Geçen yazımızda “Bir okul hikayemiz daha var. Onu da bir başka sefere anlatırım” demiştim.
Allah uzun ömürler ve başarılar nasip etsin, o günkü Kaymakamımız Hulusi Doğan’dı. Bir gün Özel Kalem’den “Kaymakam bey görüşmek istiyor gelebilir misiniz?” dediler… “Emri olur” cevabıyla makama gittim. “Buyurun Kaymakam bey” dediğimde cevaben aldığımız durum bilgisi şuydu: İlçemizin acil bir liseye ihtiyacı var. Hastane yanındaki araziden yetecek miktarda arazi bağışlanmış şartlı olarak… Bizim de 1960’lı yıllardan şimdiki Cumhuriyet Anadolu Lisesi’nin (o zamanki adıyla Milas Lisesi) yapımını sağlayan ve halen UYKUDA OLAN ‘feshedilmemiş’ Lise Yaptırma Derneği isminde bir derneğimiz var. O canlandırılacak, benim başkanlığımda faaliyetlere başlanacak… Söz konusu MİLAS, söz konusu EĞİTİM olunca çalmadan oynamaya başlarım. Akın Çorbacıoğlu, Fehime Akdemir, Özer Kölgeli, Hüseyin İnpınar, Mehmet Ali Akbay’dan oluşan yönetim kuruluna emanet edilen görevi devraldık… Yapılacak inşaatın plan, proje, ruhsat gibi bürokratik safhalarını Kaymakam beye yıktık…
Hemen bizim dernek olarak yapmamız gereken işleri yapmaya başladık. Karar defteri, makbuz (nakdi ve ayni) bastırma gibi işlerle ilk toplantımızı yaparak yol haritamızı çizdik… Çok can arkadaşlarımdı yönetim kurulumuzdakiler… Herkes fikirlerini söyledi… Nakdi (para) yardım alacaklarımızı listeledik… Ayni (malzeme) yardım alacaklarımızı listeledik… Kaymakam Hulusi Doğan’a “Haydi bakalım” dedik… Yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla beraber kapı kapı dolaşmaya çıktık…
Vaat ve söz verenler olduğu gibi, bizi kovalayan hemşerilerimiz de oldu maalesef… Kovulduktan sonra kıpkırmızı suratlarımızla dut yemiş bülbül kesilen bizleri teselli eden gene Sayın Hulusi Doğan’dı. “İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü” diyerek döndük…
Valilik, Bayındırlık, plan proje derken projemiz geldi onaylandı… İnşaata başlayacağız. Ama önce bir müteahhit (yüklenici) bulmamız gerekiyordu… O günlerde, şimdiki gibi inşaat işiyle uğraşan birkaç kişi var Milas’ta. Kulakları çınlasın Mimar Atila Düz kabul etti, anlaştık… Biz ona demir, çimento, kum vs. bağış olarak temin ediyoruz, o işçiliğini yapacak…
Bu bahsettiğim okul halen SABAHATTİN AKYÜZ FEN LİSESİ… Kocaman bir okul binası projesi… İlk gördüğümüzde fark ettik ama “Nasıl olsa kendileri yapacaklar” düşüncesiyle Bayındırlık Müdürlüğü bize tabiri caizse kazık atmış…
Temel kazıldı… Biz çimentocular, betoncular ve demirciler önünde kamp kurduk… Her inşaat malzemesi satıcısı inşaata hediye olarak ücretsiz malzeme getiriyor. Temel atıldı, su basmanının betonu döküldü, biz keyifle ziyarete gidiyoruz keyifle dönüyoruz… Birinci katın yarısının karkası, duvarları örüldü, bina kendini gösterdi… Ama bizde pil (para ve malzeme) bitti…
Müteahhit Atila Düz bey işçilerine iş veremiyor bizden malzeme bekliyor, biz, gene böyle bir krizli dönemdi herhalde, ne para bulabiliyoruz ne malzeme temin edebiliyoruz… Hiç birimizin ağzını bıçak açmıyor…
O ara sevgili, muhterem Kaymakamımızın tayini çıktı… Uğurladık. Bir şekilde çözeceğiz sıkılmayın dedik, gönderdik. Kendisi halen İzmir Vali Yardımcısı…
Allah gani gani rahmet eylesin, Türk Hava Kurumu Başkanı Ahmet Demirkol etrafı, halkı motive etmek amaçlı kurumdan bize, yanılmıyorsam 3.000 TL (veya 3 milyon) para yardımı yapmıştı… Törenle Milas Basını geldi, fotoğraflar çekildi gazetelerde manşet oldu… Ama bunlar da çare olmadı …
Devamı sonraki yazımda …