‘Şöyle bir düşünün: Hakkında ne çok ‘olumsuz konuşma’ yaparız siyaset için.
Siyasetçiler için neler neler deriz! Adeta demediğimizi bırakmayız … Siyasetçilerse, siyaset kültürümüzün en özgün özdeyişlerinden biri olan “dün dündür bugün bugündür” ekseni üzerinde yaşayıp giderler … Hiçbir şey olmamış, hiçbir şey duymamış gibi yaşamlarını sürdürürler … Gülerler, yürürler, atanırlar ve daha bir sürü şey …
“CHP’li doğdum CHP’li olarak öleceğim” sözlerini terk edip “Birileri benim için dönek diyebilir, satılmış adam diyebilir. Bunların hiçbir önemi yok. Milas için, Milas’ın geleceği için biri feda olacaksa, Barış Saylak olarak ben kendimi feda etmeye hazırım” diyerek AK Parti’ye giden ve 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde AK Parti Milas Belediye Başkan Adayı yapılan Barış Saylak’a getirmek istiyorum sözü …
Son dönemde ülkemizin ‘siyaset alanı’nda belki de “en çok tanınan isimlerinden biri” olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz Saylak, Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü olarak atanmasıyla -şimdilik- yine gündemde …
31 Mart yerel seçimlerine doğru günlerde hiç kimseye samimi gelmeyen’ “Büyüksün Reis muhabbeti”yle dikkat-tepki çeken Saylak’ın, kendisini “Milas için feda etme” söylemlerinin arka planında, illâki bir vaat-bir pazarlık olduğu-yapıldığı baştan beri iddia edilmişti.
Şuracığa hemen not etmeliyim ki, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat ve CHP Milas İlçe Başkanı İlgin Göktepe, bu konudaki yüksek öngörüleriyle Milas’ın çok renkli siyaset tarihine bu vesileyle de adlarını yazdırmış oldular.
Elbette bu noktada kimileri Milaslı bir hemşerimizin İl Tarım Müdürü olmasının mana ve ehemmiyetine dikkat çekebilir, nitekim öyle de yapıyorlar ama …
Aması şu ki, konu ‘Milaslı bir hemşerimizin il müdürü olması”ndan ibaret değildir. Konumuz, bu durumun çoook öncelerden öngörülebilmiş olmasıdır … 9 ay önce bu yönde iddialar dile-gündeme getirildiğinde yalanlanmasının yanı sıra söylenmiş birçok sözün ne denli içtenlikten uzak-içeriksiz ve iddiaların başından sonuna kadar doğru olduğunun tartışmasız ortaya çıkmış olmasıdır … Böylece, ‘siyaset yapmak’la ilgili zaten fazlasıyla yaygın olan “perde arkasında mutlaka kişisel bir çıkar, bir beklenti vardır” muhabbetleri için de güçlü bir örnek daha yaşanmış olmasıdır … Bu anlamda, Sayın Barış Saylak’ın müdür olarak atanmasının, herhangi bir atamanın ötesinde bir gündem oluşturması elbette ki anlaşılır ve kaçınılmaz bir durumdur … Bırakınız sevgili halkım, bu konudaki ‘yüksek tecrübesi’yle, kolaylıkla tahmin ettiği bu sonucun tadını çıkarsın … Bilinir ki “ben demiştim!” demek, dünya üzerinde insanın kendisini düşünsel-duygusal olarak iyi hissetmesini sağlar …
Bu noktada, buraya dek yazıp çizmeye çalıştığım tabloyu destekler mahiyette, BAKIŞ’ta yayınlanan üç haberden kısa kısa aktarmalar yaparak tamamlamak istiyorum …
İlki, 16 Kasım 2018 tarihli BAKIŞ’ta yayınlanan “Barış Saylak AK Parti’den aday adayı oldu” başlıklı haberden:
“Barış Saylak, AK Parti’ye Milas Belediye Başkanlığı için aday adaylığı başvurusunda bulundu.
… Yıllardır ilçemiz siyaset tarihinde CHP’li olarak tanınmış, yaşamış olan Saylak, başvuru sırasında yaptığı konuşmada, ‘Önümüzdeki süreçte birileri benim için dönek diyebilir, satılmış adam diyebilir. Bunların hiçbir önemi yok. Milas için, Milas’ın geleceği için biri feda olacaksa, Barış Saylak olarak ben kendimi feda etmeye hazırım’ dedi.
Geleceği için pazarlık yaptığı, seçimi kaybetmesi halinde bir kamu kurumuna müdür olarak atanacağı yönündeki yaygın söylentileri de yalanlayan Barış Saylak, kazanamayacağı hiçbir seçime girmeyeceğini de sözlerine ekledi.”
İkincisi, 8 Şubat 2019 tarihli BAKIŞ’ta yayınlanan “Siyaset duruş işidir!” başlıklı haberden:
“İYİ Parti Milas ilçe yöneticileri, CHP İlçe örgütüne iade ziyaretinde bulundular.
İYİ Parti heyeti, CHP Milas İlçe Başkanı İlgin Göktepe ve ilçe yöneticileriyle birlikte Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat tarafından karşılandı. … CHP Milas İlçe Başkanı İlgin Göktepe, Muğla tarihinde ilk kez bir il tarım müdürünün seçimle belirleneceğine dikkat çekerek, “Milas’ta satılan yerlerle ilgili sürekli bir şeyler söyleyen, belediye başkanımıza sataşana da diyoruz ki: Bugün davasını satan yarın Milas’ın hepsini satar” dedi.
Ve üçüncüsü de bugünkü BAKIŞ’ta yayınlanan “Salı Toplantısı’nda gündem yine yoğundu” başlıklı haberden:
“… CHP Milas İlçe Başkanı İlgin Göktepe, “Bu arkadaş Milas için değil kendisi için siyaset yapmış” dedi ve “İl Tarım Müdürü arkadaş, hani Milas için siyaset yapıyordun?” diye sordu.
Eski Muğla Milletvekili ve eski Milas Belediye Başkanlarından Fevzi Topuz’un, “Kucaklayıcı olmalıyız, yoksa kaybediyoruz ve kişisel çıkarlarına gidiyor insanlar” sözlerinin dikkat çektiği bu konuda Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat da konuya kısaca değinerek şunları söyledi:
“Seçimden önce ilçe başkanlarıyla bizi ziyarete geldiklerinde kendilerine ifade etmiştik. Türkiye’de ilk defa İl Tarım Müdürü seçimle belirlenecek demiştik. Seçimi kaybeden İl Tarım Müdürü olacak demiştik ki zaten oldu. Hayırlı olsun.”
…
Siyaset denilen şeyle, siyasetçilerle ilgili söylenen tüm olumsuz sözlerin bu ve benzeri hallerden beslendiğine şüphe yok …
Ve son bir cümle olarak özellikle belirtmeliyim ki:
‘Başka bir siyaset mümkün!’
Tik Tak
Sunay AKIN –
Ne kadar aradıysam
suyunda bulamadım tak’ları
zaman denilen kuyunun
yüzümde bu yüzden
yalnızca tik’lerini taşırım
çocukluğumun
Yarısını tuttum
çocuk doktoru
olmamı isteyen anneme
hasta yatağında verdiğim sözün
doktor olamadım ama
çocuk kaldım
İki çocuk
rahatlıkla oturduğumuz
kapının eşiğine
kendi başıma zor sığıyorum bugün
büyüdükçe insan
yalnız mı kalıyor ne?
‘Mümtaz Hocamız’a veda!
11 Kasım 2019 Pazartesi günü yaşamını yitiren, ülkemizin önde gelen Anayasa Hukukçusu ve siyasetçilerinden, eski Dışişleri Bakanı ‘Hocaların Hocası’ Prof. Dr. Mümtaz Soysal (90), 13 Kasım Çarşamba günü; aralarında başbakan, bakan, bazı dışişleri bürokratları ve milletvekillerinin de bulunduğu eski öğrencileri, meslektaşları, başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere bazı siyasi parti temsilcileri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere bazı belediye başkanları, sendika ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, gazeteciler, iş-siyaset ve spor dünyasından pek çok ismin katılımıyla düzenlenen cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlandı.
Prof. Soysal, Zincirlikuyu mezarlığında, 1976 yılında çok genç yaşta aramızdan ayrılan, ülkemiz edebiyatının önde gelen isimlerinden ilk eşi Sevgi Soysal’ın yanına defnedildi.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde çok sayıda öğrenci yetiştiren, 12 Mart 1971 askeri faşist darbesi sonrası, çok bilinen ve çok değerli ders kitabı ‘Anayasaya Giriş’te “komünizm propagandası yaptığı” iddiasıyla, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı iken gözaltına alınıp tutuklanan ve 6 yıl 8 ay ağır hapis, 2 ay 20 gün Kuşadası’nda sürgün ve kamu haklarından ebediyen mahrumiyete mahkum edilen Soysal, Ankara Mamak Askeri Cezaevi’nde 14.5 ay kaldı.
Anayasa Hukukçusu, Siyaset Bilimci, Uluslararası Af Örgütü 2. Başkanı, CHP, SHP, DSP’de siyaset yapan ve kurucusu olduğu Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı olarak özellikle ‘özelleştirme karşıtı’ mücadelede önder bir siyasal çizgiyi kararlılıkla sürdüren, aynı zamanda ‘Köşe Yazarı’ olarak meslektaşım da olan Mümtaz Hocamızın anısı önünde derin bir saygıyla eğiliyorum.
O’ndan öğrenmeye devam edeceğiz …