A. Kemal KAŞKAR –
31 Aralık 2020 tarihli BAKIŞ’ın 114’üncü sayısında ‘Boğa Yokuşu’nda kısacık bir mola vesilesi: ‘Tarihi Taşkemer Köprüsü’ başlıklı haberimizin üzerinden bir hayli zaman geçmiş … İki mevsimlik bir aradan sonra, Tarihi Taşkemer 2 ve 3’üncü köprülerle sürdürelim …
2 ve 3’üncü Tarihi Taşkemer Köprüleri, Tuzabat köyümüzü Yatağan yönünde geçtikten hemen sonra, ikisi bir arada geniş bir nefeslenme alanı sunuyor konuklarına … Birinci köprü gibi indi-bindi yapılacak bir yer değil burası, eğer hazırlıklı gidilirse, ‘mangal keyfi’ dışında her anlamda piknik olanağı bulunan bu yer keşfedilmeyi bekliyor … Elbette Milas-Yatağan güzergahında, altyapı yatırımları yapılarak hizmete sunulacağı sözü yıllar önce verilmiş ama bir türlü gerçekleştirilmemiş olan ‘Beypınarı Mesire Alanı’ ile kıyaslanamaz ama piknik uğramaları için mükemmel bir seçenek …
Yol kenarında yine bir tabela: “Tarihi Taşkemer Köprüleri II – III”.
Tarihi Taşkemer Köprüsü 1 gibi ‘eski yol’dan da önceki Yatağan yolu üzerindeki bu köprüler de 2018 – 2019 yılları arasında Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü tarafından onarılmış.
Köprülerin üzerindeki ‘Ulaştırma Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü’ imzalı kitabelerde, bu köprülerin de 1919 – 1921 tarihleri arasında, bölgemizde işgalci olarak bulunan İtalyanlar tarafından yapıldığı belirtiliyor. Basık kemerli tek gözlü 2’nci köprünün genişliği 6.14 uzunluğu ise 9.30 metre … Yine basık kemerli-tek gözlü 3’üncü köprünün genişliği 6.16 uzunluğu ise 9.29 metre … Kıyaslama yapabilmeniz için şuracığa not edelim: Yuvarlak kemerli-tek gözlü Birinci köprünün genişliği 6.05 uzunluğu 12.98 metre …
…
Bu geniş alanda yine bildik sorunumuz: Her yerde pet şişeler, ambalaj atıkları, cam şişe kırıkları ve hayatımıza yeni giren ‘maskeler, maskeler’! … Kendimizi bir türlü kurtaramadığımız bu çok büyük ayıbımızı 2 ve 3’üncü Tarihi Taşkemer Köprülerinin yakın çevresinde de sürdürüyoruz utanmadan …
Yine ve yine aynı şeyleri yazıyorum üzülerek:
Nereye uğrasak atıklarımızla mahvediyoruz orayı burayı, doğayı … Zenginliklerimizi böyle böyle çirkinleştiriyoruz kolayca … Yaptığımızdan çoktaaaan utanmamız gerekirdi diye düşünür yazarım yıllardır. Yıllardır böyle böyle haberler yaparım ama ne üzücü ki tablo değişmiyor bir türlü …
Öyle anlaşılıyor ki, yıllardır bu konuyu haber-yazı konusu yapıyoruz yapmasına ama bir türlü ulaşamıyoruz onlara … Görevli, gönüllü kişiler-kurum ve kuruluşlarca bu konuda ‘yaygın bir eğitim çalışması’ örgütlenmeli … Bunu mutlaka yapmalıyız …
…
Önümüzdeki yine sıcak, çok sıcak yaz günlerinde ilçemiz merkezinin yanıbaşında böylesi bir serin yer seçeneğinin tadını, doğaya ve dolayısıyla birbirimize saygı gereği kirletmeden çıkarabilsek!
İyi olmaz mı!