Bakış Açısı / Hüseyin AÇAR –
Bazı özel günler-günlerimiz, yaşamımıza, hayatımıza hatta kalbimize öyle anlamlar, öyle güzellikler ve öyle sevgiler katıyor ki yaşamak daha bir anlam ve önem kazanıyor.
Örneğin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, örneğin 5 Aralık Türk kadınlarına verilen seçme ve seçilme hakkı Günü …
Bu hafta Bakış Gazetemizde Bakış Açısı köşemizde 2 özel ve güzel günden söz etmeye çalışacağım.
Öncelikle ‘3 Aralık Dünya Engelliler Günü’yle ilgili duygu ve düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım.
3 Aralık 1992 tarihinden buyana kutladığımız Engelliler Günü, anlamı bakımından en değerli günlerimizden biridir.
Engellerin sevgiyle aşılabileceğini anladığımız gün sanıyorum ki hayat hepimiz için çok güzel olacaktır.
Engelli bir birey olmanın zorluklarını anlayabilmek adına, 3 Aralık Salı günü Milas Gençlik Merkezinde düzenlenen etkinlikte, etkinliğe katılan Milas protokolünün değerli isimleri engelli olmanın zorluğunu ‘Empati Parkuru’nda bire bir yaşadılar.
İlçemiz Milas’ta engelli vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak adına birçok düzenlemenin yapılması gerekiyor.
Yani kısaca çok eksiğimiz var, çok …
Mesela, engelli vatandaşlarımız Migros üstünde bulunan Toplantı ve Düğün Salonundan faydalanamıyorlar.
Umarım onların eğlenme, yakınlarının düğünlerine gidebilme hakları olduğunu yerel yöneticilerimiz de en kısa zamanda kavrarlar …
Milas Gençlik Merkezi’nde 3 Aralık Engelliler Günü kutlama etkinliğinde gerçekleştirilen program oldukça güzeldi.
Dans, müzik, halk oyunları, spor ve empati parkuru ile iç içe anlamlı bir günü bizlere yaşatanlara teşekkür ediyorum.
Engelleri kaldırmanın tek yolu sevgidir deyip yazımın ilk bölümünü noktalıyorum.
5 Aralık Türk Kadınlarına; önderimiz, cumhuriyetimizin ve devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilen ‘Seçme ve Seçilme Hakkı’yla ilgili bazı bilgileri sizlerle paylaşacağım.
5 Aralık 1934 yılında Türk Kadınına Atatürk tarafından seçme ve seçilme hakkı verildi. Tam 85 yıl önce verilen bu hak ile Türk Kadını birçok dünya kadınından önce kendini ifade etme özgürlüğüne kavuştu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, toplum içindeki varlıklarını öne çıkaran devrimleriyle kadınlarımız çok önemli bir hakka kavuşmuş oldular.
Günümüze gelecek olursak, kadınlarımız 85 yıl önce elde ettikleri bu hakkı elbette en anlamlı şekilde kullanıyorlar ama ne yazık ki erkek hegamonyası sürüyor, kadına yönelik şiddet sürüyor.
Pek çok kadın, erkek şiddeti karşısında ne yapacağını bilemiyor.
Oysa kanunlar diyor ki, kadınlar ve erkekler yani tüm bireyler eşittir.
Yasa böyle diyor ancak iş uygulamaya gelince işler hiç istediğimiz gibi yürümüyor.
Kadına şiddete dur demenin tek bir yolu yine yasalar ve yargıdır.
Şiddet uygulayanlar hak ettikleri en ağır cezaları almadıkları sürece kadına karşı şiddet de sona ermeyecektir.
Neyse sözü çok daha fazla uzatmadan 5 Aralık Türk Kadınlarına verilen seçme ve seçilme hakkının 85’inci yılını kutladığımı belirterek bu özel ve güzel günlerin sahiplerine sağlık dolu günler diliyorum.