ‘havadan sudan konuşmak’, en büyük, en ciddi, en can alıcı sorunlarımız üzerine, dolayısıyla bu sorunların çözümleri ile ilgili öncelikli-acil gündem maddeleri hakkında konuşmak anlamı taşıyor uzunca süredir.
Bu hafta sizlerle çok özel bir ‘İKLİM HABER’ bültenini paylaşmak istiyorum.
Pek çoğu geçen hafta(lar) içinde haber bültenlerinde yer almış bu derlemenin, siz sevgili okur-yazarlarımda, ‘gelecek kaygısı’ndan da beslenen anti-kapitalist bir eksen üzerinde ‘geleceği birlikte kurma’ farkındalığı oluşturacağı duygu-düşüncesiyle …
Elbette bu paylaşımı gerçekleştirmeme vesile olan Sayın Zeynep Gündüzyeli’ne de teşekkürlerimle …
İKLİM HABER: “G7 Zirvesi’nde İklim Değişikliğine Dair Somut Adımlar Eksik”, “Amazonlar’dan Sonra ‘İkinci Akciğerlerimiz’ Yanıyor” ve diğer haberler …
–GEÇTİĞİMİZ hafta iklim değişikliği ve çevre olayları adına bütün dünya çapında birçok felaket meydana geldi. Hem Amazonlar’da hem Afrika’da durdulamayan yangınlar yaşandı. Bunların yanısıra G7 zirvesinde liderler bir araya geldi. Ancak bütün bu doğa felaketleri yaşanırken toplantının çıktılarında iklim değişikliğine dair somut adımların yer almaması sebebiyle Üçüncü Nesil Çevrecilik (E3G), İklim Eylem Ağı (CAN) ve Greenpeace gibi çeşitli çevre kuruluşları ve uzmanlardan, liderlere eleştiriler geldi.
Amazonlar’dan sonra dünyanın ‘‘ikinci akciğerleri” olarak adlandırılan Orta Afrika’nın ve Güney Afrika’nın bazı ülkelerinin sınırları içerisindeki ormanlarda da kontrol altına alınamayan yangınların çıktığı bildiriliyor.
2019 yılında toplamda 74 bin 155 yangının tespit edildiği ve iki haftadır Amazon Ormanlarında devam eden yangınların sebebi olarak, büyükbaş hayvancılık ve tomruk elde etmek için ormansızlaştırmayı destekleyen Brezilya Başkanı Jair Bolsonaro gösteriliyor. Orada yaşamıyor olsak bile Amazonlardaki ormansızlaşma ve yangınlar üzerinde, et tüketimimiz ile sandığımızdan daha çok etkimiz olabilir.
-MUĞLA’NIN Menteşe ilçesine bağlı, üçüncü derece doğal sit alanı olması sebebiyle izinsiz çivi dahi çakılması yasak olan Karabağlar Yaylası, kömür arama tehdidi ile karşı karşıya. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından kömür arama sebebiyle başlatılan sondaj çalışmasına, bölge halkı büyük tepki gösteriyor.
-NEW YORK’TA Birleşmiş Milletler tarafından 23-29 Eylül tarihleri arasında düzenlenen iklim zirvesine katılmak üzere, yüksek emisyona sebep olduğu için uçak yerine yelkenli ile 15 gün önce İngiltere’den yola çıkan 16 yaşındaki İsveçli Genç İklim Aktivisti Greta Thunberg 29 Ağustos’ta New York’a vardı.
-VERMONT Senatörü ve 2020 ABD Başkan Aday Adayı Demokrat Bernie Sanders, 22 Ağustos’ta 16.3 trilyon dolarlık, Demokrat Parti başkan adayları arasındaki en yüksek bütçeli, iklim değişikliğiyle mücadele için detaylandırılmış teklifini açıkladı. Sanders, iddialı ancak bağlayıcı olmayan, iklim değişikliği ve ekonomik eşitsizlikle mücadele etmeyi içeren ‘Yeşil Yeni Düzen’in ilk destekçilerinden biriydi. Sanders, Amerika Birleşik Devletleri’ne 2050 yılına kadar fosil yakıt kullanımını kaldırma çağrısında bulunan ayrıntılandırılmış yeni planında da aynı ismi kullanıyor.
-HAFİF, ucuz ve dayanıklı olduğu için hayatımızın her yerini işgal etmiş olan plastik, üretiminden bertarafına kadar birçok adaletsizliği beraberinde getiriyor. Üretiminde kullanılan fosil yakıtlar, ormansızlaştırma, geri dönüşümün zorluğu ve yakılması sonucu salınan karbondioksit hem iklim hem de insan üzerinde çok büyük ve zararlı etkilere sahip.
-DÜNYADAKİ birçok kent 2030 ve 2050 yılına kadar ‘Karbon Nötr’ olmayı hedefliyor. Danimarka’nın başkenti Kopenhag, dünyanın ilk ‘Karbon-Nötr’ başkenti olmayı ve bu hedefi 2025 yılına kadar başarmayı planlıyor.
-KALKINMA ve göç alanında çalışan Kalkınma Atölyesi’nden Ertan Karabıyık, Türkiye’nin geçtiğimiz yıllardaki göçlerden ders çıkaramadığını belirterek “Göç yönetimi katılımcı olmak, destek talep etmek ve belirli ilkeler çerçevesinde olmak zorunda. Bu yönetim, toplumun farklı kesimleri sürece dahil edilerek yapılabilir” diyor.
-YUVA Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Vardar, iklim krizinin devasa bir kriz olduğunu ancak bütün sorunları ilk gördüğümüz şekilde birbirine bağlamaya çalışmanın, özellikle bilimsel veriler tam ortaya konmamışsa ters tepebileceğini hatırlatıyor.
“Teşekkürler Hayat!”
1 Nisan 1939: İspanya’da Cumhuriyetçi hükümeti destekleyen direnişçiler ile hükümete başkaldıran faşist güçler arasında Temmuz 1936’da başlayan savaşın (‘İspanya İç Savaşı’) Demokratik Cumhuriyetçilerin yenilgisiyle sona erdiği tarih … Franco’nun önderliğinde iktidara gelen faşistler ülkede insan avı başlatıyor. 36 yıl sürecek bir karanlık dönemin ilk ayları … Tutuklananlar en ağır işkencelerden geçiyor, ülkenin dört bir yanından peş peşe idam haberleri geliyor.
1939 Haziran günlerinden birinin sabaha karşı saatlerinde idama götürülmeden önce hücresinin kapısı açılıyor 18 yaşındaki tarım işçisi Carlos’un ve içeri giren papaz soruyor: “Evladım adettir, son bir isteğin var mı, dua ister misin?” …
Carlos’un, hiçbir şey söylemeksizin, gözlerini kırpmaksızın baktığı papaz gözlerini kaçırıyor ondan ve hücreden çıkmak için döndüğü sırada duvarlarda şu sözleri yankılanıyor Carlos’un:
“Gracias A La Vida!” …
Yani: “Teşekkürler Hayat!” …
…
1939 yılında yaşanan bu olay, Şili’nin güneyindeki San Carlos kentine bağlı Nuble köyünde 1917 yılında dünyaya gelen Violetta Parra tarafından şiirleştirilip besteleniyor … Yıl 1971 … İşte o şarkı, Mercedes Sosa’nın (“Latin Amerika’nın Annesi”) yorumunun ardından giderek dünya çapında, özellikle dünyanın devrimci-sol-sosyalist tarafında yaşayanlarca tanınan bir şarkı oluyor …
İşte Violetta Parra’nın o şiirinden yine kendisi tarafından damıtılmış o şarkının sözleri:
Teşekkürler hayat, verdiğin her şey için;
Hayatın sesi ve kelimelerim,
düşüncelerim, sözlerim,
Annem, dostlarım, kardeşim ve parlayan güneş
ve aşkın izleri için …
Teşekkürler hayat, verdiğin her şey için;
Duyduğum tüm sesler; gece, gündüz,
ağustos böcekleri, kanaryalar, çekiçler, motorlar, köpek bağırışları, rüzgar
ve yarin sakin fısıltıları için …
Teşekkürler hayat, verdiğin her şey için;
Caddelerinde, göl kıyılarında, dağlarında
ovalarında, leb-i deryada yahut suya hasret çöllerinde
ve evlerinde yorulan adımlarım için …
Teşekkürler hayat, her şey için;
Yıkıntılardan kendimi yeniden yaratabildiğim
ve yeniden hayata sunabildiğim için
kahkahalarım, gözyaşlarım
ve bu şarkı için …
Her şey için teşekkürler.
