BAKTIKÇA … – soru/yorum – A. Kemal KAŞKAR –
Ülkemiz genelinde olduğu gibi Muğlamızın da ‘çevre zararlıları’ ile mücadelesi yaygınlaşarak, yükselerek sürüyor. Bu arada, geçen yıl Ağustos ayında yaşanan orman yangınlarının açtığı derin yaraların sarılıp iyileşmesinin yakın takiplerle yıllarca süreceğine de dikkat çekmek gerekiyor … Bu yaraların hızlıca sarılabilmesi ve iyileşmenin kayıpsız şekilde sağlanabilmesi için konuyu yakından takip etmek yine ‘çevre gönüllüsü yurttaşlar’ın en önde gelen gündem maddelerinden biri.
Bunun yanında Datça’da, Marmaris’te, Ula Akyaka’da, Milas Akbelen’de, Bodrum’da süren ve arada bir, Akyaka örneğinde olduğu gibi az da olsa sevindiren gelişmelerin de yaşandığı bu mücadelede bir süredir yeni bir gündem maddesi var: Menteşe Bayır beldesinde yapılmak istenen Çimento Fabrikası …
Bu girişimin önlenmesi amacıyla tepkiler giderek yükseliyor, yükselecek. Ancak, çevre eksenli sorun gündemimizin bu yeni maddesinin diğer birçoklarından, hatta neredeyse tümünden farklı bir özelliği var. O da, çevre mücadelelerinin destekçisi olan CHP’nin bu kez ‘sorun çıkaran taraf’ta görüntü vermesi? Nasıl olmuş da CHP’li Menteşe Belediyesi, yıllardır karşı çıkılan çimento fabrikası için ruhsatı vererek o fotoğrafa girmiş?
Girmeyebilir miydi, onu değerlendirmek için yazıyorum zaten, ama şu yorumumu hemen eklemem gerekir ki, bu fabrikayla ilgili dosya, yıllar önce beldelerin belediyelerce yönetildiği dönemde AK Partili Bayır Belediyesi tarafından açılmış ve düşe kalka bugünlere varıp ulaşıp nihayetinde Menteşe Belediyesi’nin üzerine kalmış bir dosya …
Geçen hafta AK Parti Muğla Milletvekili Yelda Erol Gökcan’ın, Bayır’da kurulmak istenen çimento fabrikası ile ilgili olarak Meclis’te yaptığı konuşmanın “Mektup da doğru adres de doğru … O adres de CHP Menteşe Belediyesidir” başlıklı bilgi notunu merakla okudum. Kolayca anlaşılabileceği gibi merakımın nedeni, açıklamanın bir ‘çevre sorunu’ ile ilgili olmasıydı. AK Parti iktidarı koşullarında 20 yıldır yaşayıp durduğumuz ve yakın-uzak Anadolu tarihinde görülmemiş kadar çevre sorunumuz var ki, insan doğal olarak bu allak bullak edilmiş ‘çevre tablosu’ içinde Yelda hanımın nerede durduğunu merak ediyor. Öyle ya: Ya içindesinizdir fotoğrafın ya da dışında yer alacaksınız! Değil mi ama? Şuracıkta, aklıma ilk gelivereni yazmadan geçmemeliyim: Örneğin, nöbeti yaklaşık 220 gündür sürdürülen ‘Akbelen Ormanı Savunması Fotoğrafı’na da girmelisiniz Sayın Gökcan … Yapabilmelisiniz bunu …
Sayın Gökcan, çimento fabrikası ile ilgili ‘kötü fotoğraf’a girmek istememiş anlaşılan ve TBMM genel kurulunda gündem dışı söz alarak yaptığı konuşmada, “Son günlerde Muğla kamuoyunu yakından ilgilendiren ve gündem olan; Menteşe Belediyesi’nin çimento fabrikası kurulması için ruhsat vermesini hayret, üzüntü ve ibret ile izliyorum. Lafa gelince mangalda kül bırakmayan sözde çevreci CHP’liler yine sınıfta kaldı” deyip Menteşe Belediyesi’ne, verilen ruhsatı iptal etme çağrısı yapmış.
Ruhsat verilmesi işlemini “CHP’li Belediye’nin işgüzarlığı” olarak değerlendirmiş ve “Herhangi bir faaliyet için ÇED’in olumlu verilmesi ruhsatın verilmesi anlamına gelmemektedir” diyerek, 5 Eylül 2007 tarihinde AK Parti’li Bayır Belediyesi ile başlayan süreçte gelinen noktada, “Eğer gerçekten çevreyi, hemşerilerimizi ve Muğla’yı düşünüyorlarsa verdikleri ruhsatı iptal etsinler” çağrısını yineleyip “Biz de sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz” diye eklemişsiniz Sayın Gökcan.
Tamam Sayın Gökcan, siz de takip edin, Menteşe ve Muğla Büyükşehir Belediyeleri de takip etsin, Bayırlılar başta olmak üzere tüm çevre gönüllüleri de … Amansız bir takiple hep birlikte bu mücadeleyi kazanalım, ne dersiniz? Madem ki hiç kimse bu fabrikanın yapılmasından yana değil, mesele neden çözülemesin ki?
Değil mi ama.
Konuyu, içtenlikten uzak bir ‘kaba siyaset malzemesi’ haline getirmeden, gelin hemence bir çözüm-çıkış yolu bulalım bu konuda. Hazır, otuz yıldır, yanıbaşlarında ‘yüzyılın çevre felaketi’ olarak durup duran termik santral ve kömür ocaklarının havayı, suyu, toprağı, dolayısıyla doğayı yok eden büyük sorunla mücadele tarihi boyunca bir tek söz etmemiş olanlar, şimdilerde AK Partili Yatağan Belediyesi’nin öncülüğünde ‘malûm çimento fabrikası girişimi’ne karşı imza kampanyası bile düzenleyebilmeye başlamışken …
Talebimiz belli: Bayır’a çimento fabrikası istemiyoruz!
Hazır bu kadar geniş bir mutabakat platformu oluşmuşken, hiç zaman yitirmeden bu sorunu kökünden kesip atalım. Ne dersiniz?
Bakın, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç da aynı teklifi yapmış:
“Çimento Fabrikası amaçlı imar planı 2007 yılında AKP’li Bayır Belediyesi ve Muğla İl Özel İdaresi tarafından yapılmış olup projeye ilişkin ÇED olumlu kararı ise 2006 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilmiştir. Açılan davayla ÇED Olumlu Kararı iptal edilmesine karşın, Bakanlık 2010 yılında tekrar aynı alanda yeni bir ÇED süreci başlatmış ve 2014 yılında tekrar ÇED olumlu kararı vermiştir. Hem Muğla Büyükşehir Belediyesi hem de Menteşe Belediyesi bu planları meclislerinde iptal etmesine rağmen, Bakanlığın aldığı ikinci ÇED olumlu kararı sonrasında, belediye meclislerinde alınan kararları bozmuş ve belediyelerimiz yönünden yargı yolu tükenmiştir. Danıştay 6. Dairesi’nin E:2017/7640 K:2019/229 sayılı kararı sonrasında belediyelerimizin iptal ettikleri imar planları tekrar yürürlüğe girmiştir.
Menteşe Belediyesi tarafından ÇED olumlu kararının geçerli olup olmadığına ilişkin ÇED olumlu kararının verildiği tarih itibariyle 7 yıllık süre içerisinde yatırıma başlama koşulunun yerine getirilip getirilmediği hususunda Bakanlıktan yazı istenilmiş, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’nün 19.01.2022 tarihli yazısı ile proje sahibinin 7 yıllık süre içerisinde yatırıma başlama koşulunu tamamladığı, verilen 2014 tarihli ÇED olumlu kararının geçerli olduğu bildirilmiştir.
İmar planları ve ÇED olumlu kararıyla ilgili hukuki süreçlerin Belediyelerimizin aleyhine sonuçlanması, bu konuda iç hukuk yollarının tüketilmesi nedeniyle ilgili mevzuat hükümleri ve yargı kararları karşısında projeye ilişkin ruhsatın düzenlenmesi yasal bir zorunluluk haline gelmiştir.
Son zamanlarda bu konuyu siyasi malzeme yaparak partimize karşı karalama çalışmalarında bulunan AKP Muğla Milletvekili Yelda Erol Gökcan’ın açıklamalarının samimiyetten ve sahicilikten uzak olduğunu beyan ediyor, Gökcan nezdinde AKP’ye ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına çağrıda bulunmak istiyoruz.
Tüm bu sürecin ve ruhsat işleminin dayanağı olan 2014 tarihli ÇED olumlu kararının iptal edilmesi gerekmektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığını, verdikleri ÇED olumlu kararını iptal etmeye davet ediyor, ÇED olumlu kararının iptal edilmesi durumunda CHP’li Belediyelerimizin gerekli işlemleri
yerine getirerek ruhsatı iptal edeceğini taahhüt ediyoruz.
Doğayla ilgili hassasiyetinizde samimiyseniz, hodri meydan!
Sayın Gökcan, eğer çevre hassasiyetiniz konusunda samimi ve kararlıysanız partinizde bu konuyu gündeme taşıyın, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ile görüşün ve ÇED olumlu kararını iptal ettirin.
Yetki sizde, elinizi tutan yok !”
Son söz olarak: Herkes biliyo ki Goca Moğlalıla çimentoculara da ga’şı!
Eeeee, o zıman ne bekliyonuz, hadin gari!