Tuz, vücudun elektrolit dengesini sağlıyor, asit-baz dengesini koruyor, sinir sisteminin düzenli çalışmasında kilit rol üstleniyor, kan dolaşımını düzenliyor ama fazla miktarda alındığında ise adeta bir ‘zehre’ dönüşebiliyor!
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre günde ortalama 5 gram tuz vücudumuzun ihtiyacı için yeterli. Ancak yapılan çalışmalar, ülkemizde ideal tuz miktarından yaklaşık 3 kat fazla tuz tüketildiğini gösteriyor.
Acıbadem Maslak Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Sevgi Şahin, yemeklere tuz eklemeden de tükettiğimiz besinlerden günde 5 gram tuz aldığımıza dikkat çekerek, “Sanılanın aksine tuzun büyük bir miktarını yemeklere serpilen tuzdan değil işlem görmüş besinlerden alıyoruz. Öyle ki işlenmiş besinler sodyum alımının yaklaşık yüzde 75 gibi yüksek bir oranını oluşturuyor” dedi.
Fazla tuzun zararları!
Dr. Şahin açıklama ve uyarılarını, ‘Yüksek tansiyon’, ‘İnsülin direnci’, ‘Osteoporoz’, ‘Mide kanseri’, ‘Böbrek yetmezliği’ ve ‘Demans’ ile tuz tüketimi arasında ilişkilendirmeler yaparak şöyle sürdürdü:
‘Yüksek tansiyon’
Tuzun azaltılması uzun dönemde inme ve kalp-damar hastalıkları riskini düşürüyor. Tuz tüketimi 10 gramdan 5 grama düştüğünde kalp damar hastalıkları riski yüzde 17, inme riski de yüzde 23 oranında azaltılabiliyor.
‘İnsülin direnci’
Düşük sodyumlu beslenme alışkanlığı edinmek yağ hücrelerinin içindeki insülin biyolojisini düzenliyor ve böylece insülin direnci azalıyor.
‘Osteoporoz’
‘Osteoporoz’ denen kemik yoğunluğu azalması nedeniyle 50 yaş üstündeki her 2 kadından biri ve her 5 erkekten biri, kemik kırıkları problemiyle karşı karşıya kalıyor. Fazla tuz tüketimi kemiklerden kalsiyumun serbestleşmesine ve idrarla vücuttan atılmasına neden oluyor. Bunun sonucunda kemikler zayıflıyor ve kolay kırılabilir hale geliyor.
‘Mide kanseri’
Yüksek sodyum içeren beslenmede hasarlanan mide mukozasında kanser gelişebiliyor.
‘Böbrek yetmezliği’
Fazla tuz tüketimi sistemik kan basıncını yükseltmesinin yanı sıra böbrek içinde yer alan küçük damarların kan basıncını da artırıyor. Bunun sonucunda damarlar yırtılarak böbrek dokusunda hasar oluşturuyor. Bir diğer sorun da, idrarda protein kaçağına neden olması. Tüm bunların etkisiyle böbreklerde taş oluşumu veya uzun dönemde böbreklerde yetmezlik gibi önemli sorunlar gelişebiliyor.
‘Demans’
Damar hastalığına bağlı demans, bunamanın en sık görülen türüdür. Fazla tuz tüketimi damar yapısını bozarak ve kan basıncını yükselterek damar hastalığına bağlı demansın ilerlemesini hızlandırıyor. Beynin kan dolaşımının damar sertliği nedeniyle hasar görmesi sonucunda oluşan bu tablo, zihinsel fonksiyonlarımızın tümünü olumsuz etkiliyor. Kan basıncının kontrol altında olması ise damar sertliği riskini azaltıyor.
Tuzu azaltmak için …
Sofraya tuzluk koymayın. Yiyeceklerinizi baharatlarla lezzetlendirin. Alışverişte son kullanma tarihinin yanı sıra sodyum içeriğine bakmayı da alışkanlık haline getirin. 100 gramlık bir ürün 1.5 gram tuz veya 0.6 gram sodyum içeriyorsa ‘yüksek tuzlu ürün’ grubuna girerken; 0.6 gram tuz ya da 0.1 gram sodyum varsa ‘düşük tuzlu ürün’ grubunda yer alıyor.
Hardal, zeytin, soya sosu ve ketçap gibi yiyeceklerdeki tuz çok fazla oluyor. Zeytin, turşu, peynir gibi salamura besinler de yüksek miktarda sodyum içeriyor. Bu besinlerden mümkün olduğunca kaçının.
Enginar, ıspanak ve kereviz gibi sebzeler yüksek tuzlu sebzeler arasında yer alıyor. 100 gram enginar 86, ıspanak 71, kereviz de 100 mg sodyum içeriyor. Bu besinleri pişirirken eklenen tuz miktarını azaltmayı unutmayın.
(Yeni Bakış)