Kürşat Şahin YILDIRIMER / Uzman Sosyolog – Terapist
Cinsellik kavramı hayatın akışında olağan bir durum olmasına rağmen toplumumuzda gizemini koruyor.
Kişilerin erken yaşta evlenmesi, birçok bölgede sadece anne baba olabilmek amacıyla eşlerin birlikte olması, ergenlik zamanlarında öğrenilen yanlış bilgiler, kadınların cinselliği ayıp ve korkutucu olarak görmesi gibi durumlar, ilerleyen zamanlarda kişilerin hayatını olumsuz etkiliyor ve ilişkilerinde sorunlara sebep oluyor.
Evlilik birliğinin temel taşlarından biri de cinselliktir.
Bunun sorun olarak görülmesi, çiftlerin kendi aralarındaki iletişim kopuklukları, zaman içinde evliliklerinin hasar görmesine neden oluyor.
Çiftler arasında yaşanan cinsel sorunların en büyük nedeni kadın ve erkeğin bilgi eksikliği yaşamasıdır.
Kız ve erkek çocuklarının yetiştirilme tarzı, cinsellikle ilgili bilgi düzeylerinin eksikliği evlilik içerisinde problem oluşturuyor. Toplumumuzda halâ cinselliği çocuk doğurmak için yaşayan kadınlar mevcut.
Toplumda kadının bilinçlenmesi ve bedenini tanıması, erkeğin kadına destekleyici yaklaşımı birçok sorunu çözmek için ilk adım sayılabilir. Sorun yaşayan kişilerin kendi cinselliğini yaşayabilmek konusunda da ayrıca bir destek almaları gerekebilir.
Basit sorunlar devleşebiliyor
Cinsellikle ilgili sorunlarda, erkekte erken boşalma, kadında vajinismus problemi ve ilerleyen dönemlerde cinselliğin sıklığı ve süresi ile ilgili yaşanan problemler kişilerin sağlıklı bir evlilik ilişkisi sürdürmesine engel olabiliyor.
Çözülebilir konular, konuşmak yerine üzeri kapatıldıkça dönülmez bir hal alıyor.
Yaşanılan durumlarda öncelikle yapılması gereken en önemli şey; cinsel problem kişinin kendisinden kaynaklanıyor ise bunu kabullenmesi ve konuya çözümcül yaklaşılmasıdır. Sonra da cinsellik terapisi çift terapisi ile çözülebilecek konularda eşler birlikte hareket ederek bu sorunu çözebilirler.
Günümüzde koruyucu ruh sağlığı kavramı çok önem kazandı. Artık sorunlar ortaya çıkmadan ruh sağlığını koruma amaçlı pek çok çalışma mevcut.
Ortaya çıkan sorunların da çözümü mümkün mutlaka. Bu sorunların çözümünde yararlanılan teknikler içinde EMDR yaklaşımı çok önemli bir yere sahip.
Genelde travmatik bir şey olduğunda bu, sinir sisteminde orjinal resim, sesler, düşünceler ve duygularla birlikte hapsolur. Deneyim orada kilitli olduğundan hatırlatıcı bir şey ortaya çıktığında yeniden tetiklenmeye devam eder. Bu, kontrol edemiyor gibi göründüğümüz pek çok rahatsızlık, korku ve çaresizlik gibi olumsuz duyguların temelini oluşturuyor olabilir. Bunlar aslında geçmiş tecrübeyle bağlantılı duyguların tetiklenmesidir.
EMDR’da kullandığımız göz hareketlerinin sinir sistemini açtığı ve beynin deneyimi işlemesine izin verdiği görülmektedir. Bu REM uykusunda, rüya ya da uykuda olan şey olabilir. Göz hareketleri bilinç dışı malzemenin işlenmesine katkıda bulunabilir. Akılda tutulması gereken önemli şey, iyileşmeyi gerçekleştirecek olan şeyin sizin beyniniz olduğu ve kontrolün sizde olduğudur.
Sevgiyle kalın.