Dr. İlknur GENÇOĞLU YILDIRIM
Depresyon, yaşamdan ve yaşadıklarından zevk almama halidir.
Kişi depresyon yaşarken; daha önce severek, isteyerek yaptığı şeyleri artık yapmak işlememeye, yapsa bile bunlardan zevk almamaya başlar.
Depresyonun nedenleri
– Depresif belirti ve bulgular içinde olumsuz düşünceler, duygular ve davranışlarla beraber beden işlevlerinde değişikliklerden bahsedilir.
– Bipolar bozukluğun depresif dönemleri için daha fazla kalıtsal etkinin olduğu söylenebilir.
– Depresif bozukluklar, toplumun önemli bir kısmını etkileyen ciddi sağlık problemlerini oluşturmakta ve milyonlarca kişiyi etkilemektedir.
– Depresyonun tedavi maliyeti oldukça fazlayken, üretkenliğin azalması kişilerin işlerine gidememesi sonucu dolaylı etkileri de ortaya çıkmaktadır.
Depresyon için uygun tedaviler nelerdir?
– Antidepresan kullanımı
– Elektrokonvulzif terapi
– Psikoterapiler
Depresyondaysak, kendimize nasıl yardım edebiliriz?
– Olumsuz düşünceleri kabul etmemeli, depresyonun bir parçası olduğunu her zaman hatırlamalıyız.
– Tedavi için en kısa sürede bir profesyonele başvurmalı ve bunun yanında şunlara da dikkat etmeliyiz:
– İyi beslenmeye çalışmalı ve iyi dinlenmeliyiz.
– Olumsuz düşüncelerinizi yakınlarımızla paylaşmaktan çekinmemeliyiz.
– Hobilerimiz varsa bunlara zaman ayırmalıyız.
– Beklentimiz aşırı olduğunda bunun başarısızlık duygusunu hazırlayacağını bilmeliyiz.
– Kendimizi iyi hissettiren aktivitelere katılmalıyız.
Depresyondaki birine nasıl yardım edebiliriz?
– Depresyondaki kişi çaresizlik ve ümitsizlik içinde yardım istemiyor olabilir. Oysaki depresyon tedavisinde ailelerin ve arkadaşların işbirliği çok önemlidir.
– İkinci ve önemli bir nokta da hastaya duygusal destek sağlanmasıdır. Bu desteğin içinde anlayış, sabır, yüreklendirmek yer almalıdır.
– Boş ümit verilmemelidir.
– Daha önce birlikte hoş bir şekilde yapılan aktivitelerin yapılması için kişi cesaretlendirilmelidir.
Saldırganlık evrensel midir?
Her kültürde rastlanılır saldırgan davranışlar olsa da saldırganlığın dışa vurumu, kime yöneldiği, nasıl hoş görüldüğü gibi noktalarda kültürlere göre farklılık gösterebilir. Saldırganlık hoş görülen bir davranış değildir. Bu yüzden kişiler engelleme ile karşılaştıklarında kendini kontrol etme doğrultusunda sosyalleşirler. Toplumun kişilerden bunu ne ölçüde beklediği farklılık gösterir.
Ahlak gelişimi modellerinin kültürden kültüre ve erkekten kadına farklılık gösterebileceği ve bu farklılığın birinin diğerine göre daha üstün gelişmiş bir ahlak anlayışına sahip olduğunu göstermektedir. Saldırganlık konusunda üstünde durulması gereken nokta saldırganlığın öğrenilmiş olduğudur. Bu gerçek göz önünde bulunduğunda şiddet içeren televizyon programlarında yaygın olduğu çocuk yetiştirme alışkanlıkları ve erkek çocuklara oyuncak tabanca almaktan aile içi şiddete kadar pek çok alanda var olan değerler ve uygulamaların değişmesi zorunludur.
Bu değişimlerin olması ebeveynlerin tutumu ile doğru orantılıdır. Aynı İbn-i Sina’nın dediği gibi: “Çocukla eğitim sözle olmaz.” O yüzden sözlerimizden önce davranışlarımıza dikkat etmeliyiz.